Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ferit Erden BORAY

Ferit Erden BORAY

Tarihe Tek Gözlükle Bakılmaz

Türk İnkılabının Getirdiği Zorunlu Devrimlerin Esasları

20 yüzyılın getirdiği tartışılmaz fikirlerin başında gelenin Batılı kaynaklara göre tanımladıkları Mustafa Kemal İhtilali ya da İnkılapları olarak yazılmıştı o yıllarda. Ne yazıktır ki biz bunu doğru biçimde öğrenemedik, dersem pek de yalan olmaz…

Asırlardır süregelen Asya kökenli Türklerin tarihi açısından anlamı şuydu:

"… Türk milletinin son asırlarda geri kalmış olan devlet müesseselerini (kurumlarını) yıkılmaktan kurtarıp yerine MİLLETİN EN YÜKSEK UYGARLIĞA UYGUN YÖNTEMLER temin etmek amacıyla da başlatıldığını görmekteyiz."

Anlaşılmalıdır ki TÜRK İNKILABI, var olan Türkiye milletinin tam bağımsızlık, milli egemenlik ve çağdaşlaşma mücadelesini içeren etkin bir eylem olacaktı. Bir taraftan yıllardan beri tırmandırılmış dış ülkeler destekli işgalci güçlere karşı hem de hiçbir şekilde hayal bile edemeyecekleri bir tasarı olacaktı.

Tarihlerimizdeki eksik bilgiler ışığında sadece öne çıkarılan Fransız İhtilali örneği tanımlaması sadece yanlış biçimdeki eksik kısmi varsayımlar olarak ortaya çıkarılmıştı. Çünkü Avrupa ülkelerinde Türklerdeki gibi Milletler ve milli şuur mantığı etrafında kitleleşen halkların birleştirildiği gibi bir benzetme Fransız devletinde hiç olmamıştı.

Konumuz olan devrimler için 80 yıl öncelerine baktığımızda cumhuriyet döneminin önde gelen milletvekillerinden olan Mahmut Esat Bozkurt'un tanımına göre şeklen: "Kemalizm doktrinlerinden birisidir devrimcilik…" diyordu.

Çünkü öne çıkan bu tanıma göre Kemalist Devrim sömürge ya da yarı sömürge olarak büyük emperyal devletlerin de egemenlikleri altında dünya uluslarını, şimdiye kadar emperyalizmin yenilebileceğini ilk kez dünya milletleri öğrenmiş olacaklardı.

Kabul edilmelidir ki Kemalizm, tırmanmakta olan bu emperyalizm çağında ulusal bağımsızlıklarını hiç de beklemedikleri şekilde elde edebilen yoksul bir uluştu. Onlar, ekonomiye ve de sosyal gelişime dayanan gerçek kuruluşun kuramını oluşturmuş ve hatta bu kuramın da uygulanmasını bütün imkânsızlıklara rağmen yapmıştı.

Hatta bugün anlaşılmaktadır ki onların başlattıkları kuram ve uygulamalardaki özgünlüğünü, Türkiye ile sınırlı da kalmamış ve de evrensel bir boyutta kazanılmıştır, geçen 10 yıllık devrimler döneminde.

Yaşanılan gerçeklere bakılacak olursa, "Çağdaş Türkiye kavramı" boş bir doğru olmayıp içerikleri açısından açık bir toplum bilinci kavramıydı. Böyle bir açıdan bakılırsa, 80 yıl önceleri oluşturulan TÜRK DEVRİMİ düşüncesi ise devletin kitlenmesi şeklinde bir bilinci alır toplum bünyesinde.

Temel özelliklerine bakılacak olursa:

1-            Gelişmiş bir yazılı dili olmalı,

2-            Felsefe ve bilim önceliğindeki düşüncelerin eğitim aşaması ile benimsendirilmiş olmalı,

3-            Devrimler, devletçi bir yöntemle yürütülmüş olmalı.

4-            İleri bilim ve teknolojiye dayalı gelişken bir ulusal ekonomiye sahip olmalıdır. İşte bu devrimleri tanımayanlara göre, devrimlerin temelinde oluşturulan kurallarının geçmişteki Türk tarihinin tanımları da olarak görenler, TARİHİN ÇAĞDAŞ BULUŞMASI diyorlar.

Öte yandan devlet yapısında temel esaslardan da sayılan LAİKLİK, ulus devleti ya da devletçilik 20. yüzyıla girilirken "sanayi toplumunun ürünüydü. Özeti de EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR, şuuruydu.

Laik düzende yaşamakta olan bireyler kuşkusuz fikren de laik olarak, olmazsa olmaz medeni insanlar genel olarak inanç ve din sahibi olmak ya da olmamakta da özgürdür. (Dünya Demokrasileri örneği)

Denilebilir ki medeni insanlar temek olarak da günümüzde tanımlandığı gibi DİNDAR ve KİNDAR olamaz. Ancak bahsi geçen dindar sözcüğü genelde Allah'ın varlığına inanmış ve bağlanmış kimse anlamına gelir.

Fakat Türkiye'mizde de siyasetçiler arasında fikren EGEMENLİK ALLAH'INDIR diyenlerin hemen herkesin bildiği şekilde DİNCİLİK yaparak, şu ya da bu biçimde bu insanların yumuşak karnından çıkar sağlayanlardır.

Özetlenecek olursa insanlık tarihindeki olagelenlere bakılırsa 21 yüzyıl tanımıyla demokrasi kavramı ??? halkları yönetmek adına ortak çıkarlar farklı yöntemler ararlar ve insanların zayıf taraflarını, yandaş edinmek amacıyla kullanırlar. Böylece de ortaya giderek artan BİAT kültürü çıkmış, asırlardır süregelen İNANÇ DİNİ yerine BİAT DİNİ öne çıkarılmaya başlanmıştır.

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları