Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ferit Erden BORAY

Ferit Erden BORAY

Tarihe Tek Gözlükle Bakılmaz

Cumhuriyet ve laiklik mi ? şeriat ve şeyhülislamlık mı ?

Değerli okuyucularım, Ağustos sonları dünyayı fikir ve basın olarak sarsan Afganistan-Taliban değişimlerini yaşadık. Peki ülkemiz etkilendi mi? Tanzimattan beri 170 yılı geçirmiş, asırlardır devlet olarak devam edegelmiş Türk milletinin de Cumhuriyet-Demokrasi kavramını iyi bildiği açıktır.

O halde neden düzmece saptırılmış basın yüzyılla ülkemiz adına siyaseten öncelikli hale gelmiştir. Birincisi, son on beş yılını yaşamakta olan Radikal Dinci siyasetçiler için çok önemli olduğundan neymiş, Taliban Arapça Medrese talebesiymiş, İslamiyet'i getiren Hz. Muhammed döneminde de eğitim için Medreseler vardı, 1400 yıl önce.

Fanatik cahiliye kesimlerin, en azından da yakın tarihi bilmek için, bilimsel belgeler ve bilgiler yerine, fanatik Atatürkçülerin ortaya çıkardığı kuruluşu yapan Atatürk dedikiden ibaret yeni bir Cumhuriyet anlatılmaya çalışırlarsa, o zamanda çok kolay biçimde Atatürk düşmanlarını çıkarırız.

İkincisi, iktidarını bitirmek üzere olan siyaset kadrolarının yeniden son azından fikirsel üstünlük sağlayıp seçimleri kazanması için insanların en zayıf karnı olan Din'i kullanıp öncelikli sayar.

Özetlenecek olursa yaşadığımız olayları hiçte gereği yokken mesele haline getirmekten uzak durmak için sadece belgelere dayalı iki konuyu tamamen de bütün çıplaklığıyla size sunalım.

1- CUMHURİYET VE LAİKLİK NEDİR

Françis Bakon der ki: "Yalanlamak ve reddetmek için okuma… İnanmak ve herşeyi de kabullenmemek için okuma… Konuşmak ve nutuk atmak içinde okuma… Tartmak, kıyaslamak ve düşünmek için oku…"

Ne yazıktır ki şimdiye kadar neden bu hale de geldik sorusunun cevabı aslında burada saklıdır. 1820'lerde başlatılan Yenilenme ve Reform hareketleri ancak Osmanlı Monarşi döneminden II. Meşrutiyetin de devamı sonucu, 1. Dünya harbi etkisiyle yıkıldı.

Kurtuluş Savaşı sonrasında Lozan'dan etkileşim ve uluslarca kabulü sonucu Cumhuriyet kurulmuş oldu. Saltanat'ın Meclisce 1 Kasım 1922'de tamamen kaldırılmasını takip eden dönem Lozan görüşmeleri olmuştur.

29 Ekimden önce Halk Fırkası (partisinin de Meclis grubunda lehte, aleyhte uzun görüşümlerin olduğunu bilmekteyiz. /Günümüzde Meclisteki partilerin hemen hiçbirisi görüşmeye çağırılmamaktadır)

Türkiye Cumhuriyeti modeli sanıldığı gibi hiçbir şekilde bir İngiliz ya da Fransız veya Amerika modeli değildir. /Bunu halen anlamadı siyasetçiler.

"… Egemenlik ulusundur, TBMM'den başka bir meclis, makam ulusal yargıya egemen olamaz. Bütün yasalarda, örgütlerde, yönetimde, eğitimde, ekonomideki ulusal egemenlik içinde hareket edilecektir."

Özetçe Cumhuriyet bu ise, bugün siyasetçilerin neden karşı çıktıklarını çok iyi anlamak mümkün. İtiraf edilmelidir ki biz halklar olarak halen bile bütün bu gerçeklerin nasıl olduğunu anlamamışız.

Kabul edilmelidir ki "Cumhuriyetçilik eylemi ise insanlara barış ve kardeşlik içinde yaşayabilecekleri çağdaş bir toplum kurmak amacıyla yola çıkılmıştır. Temel olarak Cumhuriyet, yönetenler ile yönetilenlerin arasında geçmişteki ayrılığın kalmadığı tam bir kaynaşmanın olduğu rahat bir düzendir. Şimdi insanların birbirine düşman edilmesi peki neden?

Kurucu lider Mustafa Kemal Atatürk'ün açıkça söylediği gibi: Türk İnkılabında da başarılan işlerin en büyüğü olarak temeli Türk kahramanlığı ve Yüksek Türk Kültürü olan Cumhuriyettir" demişti.

VAZGEÇİLMEZ OLAN LAİKLİK NEDİR?

Yeni kurulurken, çağdaş bir Devlet ve çağdaş bir toplum yaratma çabalarının genel niteliği laiklikti. Genel olarak "Din ve Devlet işlerini birbirinden de ayıran, hiçbir şekilde dinin politik çıkarlara alet edilmesini reddeden, kişinin ise din özgürlüğünü tanıyan ve koruyandır. Ayrıca akıl ve bilimin egemen olduğu bir devlet ve toplum düzenini öngören bir ilke olarak tanımlanabilir."

Geniş anlamıyla da Laiklik, "hürriyetlerin en kutsalı olan düzenleme, devletin tarafsız bir davranış içinde saygı gösterme biçimidir." Dünya tarihinde bilindiği gibi batı dünyası yaşadıkları Rönesans ve Reform hareketleriyle aydınlanma çağını aşarak Laikleşme sürecini başlatmıştı.

Osmanlı devleti uzun asırlar geçirmesine rağmen böyle bir yenileşme atılımı yapmak için bu kez Cumhuriyetle birlikte bu imkanlar doğmuş oldu. Hiçbir dini inançları birbirine üstün kılmak şartıyla.

Laiklik aslında hukuk devleti olduğunu da unutanlar, bütün dinlere, mezheplere eşit uzaklıkta olmasından yararlanan günümüz siyasetçileri cahiliye kesim anlayarak ölçemezler elbette. Üstelik onlara karşı, dünya tarihinde insan haklarına karşı çıkarılan bir rejim biçimidir derler.

Üstelik kendileri dahil inancı hangi biçimde olursa olsun, serbestliği laiklikten alır. (Devam edecek)

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları