Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ferit Erden BORAY

Ferit Erden BORAY

Tarihe Tek Gözlükle Bakılmaz

İtilaf Devletlerince Meclis-i Mebûsan'ın İşgali ve İstanbul

Değerli okuyucularım.

Osmanlı Devletinin son Meclis-i Mebusan''ın yapıldığı toplantılar sırasında Misak-ı Milli''yi kabul etmiş olması, elbette İtilaf Devletleri''nin tahammül sınırlarını aşan bir karardır kuşkusuz. Zaten bu devletler, kendilerine kısmen yandaşlık yapan Damat Ferit Paşa hükümeti yerine, aslen asker kökenli Ali Rıza Paşa hükümetini de pek tutmamaktaydı.

Nitekim İngilizler (ki o dönemde Britanya İmparatorluğuydu) yaptıkları baskıyla 21 Ocakta Harbiye Nazırı Cemal Paşa ile Erkan-ı Harbiye Başkanı Cevat Çobanlı Paşa''nın istifa etmelerini sağlamıştı. Yine köprülü Hamdi Bey''in 26/27 Ocak 1920 gecesi, bir Kuvayı Milliye müfrezesi ile Gelibolu''daki Akbaş cephaneliğini basarak Çar taraftarlarını silahlandırıp Rusya''ya kaçırmışlardı.

Aslına bakılacak olursa İtilaf Devletleri''nin Osmanlı''daki tırmanma siyaseti nihayet 15 Martta, bu sefer de Kuvâ-yi Milliye yanlılarının tutuklanmasına dönüşecektir. 16 Mart günü topyekûn olarak bu kez İstanbul''un fiilen işgal hareketini başlatmış oldular. Bunun önemli sebeplerinden birisi de Panislamizm eğilimlerinin ve Doğu Avrupa ile Karadeniz''de giderek güçlenen Rusya''daki Bolşevik yayılmasının İngiltere''nin bölgedeki çıkarlarını tehdit etmesi ile ilgiliydi. Fakat işgalin en önemli tarafı, Osmanlı Devletine son şekli verilmeye çalışılan Sevr örneği barış şartlarının kabule zorlanmasıyla ilgili olduğu açıktır. Nitekim göstermelik olarak İngiliz uçaklarının bu kez İstanbul üzerinde uçarlarken, Boğaz''da demirlemiş olan donanma gemilerinin bütün topları, sanki İstanbul''a atışa hazır hale çevrilmişlerdi.

İşte bu günlerde, 15 gün öncesinde Harbiye Nazırlığı''na getirilen 2. Ferik (Korgeneral) Fevzi Çakmak Paşa beklenmedik şekilde yakalanarak süngülü askerler tarafından hem de sabah çalışma odasından zorla çıkarılmıştı. Böylece hazırlanan saatler içinde 18 Mart 1920 günü İstanbul Sultanahmet''teki son Osmanlı Meclis-i Mebûsan''ı kuşatılmaktaydı. Bu arada Meclisi Mebusan''daki bazı mebusların, İtilaf Kuvvetleri''nin görevlendirdiği bir tabur askerin komutanı olan bir İngiliz Binbaşısı tarafından tutuklanması yaşanır. Hatta bu tutuklananlar arasında, Temsili Heyet üyesi ve milletvekili olan emekli amiral Rauf Orbay Bey de vardı. Böylece 37 kişi tutuklanıp Malta''ya sürüldü.

Meclisin basılması, aslında elbette ki kapatılması değildir. Çünkü isyanı yapanların sadece tutuklamaları yaşanmıştı. İngilizler tarafından bu yapılan tutuklamalardan sonra, aynı gün içinde yapılan çoğunluğun bulunduğu meclis toplantısında Kastamonu milletvekili Rıza Nur hoca 14 imzalı bir öneriyi meclise sunar. (1) Bu öneriye göre bir Takrir kararı istenmekte olup, oturumun bu kez yapılamayacağı meclis ekseriyetinin kararıyla onaylanmış oldu. Bu ise artık Meclisin (Osmanlı Meclis-ı Mebusanı) süresiz olarak kapatılmasını da getirecektir kuşkusuz.

Nitekim 11 Nisan 1030 (Hicri) günü Padişah Vahdettin, imzalamış olduğu bir fermanıyla, dört ay içinde yeni bir seçim yapılana kadar Osmanlı Meclis-i Mebusan''ı feshedilmiş oldu. (2)

İstanbul''da bu işgalin haberlerinin anında yapılmasını sağlayan da, tarihlerde adı geçen telgraf memuru Manastırlı Hamdi Efendi olduğunu bilmekteyiz. Bütün bu olanları da Ankara''daki Mustafa Kemal Paşaya dakika dakika iletmesi ilginçtir.

Nitekim bu sırada Sadrazam Salih Paşa, İstanbul''un işgalini derhal protesto etmiş, İtilaf Devletleri''nin ona Kuvayı Milliye''ye de karşı olduğunu söylemeleri istenince görevinden derhal istifa etmişti. 5 Nisan günü padişah tekrar Damat Ferit''i sadrazam olarak atamış ve 11 Nisanda da tamamıyla Meclis-i Mebusan''ı resmen feshetmiştir. Evet, böylece İstanbul işgali aslında düşmanın İzmir''i işgalinden sonra aldıkları en büyük gafların başında gelir. Bu İstanbul''dan Ankara''ya akışın yolunu açtı.

Bilindiği gibi hem Anadolu''dan gelen Temsili Heyet üyeleri ve hem İstanbul''daki Ankara''ya kaçan 75 Meclisi Mebusan üyesi milletvekilleri ile bu kez Ankara''da yeni bir Meclis açılıyordu. Kurtarıcı lider Gazi Mustafa Kemal Paşa, Meclis''teki ilk konuşmasında der ki:

"..Efendiler... değişmelerin durgun ve  değişmez kararları olmaz. Onun için biz benzememekle ve hatta bu konuyu benzetmemekle övünmeliyiz, böylece kendimiz olmalıyız..."

*

Değerli okuyucularım, gelin son olarak Osmanlı''nın Tanzimat dönemindeki Jön Türklerden ünlü Namık Kemal''in sözleri ile bitirelim, der ki:

"…Vatan''ın bağrına düşman dayamış hançerini yok mudur, kurtaracak bu baht-ı kara mâderini…" (durumunu halini).

Günümüzde ülkemiz çok büyük sancılar içindeyse, elbette yine kendi içimizden gelenler şu ya da bu şekilde kurtaracaktır, halkının destek ve direnişleriyle…

+

1- İstiklal Savaşı Garp cephesi, Rahmi Apak,  T. T. K. y., 1990 Ankara.

2 - Tarihimizde yaşanmış ve öne çıkan  değerli adamlar vardır. Nitekim bahsi geçen Dr. Rıza Nur Hoca, İstanbul Darülfünun''un önemli öğretmeniydi.

                Yukarıda okuduğunuz aynı Rıza Hocanın Milli Mücadele dönemi, Mustafa Kemal paşa ve ekibi ile Ankara''da kurulan meclisin önemli üyelerinden birisiydi. İşte bu hoca 1920''deki Meclis-i Mebusan''ın kapanış önergesini hazırlayandı. Yine aynı hoca, Kurtuluş Savaşı''nın zaferleriyle bitirilişi ve Lozan çalışmaları yapılırken bu kez de ileride okuyacağınız gibi 27 Ekim 1922''de Ankara''da Meclisin kararı gereği Padişahlığın kaldırılması önergelerini yazarak meclise veren birisiydi, biline...

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları