Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ferit Erden BORAY

Ferit Erden BORAY

Tarihe Tek Gözlükle Bakılmaz

Demografi örnekli tarihte  Hatay'ın katılımı unutuldu -1-

Sevgili okurlarım, şu sıralar bir sığınmacılar konusu ülkemizin gündemini meşgul etmekte. Bu sığınmacıların yoğun olarak bulundukları illerin başında Hatay gelmekte. Hatay biliyorsunuz bizim için çok önemli. Bunun nedenlerinden biri Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk''ün vefat etmeden önce anavatan topraklarına katmış olması. Biz de bu konuyu iki günlük bir yazı dizisiyle aktarmak istiyoruz.

 Uluslar ellerinde bulundurdukları toprakların gerçek sahibi olmakla beraber, insanlığın vekilleri olarak da bulunmuşlardır. İnsanlar hayatları boyu birçok acıyı akılsızlıkları yüzünden çekmişlerdir, tarih boyunca.

Değerli okuyucularım en azından milletlerin yönetiminde günümüzde olduğu gibi yönetici konumunda olanlar vardır. Ancak onlar herşeyi bittiği zaman siyasetçilerin arkasından gitmek cahiliye mantığıdır. Özellikle üstünde asırlardır yaşamakta olduğumuz ve atalarımızın vatan sandıkları bu ülkenin Anadolu denilen topraklarının en azından yakın geçmişini bile bilemiyorsak birçok fikir ve düşüncelerden çok kolay uzaklaşmış oluruz.

Özellikle son on yıldır Türkiye''ye yönelik sığınmacı akınları devam ettirilmektedir. Irak''tan, Suriye''den hatta Afganistan''dan, Pakistan''dan yola çıkan, genelinde işsiz-güçsüz kitleler soluğu kendi yaşamları için Türkiye''de almaktadırlar.

Bu girişlerin başını çeken özellikle Hatay gibi komşu güney illerimizde önceleri sığınmak daha sonra süreler içinde kısmen ya da mübadeleyle yerleşik bir halk kitlesinin açıkça görülen sıkıntılarını bizzat Türkiye halkı olarak yaşamaktayız.

Bu açıdan baktığımızda temeldeki Demografik tür yapının önemini kavrayabilmek için yıkılmakta olan 620 yıllık son Osmanlı-Türk İmparatorluğu devletinin varolan bu halkının kendi içinde birliktelikleri kurup vazgeçilmez işgal altındaki toprakları ölümüne kurtuluş savaşı vererek kurtarıp Türkiye Cumhuriyeti''ni kurmuşlardı.

Kuşkusuz bilinmektedir ki eski adıyla Sömürgeci yeni adıyla Emperyalizm öncelikle Demografiyi kullanarak I. Dünya Savaşı ile birlikte uluslararası yeni Diplomatik ilişkilere girmeye başlamışlardı. Böyle kolay yayılmacı şartların getirisiyle Ocak 1918''de Amerikan Başkanı W. Wilson''un yayınladığı Wilson prensiplerinden anlatılan 14 ülkeden birisi de Türkiye olmuştur.

Tarihlere Wilson prensipleri olarak geçen yazıda "… Bugünkü Osmanlı İmparatorluğu içinde Türk kesimlerinde güvenli bir egemenlik tanınmalıdır. Türk yönetimindeki öbür uluslara da her türlü kuşkudan uzak yaşam güvenliği ile özerk gelişmeleri için tam bir özgürlük sağlanmalıdır." diyordu.

Ancak bütün bu uluslararası ilişkilerin diplomatik caydırıcılığın ötesinde dört yıl süren I. Dünya Harbi, başı çeken Almanların yenilmesi sonucu, müttefikleri olan Osmanlı Devletinde yenilgisiyle sonuçlanmıştı.

Ancak işgalle karşılaşan Anadolu topraklarının halkı kitlesel bir bütünlük içinde bu kez önceleri Kurtuluş daha sonra da Kuruluş yıllarına girmişti. Ancak bahsi geçen Wilson, Kurtuluş Savaşı sırasında bu kez Ankara''daki güncel nüfus yapıları konusunda da derin araştırmalar yaptırmaktaydı.

Hatta bu konuda Anadolu''daki Ermeniler konusunda doğru bilgilerin toplanması için King-Grane Komisyonu ve General James Harbord doğrudan Türkiye''ye yollanmış oldu. Yapılan araştırmaların sonucunda da hazırlanmış rapor ABD parlamentosunda okunmuştu.

Sanıldığı gibi Anadolu topraklarında 24 Mayıs 1920 tarihinde, bölgede yeni bir Ermeni Devletinin sayıca ve bölgede kurulmasına gerek yoktu, denilmekteydi. (Sanırım bu dünya tarihlerinde çok iyi bilinmesine rağmen güncel edilmesi sadece topraklardaki Ermeni azınlıkları siyaseten kullanma amacıyla gündem edildiğini bilmek gerekir.)

Bunun ötesinde gizli açık yapılmış ancak tam olarak Osmanlı Devletince imzalanmış olmayan Sevr Antlaşması''nın maddeleri içinde konular için bu kez 24 Şubat 1921''de Londra Konferansı yapılmıştı. Burada alınan karara göre,

"… Kars''ta Türklerin ezici bir çoğunluk, Ardahan''ın da ise varolan Ermenilerin oranı çok düşüktür."

Sonuç olarak baktığımızda bütün bu yasalara karşı 1919-1922 arasında Kurtuluş Savaşı birebir kazanılmış ve düşmanların işgali altındaki bütün topraklardan tamamen uzaklaştırılmıştı. Daha sonra da Kasım 1922''den itibaren başlatılan uluslararası tam bir mutabakat Antlaşması Lozan''da toplanmıştı.

Böylece sözde hazırlanan Sevr Antlaşması tam olarak çöpe atılıp bağımsız bir devlet kuruldu. Bu anlaşma gereğince Misak-ı Millî sınırları artık devletler tarafından da kabul edilip tescillenmiştir.

YARIN: Hatay''ın anavatana katılmasında demografi

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları