Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ferit Erden BORAY

Ferit Erden BORAY

Tarihe Tek Gözlükle Bakılmaz

20. yüzyıl harp tarihinde Monarşi'nin yıkılışları

Değerli okuyucularım bana kimse Fatih ile Ortaçağ bitip Yeniçağ başladı demesin… Bu gerçekte asırlardır var olan Monarşik/Hanedanlık döneminin ancak 20. Asırda yıkılmış olduğunu en doğru belgelerle bilmek zorundayız.

Bunun için tarihte geçen asırların sadece 19. Asırdan itibaren, Sömürgeciliğin getirdiği sanayileşmelerin giderek harp sanayiine dönmesiyle birlikte artık güçlenen devletlerin birbirlerine karşı acımasız ve hatta uzun süreli ölümüne harplere ancak girişilecekti.

Ne var ki durdurulamaz çıkışlar ise ancak 20. Yüzyılda başlayacak ve devamında bir asır içinde uluslararası yaşanmış yaklaşık 48 kadar savaşları bütün çıplaklığıyla getirecektir.

Ne var ki bu savaşlardan sadece 5 tanesinin tamamen birbirinin aynısı harp yöntemleriyle olan ÇIKARMA SAVAŞLARI oldu. Ve de bu savaşların sonucunda bahsi geçen bütün MONARŞİK sistemlerin tamamen de tarihten silinişleri yaşanacaktır.

Birincisi: Rus Çarlığı ile Japonya arasında 11 ay sürmüş ve adına PORT ARTHUR meydan savaşı denilmiştir.

İkincisi ise tarafımızdan çok iyi bilinen 1915 Çanakkale ya da Gallipoli savaşları olmuştu.

Üçüncüsü: Japonya''nın Amerika''ya yaptığı ünlü PEARL HARBUR hava çıkarma savaşı, dünyaya Amerika diye bir devleti çıkardı.

Dördüncüsü: 1943 sonlarında başlatılan ve de 4.5 milyon askerin girdiği Avrupa''daki ünlü NORMANDİYA ÇIKARMASI.

Beşincisi ise bizim de katılmış olduğumuz Doğu-Batı tarihlerini değiştiren Kore çıkarma (deniz, kara, hava) savaşlarıydı. Bu savaşların sonucunda dünya tarihinde Monarşiler tamamen değişti.

118 yıl önce Şubat ayında

Port Arthur muharebesi

20. yüzyıla girilirken başlayan Modern Çağ''ın Asya''daki ilk Konvensiyonel savaşlarının başlangıcında da onların azmi, Rus Çarlığının Emperyalizmi''nin karşısında tahmin edilemeyecek kadar yıkıcı sonuç yıpratılmasıyla Doğu tarihleri tamamen değişiyordu.

Toplam 18 ay süren Japonya-Rusya''nın savaşları gelecek kuşakların aklında TUSUSİHİMA ya da Cosima''daki deniz savaşları olmuştur. Adı geçen bu savaşlar halen bile Japon tarihlerinde şevklerinin (zafer sarhoşluğunun) ve de denizcilerinin Rus Donanmasını etkisiz hale getirme zaferi olmuştur. (Bunun açık örneği bizim tarihlerimizde yaşanmış olan 18 Mart Çanakkale deniz savaşı gibidir.)

Tarihin yaşanmış gerçeğine bakılacak olursa, başlangıcının Asya''nın en büyük devleti olan Çin''in sınırlarındaki Lianig kıyılarında Japonlarla yapılan savaştı. İşte bu dönemi araştıran tarihçilere göre de savaşın adının harp tarihine PORT ARTHUR olarak geçmesi olmuştur.

Ancak buradaki deniz savaşlarıyla taraflarca kesin sonuç alınamadığından mecburen karadan yapılan bir kuşatmayla yeni hesaplar görülmeye başlanacaktır. Burada karadaki Rus topçulara karşı çıkan atışlarda ise Japon askerinin topluca yok edişleri ve ilk kez satın alınmış olan uyguladıkları makineli tüfeklerin bu kez büyük ölümlere sebep olmasını yaşadılar.

Bilinmelidir ki 1. Dünya Harbindeki insanlar arasındaki katliamların sanki bir habercisi gibiydi. Ancak taraflardan birisi aşırı ihtiyatlı, (temkinli) ve de hazırlığını ise küstah ve beceriksizce yapan Rus kuvvetlerinin olduğunu görmekteyiz.

Toplam olarak 11 ay kadar süren ve bölgedeki limanı ele geçirmek için yapılan savaşlardı başlangıcındaki kararlı bir Japon donanmasının, harekata giden Rusya''nın Uzak Doğu Deniz Armadası''nın başlangıçta cüretkar bir şekilde saldırmasıyla başlamıştı.

Ancak bir süre sonra doruk noktasına ulaşmış olan olaylar dizisi, bu kez askerî rakiplerin arasındaki idrak (anlayış) eksikliğinin ve de zaman zaman bitmek bilmeyen hilelerin sonucunda saptırılmıştır.

Aslına bakılırsa, Japonya merkezi Tokyo''nun ise Mançurya savaşları için yürüttüğü büyük Harp Stratejisi, önce Rus filosunu ortadan kaldırmayı düşündü. Hazırlıklarını yaparak ardından da bölgede büyük bir Kara İstilası başlatmayı öngörmekteydiler.

Kuşkusuz bu stratejinin başarısı "Yalu Nehri"nin ve de Liatung yarımadasının ciddi şekillerdeki kontrol altına alınmasıyla mümkün olabilecekti, elbette. Öte yandan gerçek şekliyle sanıldığı gibi deniz savaşı sırasında Rus filosu yıkıcı bir zarara uğramamıştı.

Belki de Port Arthur''da bulunmakta olan Rus Savaş Garnizonunu en çok rahatsız eden şey, aslında tam olarak güvende olmadıklarının farkına vardıkları için asker ve subaylar arasında huzursuzluk vardı.

Bir başka açıdan tarihlerdeki Japon harp gemilerinin çoğu zaten İngiltere''nin Dortmud tersanesinde imal edilip oldukça donanımlı harp gemileriydi. Üstelik onların da gemilerindeki toplar, kömürle çalışan iki bacalı harp gemileri ve topların hemen hepsi çok modern İngiliz silahlarıydı.

Bunun ötesinde Japonya İmparatorluğunun da deniz gücü önemli amiral filosunu Port Arthur''a götürdüğü 6 Şubat''a kadar savaş düzenine de girmemiş. Öte yandan Romanos Çarlarının idaresi altındaki ünlü Rus Otokrasisi hızlı harp sanayisini sorumsuzca geliştirmişti.

Ruslara herhangi bir avantaj sağlayanlar ise kıyı kuvveti topçularıydı. Liatung yarımadasının müstahkem mevzileri toplarla kaleydi. Rus Garnizon komutanı General Anatoly Stoessel''in emrinde düşman gemisini durduracak toplar da oldukça çoktu.

Aslına bakılırsa geniş bir kara harekatında da Japonya kuvvetleri yapabilirse, çabucak avantajlı olabilirlerdi. Böylece kara harekatı için kara kuvvetine bağlı olan savaşçı tümenlerini karadan Mançurya''ya taşımak mümkün olurdu.

İşte buraya kadar anlatılanlarda okuduğunuz gibi taraflar arasında zaman zaman kedi fare oyunları yaşanıyordu. 7 Şubat günü Rus gambotu Koreetz, Kore''nin o yıllarda ise Chempumpu olarak bilinen İnçon ile Liatung yarımadası arasında kalan limandaki Japon torpidolarıyla kara harekatına başlamışlardı.

Öte yandan mevcut olan Trans-Sibirya Demiryolu bölgesi Rusların saldırgan olarak toprak genişlenmesinde çok önemli sayılırdı. Fakat Rus subaylarına göre çok etkin bir savaş konumu yok gibiydi. Üstelik askerlerin arasında ufukta görünen tehlikenin aslına farkında bile değildir.

Ancak daha önceki Port Arthur muharebesinden sonra da 13 gün geçmiş, bunun üzerine Japon imparatorluk ordusu topyekûn kara birlikleriyle birlikte Kore''ye girmeye başladı. Bölgedeki bulunan zayıf Rus birliklerini püskürttü.

Öte yandan Liatung yarımadasının öngörülen nihai kara işgali için Amiral Togo''ya bir genel abluka talimatı verilmişti, artık. Bunun üzerine de 24 Şubat gecesi beş büyük ticaret gemileri kısmen de olsa geri çekilerek Rusları uyutmaktaydı.

Bunun amacı Rusların Uzak Doğu armadasını limanda sıkıştırarak artık Japon Amiral Togo''nunda insafına bırakmak olacaktı. Aniden yapılan saldırılar sırasında Rus donanması ve kara askerleri oldukça büyük kayıplara uğramaktaydı.

Bu bölgede yapılanlar ise oldukça zor, yıpratıcı ve öldürücü savaşlar getirmiş oldu. Bu arada bölgeye intikal eden Japonların üçüncü ordusu bu kez bölgedeki Rus birliklerini tamamen imha etmek için tam bir harekata başlamıştı bile.

Nitekim çok geçmeden 11 ay süren muharebelerin sonucu ya da kırılma noktası bölgedeki ünlü Port Arthur''u koruyan ve bölgedeki tek hakim arazi sayılan 203 metre rakımlı (yükseklikteki) tepeleri tam olarak ele geçirmeye yönelik zorlu şekilde taarruzlar yaşamaktaydı elbette ki. (Bunun bizim tarihimizdeki örnekleri bundan 10 yıl sonra bizim yaşadığımız ünlü Anafartalar kara savaşındaki başarının aynısıdır.)

5 Aralık 1904 günlerinde hakimiyeti ele alan General Maresuge Nogi, dağınık durumda kalmış topçu birliklerinin başarılı komutanı olarak bir araya getirerek cepheye girdi. Böylece şimdiye kadar 203 rakımlı tepeleri koruyan Rus kuvvetlerini cehennem ateşiyle çevirmeye başlamıştır.

Sonuç olarak bakıldığında Rus Generali Soessel ile, Japon Komutanı General Nogi aralarında ateşkesi de imza etmiş oldular. Üstelik Rusya savaş tazminatını ödemek zorunda kalmasıyla da bitirilmiş oldu.

İşte 20. Yüzyıl başlarında ilk kez yapılan böyle çaplardaki askerî çıkarma harekatının sonucu Rusya''nın Monarşi çarlığı tamamen yenilerek çekilmek zorunda kalıyordu. Bunda sonuç olarak kuşkusuz hanedanlığın çöküşünü de başlatacak ve bir yıl sonra Rusya''da halkların monarşiye karşı direnişini getirecek olan direnişçilerin toplum grubu başkanı Lenin''in kurduğu BOLŞEVİKLERİN çarlığa karşı yürüyüşleri başlatılmış olacaktır.

Sonuç olarak Rus-Japon savaşlarının neticesi Doğu Asya''nın artık geri dönülmez bir şekilde tamamen büyüyen YÜKSELEN GÜNEŞ ÜLKESİ''nin yeni adı ile Japonya''nın Dünya tarihinde etkin olarak girmiş olmasını getirmiştir. Japonlar 1904-2004 yüz yıl boyunca millî hedeflerinden hiç şaşmayan orduları sanayileşmesi, ekonomisi ve kültür zenginliğiyle iki dünya harbi geçirmelerine rağmen dünyanın ilk 10 devleti arasında yükseldiler. Aynen Çanakkale savaşlarından sonra yıkılmakta olan Osmanlı devletinin yerine Türklerin dirilişiyle birlikte yaşanan Kurtuluş savaşından sonra Cumhuriyet''in kuruluşu gibi…

 

 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları