Her ne kadar bu doğudan gelen tehlikeleri de savmak adına Bizans'ın büyük diplomasi rotasıyla bu kez Vatikan'daki Papa II. Uranus'tan Avrupalı Devletlerden askerî yardım istemesi olacaktı. Bu tarihlerde anlatılan ünlü iki asır sürmüş HAÇLI SEFERLERİ de onların asırlardır süregelen devlet yapılarına da yardım yerine katliam ve soygunlar ile içeride tam olarak gerilemesini getirmekte gecikmeyecektir.
İşte bu Haçlılar sürecinde dağılmış olan Selçuklu devleti yerine Anadolu'daki 16 Türk beyliklerinin bu kez birliktelik kurma adına OSMANLILAR denilen yeni bir devletin sınırlarını, var olan Bizans'ın merkezine kadar yayılmasını sağlamakta gecikmeyecekti.
Üstelik Osmanlıların I. Murat ve Yıldırım Bayezıt ile Bizans'ın Balkanlardaki hâkimiyetini tamamen bitirip, Constantinopolis'e bağlamış oldular. Ancak 1451'de Osmanlı tarihinde bu kez II. Murat oğlu II. Mehmet'in tahta çıkması, artık zaten zayıflamış ve de son imparatorluk sayılmış BİZANS'ın tamamen tarihten silinmesi gerektiğini anlayıp, alışılmışın dışında tarihinde en büyük askerî stratisyen olarak bilinen bu hakan sadece sıradan bir hakan değil, oldukça eğitimli Arapça, İtalyanca ve Acemceyi çok iyi bilen biriydi.
Denizden gelen yardım kesildi
Daha Yıldırım Bayezıt döneminde Bizans'ın tamamen bitirilmesi planları yapılıp, Boğazlara Anadolu Hisarı'nı yaptırdığını sanki unuttuk. İşte bu kez tahta çıkan II. Mehmet'in yine Boğazda Karadeniz'den gelecek olan Avrupalıların yardımını kesmek üzere ilkbahardan itibaren başlatıp, 31 Ağustos'ta bitirilen ünlü Rumeli Hisarı artık Bizans'ın en azından deniz yoluyla gelecek her türlü yardımlarını kesmiş oldu.
Dünya tarihlerinde basitçe bir kalenin kuşatılıp yenilgiye uğratılan küçük bir savaş değildir. İstanbul masalın dışında harbin askerî stratejilerini ve de Türk ordusunun nasıl, hangi konularda ve savaşlarda zorunlu olan askeri harp malzemelerini bize şimdiye kadar belgelerle anlatan bir tarih yazılmamıştır.
Türk ordusunu yönetecek deneyimli savaşları görmüş komutanlar olacaktı, öyle de oldu. Devletin de temel yapısında büyük görevler almış Çandarlı Halil Paşa, eski uç beyi Tunahan Bey'i süvari tümeni ve de Rumeli Beylerbeyi Dayı Karca Bey ile birlikte bu kez Edirne'deki Osmanlı Sarayı'nda masaüstü harp oyunlarını geliştirip, her türlü imkân ve harp malzemelerini tamamen eksiksiz hâle getirmekteydiler.
Sultan II. Mehmet şimdiye kadar dünya harp tarihinde uygulanmamış yenilikler yapmak zorundaydı. Bu sebeple asırlardır kimsenin yıkıp, içine girmeye imkân bulamadığı surların duvarları nasıl yıkılacaktı?
Türk ordusunun askeri tugayları ve alaylarının toplanma bölgesi Edirne'den başlayıp, Tekirdağ ve Sultanköy bölgeleri hazırlanmaya başlamıştır. Buna Osmanlı tarihinde ordunun savaşa hazırlandığı yerler için Yeni Sahra ya da Sahrayı Cedid (asker toplanması) denilmiştir.
Fatih Mehmet'in Edirne'deki son harp masası toplantısında "Kendi mülkünün surunun arkasına saklanmış, hapsolmuş, bir avuç bahçe ve otlaklarıyla köhnemiş surların gerisindeki bu ıssız kentten ve kuru bir eski şöhretten ibaret kalmış olan Bizans'ı tamamen kapatacağız..." diyordu, buna tam anlamıyla harp kararı denilir.
Eşi benzeri görülmemiş planlama
6 Nisan'dan itibaren başlayan ordunun bütün imkânı ile Constantinopolis'e yürüyüşü başladı. Bunun ötesinde Marmara'daki 140 harp gemisiyle Donanma Komutanı Bektaşoğlu Süleyman Paşa'nın kıyıdan surları sarışı başlar. Yenikapı ve Kumkapı kıyıları geminin askerleriyle de tamamen kuşatılmış oldu.
Bazı tarihlerde 160 bin dedikleri Osmanlı'nın Türk ordusu aslında 100 bin kadardı. Orduya komuta edenler, Rumeli Beylerbeyi Dayı Karaca Bey ve Anadolu Beylerbeyi İsak Paşa'nın Zeytinburnu yöresindeki surları kuşatması başlamıştı.
Boğaz'la Haliç arası zincirle kapatıldığından bu kez denizcilik tarihinde hiç olmamış bir planlamanın yapılması. Bu da 22-23 Nisan gecesi Dolmabahçe kıyısı üzerinden Taksim'e kadar yürütülen 24 kadar iki oturaklı, tek yelkenli harp gemileri karadan yürütüldü. Sabahleyin artık Kasımpaşa'dan Haliç'e inen gemilerdeki denizci askeri sayıları 2000'i bulmuştu.
Karadan ve denizden kuşatılan Bizans'ın bu kez tam bir hareketle kuşatması artık saldırıya yöneldi. Ünlü Edirne'de yaptırılan ŞAHİ adlı topun, aslen Macar Türklerinden olan Urban tarafından yapıldığı, topun atışlarıyla bugün Topkapı denilen surların yıkılışı 28 Mayıs'ta başlayan son saldırı sırasında bu kez Azap askerinin surlara çıkışı, bayrağı çekilmesiydi. (Azap askeri şimdiki komandolardır.) Masal dışındaki Ulubatlı Hasan, yeniçeri askeri olarak yazıldı. Bu da tamamen yanlıştır ve de tarih böylece asırlardır süregelmiş son Roma İmparatorluğu'nun yıkılışıydı.
