Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ferit Erden BORAY

Ferit Erden BORAY

Tarihe Tek Gözlükle Bakılmaz

Balyan'lar ailesi benzeri 120 yıl sonra beşli çete

20. yüzyıl ilk çeyreğine kadar dünya ülkelerinde halkın yönetimini Hanedanlık ya da Monarşik sistemlerin çektiği bilinmektedir.

Toplumlar, halkın sorunlarını doğru yapabilen, tanımlama becerisi olan baştaki liderleri aramışlardır, asırlardır. Meseleler bu hale gelmişse, Devletin yapılanmasında ve dünyanın en son imparatorluğu konumundaki Osmanlı Türk Devletinin hangi konumlarda yerinde sayıp gerilemesi asıldı.

KAPİTÜLASYONLAR VE LEVANTENLER

Tarihin seyri içinde asırlarca Avrupalıların henüz büyük devlet olamadıkları yıllarda (16. yy.) en güçlü ve tek imparatorluk olan Osmanlı Devleti'nden yardım istemek zorunda kalmışlardı. İlk kez Kanuni Sultan Süleyman döneminde Fransızların verilen Kapitülasyon hakları, artık batılı ülkelerle ticari dayanışmanın resmen kapılarını açmış oldular.

Elbette 17 ve 18. yüzyıllara kadar süregelen bu tür dayanışmalar sırasında başkent Konstantinopolis ve İzmir'de ticari ilişkilerin devamı için Batılılar kendileri adına ticari merkezler kurdu, yerleşince de bunlara artık Levantenler denildi.

Ancak bütün bu gelişimlerin yanı sıra tarihlerde bilindiği gibi Sultan 3. Selim ve devamında II. Mahmut'un hakanlıkları döneminde Osmanlı Devleti ilk kez Batılılaşma hareketlerine zemin hazırladı. Böylece de batılılaşma ve medenileşme olgusu da ilk defa yüzyüze gelen uluslararası bu dayanışmaların sonucunda Batı etkisiyle Sultan Abdülmecid'in başlattığı ünlü Tanzimat Fermanı olduğunu kabul etmekteyiz. 3 Kasım 1939 günü Gülhane Hattı Hümayunu getirilmişti.

Doğudaki bütün bu gelişmelerin ötesinde Batıda ise daha 18. yüzyılda başlattıkları Sömürgecilik olgusu giderek büyük parasal imkanlar getirip bu kez günümüz adıyla Kapitalizm'i ve Sanayi Devrimi'ni getirmişti. Hıristiyan ülkelerin bu parasal zenginlikleri sürerken bu kez aralarında kutuplaşmalar başlamıştı.

Öte yandan tarihte ilk kez uluslararası Diplomasi'nin geliştirildiği, Elçiliklerin kurulduğu yıllar açık biçimde yaşanırken, birdenbire 1853'te Sivastopol Savaşı başladı.

Yaklaşık iki yıl devam ettirilen bu Batılılarla dayanışma sırasında Beyoğlu ve Taksim, Beşiktaş bu kez Avrupalı zenginlerin ve azınlık Osmanlı Ermenilerinin yerleşim ve şirket kurma mekanlarına dönüşmüştür.

Bu düzmece savaş nihayet 1856 Paris Konferansı'na kadar sürmüş ve bu toplantıda Osmanlı için çok daha yeni planlamalar, onlara yerleştirilmeye başlamıştır. Islahat Fermanı gibi azınlıkların hakları meselesi. Böylece başkentte reform hareketleri başlatılmıştı.

İşte bu tarihten itibaren dünyanın ilk Metropoller Arenası Konstantinopolis ve Türklerin Batılılaşmaya dönüşümleri dönemine girilmiş oldu. Özetlenecek olursa bu coğrafyalara Medeniyetler harmanı denir. Herşeyden önce Osmanlı İmparatorluğu Devleti'nin Batı Avrupa Bürokrasisi ile dayanışmaları, çok önemli bir değişimin gelişmesini getirmekte gecikmeyecekti.

Üstelik bu asra kadar eski Roma ya da Bizans İmparatorluğu döneminde bile pek kullanılmayan İstanbul Boğaziçi'nde bu kez, ilk defa İngiltere, Rusya, Fransa ve İtalya vb. devletlerin boğazlarda elçilikler, levantenlerin oturma yalıları yapılmasına başlanıyordu. Oysa Osmanlı Padişahları, Boğaziçi'ni hemen hiç kullanmadı.

TÜRK TARİHİNDE İLK KEZ YABANCI

DEVLETLERDEN BORÇ ALINMA MESELESİ

Batılı ülkelerle müştereken Rusya ile savaştığımız dönemlerde, devlet mali bakımdan da çok dar boğaza girmişti. İlk kez, Beyoğlu Yüksek kaldırımda mekan tutmuş, gizli-açık bankerler'in devleti utandırmamak adına araya girip batıdan borç paralar almaya başlamışlardı.

Türk tarihindeki bu borç para alma düzeni, devleti yöneten kadrolar arasında sıcak parayı kolay elde etme yolunu başlatmış oluyordu. Bu atılımın getirdiği rahat şartlar içinde Padişah Abdülmecid Han gibi aynen Hıristiyanlarınkinden daha büyük yalılar, saraylar yaptırmalarıydı.

ERMENİ KÖKENLİ AZINLIK HALKTAN

BALYANLAR AİLESİ VE SARAYLAR

Bu aile daha Sultan Mahmut döneminde Avrupa'ya gidip yüksek okullarda eğitim görerek İnşaat Mühendisi de olan ilk Osmanlı vatandaşlarıydı. Günümüze kadar devam eden Dolmabahçe Sarayı ilk büyük inşaatıydı. Bu nedenle devlet hazinesinden beş kuruş ödenmemiştir. (aynen şimdi olduğu gibi uzun sürede ödenecek borçlanma)

Bu inşaatlardan sonra birçok şehzadeler içinde İstanbul içinde saraylar, köşkler yapmaya devam ettiler Balyan ailesinin arşivlerinde, planların çizimlerinde imza sahipleri Nigogos, Krikor ve Garabet Balyan  imzaları vardır.

Osmanlı devletinin mali krizleri yaşadığı bu dönemlere rağmen, Sultan Abdülaziz döneminde ise bu kez Çırağan Sarayı inşa edilmiş oldu. Aynı yıllarda varolan Ihlamur Kasrı, Ortaköy ve Çırağan camileri, ünlü mimar sahipleri Nigoğos Balyan tarafından yapılmıştır.

Elbetteki Balyanlar ailesi bir ekip halinde çalışmakta olup günümüzdeki beşler şirketleri dayanışması Levon Güreğyan ve Balyan ailesi arşivlerine bakınca 1869'dan 1950'ye kadar tamamı mevcuttur.

Ancak bilinmektedir ki Abdülhamit döneminde Devlet  varlıkları hesaplanacağını düşünerek, hemen 1896'da İtalyaya kaçmışlardı. Çünkü Osmanlı İmparatorluğu Devletinin içinde bulunduğu mali kriz dönemleri 1907'de bütün Balyanların kaçtıklarını görmekteyiz.

Hatta aynı yıllarda durum oldukça faydalı olarak yürürken, Sultan Abdülaziz döneminde, onun Fransa ve İngiltere krallıklarının daveti üzerine Avrupa'ya gitmiş ve Fransa krallarını İstanbul'a çağırmıştı. Fakat kral sağlık sebebiyle gelemiyeceğini beyan edip, yerine Knalıçi Ojeni'nin geleceğini söyler.

Bin yıl sonra İstanbul'a gelecek kraliçe  adına yapacak yeni bir saray başlanması işte Abdülaziz Balyanlara Beylerbeyi sarayını yaptıracaktır.

Değerli okuyucularım, işte devleti yönetenler, tüm dünya tarihinde olduğu gibi bizde de aynen açıktan para gelince bunu seçerler. Nitekim biz Osmanlının borçlarını Duyunu Umumiye anlaşmasıyla 1952'ye kadar ödemiştik, Allah günümüzdekilerden korusun.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları