Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ferit Erden BORAY

Ferit Erden BORAY

Tarihe Tek Gözlükle Bakılmaz

Saltanat'ı Atatürk kaldırdı tanımı tamamen yanlıştır

Değerli okuyucularım.

Dünyaca kabul edilen son Osmanlı-Türk İmparatorluğu, asırlar sonra neden yıkıma girmişti? Bu soruyu hem kendimize ve hem de devlet yönetimlerince sormayı galiba pek de istemedik gibi. Oysa açıktır, örneğin Tanzimat dönemi aydınlarından Namık Kemal  diyordu ki:

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini

Bunun cevabını 1000 yıl önceki Yusuf Has Hacip versin:

"… Bilgisiz insanın gönlü kumsal gibidir, nehir olsa dolmaz, orada ot ve yem de bitmez… Bilgili insan ise akla öğütler verir, doğru ve dürüst bir insanı da bulursan eğer sürme gibi yüzüne sür…"

Köşe yazımızın konusu, alışılagelmiş, daha çok fanatik düşüncelerle süslendirilmiş tanımlamaya bakalım. Derler ki: Saltanatı Atatürk kaldırmıştır.

Bunu gelin o yılların oluşumuyla açıklamaya çalışalım…

1- 99 yıl var olan devlete karşı darbe mi oldu

2- Osmanlı toprakları İtilaf Devletleri adına desteklenen Yunan ordusunca  işgal edildi.

3- 2,5 yıl süren halkın direnişiyle başlatılan Türk ordusu zaferler kazanıp mesele Mondros'ta bitti.

4- Kurtuluşu hazırlayan ahlakın el birliği ile de iş birliği yaparak kurulan Müdafaa-i Hukuk Fırkası kurtuluşu hazırlayan Ankara merkezli Meclis kurdu.

5- Sanılan ya da varsayılan gibi o yıllarda Meclis kararıyla Başkomutan yapılan Mareşal Gazi Mustafa Kemal lider konumundaydı. Sanıldığı gibi  Atatürk tanımı ise bilindiği gibi 1934'te çıkarılmıştı.

Belgeler ışığında sonuç olarak bakıldığında, evet 30 Ağustos Dumlupınar Meydan Savaşıyla işgal edici Yunan ordusu tamamen İzmir'de denize atılıp uzaklaştı. Evet savaşlar bitmiş, yenik sayılan asırlardır süren bu devletin topraklarından yine o milletin halkından kitlesel bütünlükle kazanan onlar olmuştu.

Bu kez düşünenler, Türkler değil, İtilaf Devletleri Emperyal güçler, feslerini öne alıp incelemeye başladı. En azından savaşın tamamen durdurulması için taraflar arasında yeni bir Ateşkes Antlaşması olmalıydı ve bunun için bilinen Mudanya Antlaşması imzalanmıştı.

Hamaset ve kahramanlık öyküleri dışında o günler belgeler ışığında yaşanan meseleleri bilmek mümkündür. Çaresizlik içinde kalan İtilaf Devletleri bu seferde yapılan ateşkesin dışında doğru dürüst ülkeler arası bir Barış Antlaşması yapılma gereği duymuştu.

1922'nin Ekim ayında Londra'da toplanan devletler acilen bu türdeki detayları içeren Antlaşmalar için 20 Kasım'da başlayacak Lozan kentini önerdi. Resmi teklif yazıları önce İstanbul'daki Osmanlı Hükümeti sadrazamı Tevfik Paşa'ya takibende Ankara'ya yollamışlar yazılı teklifleri.

İşte tam meselelerin içinden çıkılamaz hale geldiği günlerde sanıldığı gibi birisinin ortaya çıkıp da, "Saltanatı kaldırdım…" diyen Atatürk yoktu.

 

SALTANAT VE HALİFELİK NEDİR?

Eski çağ bitirilip Orta Çağ başlatılınca, ülkeleri yöneten gurupların sistemine Monarşi denilir. Baştaki yöneticiler Kral, Çar, Han, Hakan, Padişah vb. adlarla anılırlar ki bizim tarihlerimizde de buna Saltanat denilegeldi.

Üstelik  tarihçilerin anlattığına göre, 15. Asırda "Ortaçağ bitti Yeni Çağ başladı" sözleri de tamamen yanlıştır. Çünkü Orta Çağ üretmesi Monarşik idareler, 19. yüzyıl sonlarına kadar aynen sürmüştür.

Avrupalıların bilinen Rönesans ve Reform girişimleri sonucu, yeni bir atılımla bu kez Sömürgecilik aşamasıyla zenginleşmeye başlamıştır. Sömürgecilik, kısa sürede Kapitalizmi getirince bu kez aydınlanma ve sanayileşme atakları öne çıktı.

Ne var ki devlet yönetiminde Avrupa'da başlayan yeniliklerden birisi olan Meşrutiyet atılımlarının Osmanlı'da 1. ve 2. Meşrutiyet olarak girişimi başladı. Osmanlı'da bir de farklı gibi gösterilen Halifelikler ise uygulamalı değil, sadece yüzeyseldir. Çünkü görevi Yavuz'dan itibaren yüklenmiş padişahlar bunu sanıldığı gibi devlet yönetimlerin de pek kullanmamışlardır.

Sonuç olarak baktığımızda giderek yükselmekte olan Avrupalı Hıristiyan devletleri büyük atılımlar sonucu ilk kez Birinci Dünya Harbini başlatmışlardı. Alelacele katıldığımız büyük harbin sonucunda ortağı olduğumuz Almanya sebebiyle biz de yenik sayılmış olduk. Böylece ateşkes olarak da 30 Ekim 1918'de Mondros Ateşkes'i imzalanmıştı.

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları