Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ferit Erden BORAY

Ferit Erden BORAY

Tarihe Tek Gözlükle Bakılmaz

18 Mart Çanakkale'de Deniz Savaşı Gerçekleri

5-mart-2021-ferit-erden-boray-canakkale.png

İtilaf Devletleri'nin başlattığı tarihin en önemli Çıkarma Hareketi'nin gerçeklerini bilmek gerekirken ne yazık destanlarla söylemiş olduk. Toplam 6 ay süren bu Çıkarma Savaşları'nı en azından 18 Mart zaferinde toplamak tamamen yanlıştır.

Gelin bunu, 20. yy.'ın tartışılmaz lideri sayılan Gazi Mustafa Kemal'in birebir kendisinin yazdığı NUTUK kitabında anlatımı vardır, der ki:

"… Boğazlar da yapılan bu tamamen bahri (deniz) harekatıdır… Boğazlar'ın sahil muhafazası Cevat Çobanlı Paşa Hazretleri'nin emrinde olup Kurmay Başkan'ı ise yarbaş arkadaşım Denizci Rauf'tu onların birlikte emirleri sonucu ulaşılan bir başarıdır…" diyordu./Bu gerçeği neden unuttuk?/

Devamında diyordu ki: "… Benim harekat ile alakam dolayısıyladır. Bu sıra ben Çorlu'da yeni bir askeri tümen çalışmalarındaydım. Düşmanların deniz mağlubiyetleri ile neticelenen bu Muharebe-i Bahriye'ye daha sonra sadece kara mıntıkasının (Gelibolu) güney bölgesinin muhafazasını (korunması) temin için görev bana verilmiştir…"

Değerli okuyucularım, şimdi gelin tarihin bu en büyük çaplı çıkarma harekatında düşman ordusunun ne durumda olduğuna bakalım. İtilaf Devletleri Filo Komutanı Amiral Reebeck, kurmay başkanı Tuğ. Amiral Keyes, Limni üs komutanı Amiral Woymess, Fransız filo komutanı Tümgeneral Fuepparette katılmaktaydı.

Bu büyük komando kuvvetine destek içinde bu kez Kahire'deki İngiliz ordusundan destek için katılmış olan Korgeneral Sir Hamılton kara birlikleriyle katıldı. Büyük deniz savaşı başlamadan önce Çanakkale boğazından geçiş hazırlıkları için bahsi geçen Dardanel Koyu kullanılacaktı.

Devreye askeri planlamalar için amiral ve üst düzey subaylar girmişti. Yapılan hesaba göre, ilk etapta boğazda yerleştirilmiş olan Osmanlı mayınlarının temizlenmesi için 15 Mart sabahı ciddi girişimlerle, mayın tarama gemileri sevk edilmişti.

Eğer bu başarılı olursa kendilerinin geniş ve uzun zırhlı araçlarının boğazlardan geçişi içinde en az 250 metrelik yol temin edilmiş olacaktı. Bütün bunlar yapılırken, Osmanlı ordusunda Çanakkale Menzil ya da müstahkem mevki komutanı Mirliva Cevat Paşa bu oldukça gizli olan saldırı bilgilerini almışlardı.

16 Mart sabahından itibaren denizdeki düşman arama gemilerinin hareketleri takip edilirken, bu kez müstahkem mevki karargahında toplantılar başladı. Cevat Paşanın kurmay başkanı Deniz Yrb. Rauf bey ile Deniz şube müdürü binbaşı Osman Zeki bey, deniz haritası üzerinde çalışmalar yapıyorlardı, "harp oyunu" denilen masanın üzerinde.

Bunun ötesinde acilen kuryeler ile Gelibolu'daki 26, 72 ve 77. Piyade alaylarından da sahile yeni bir destek planlamasını istemekteydiler… 16 Mart gecesi yapılan gece toplantılarında bu denizdeki mayın taramalarını izole etmek için, Osmanlı deniz kuvvetindeki Nusrat mayın tarama gemisi görevli olabilmesini düşünmeye başladılar.

Derhal toplantıya Nusrat gemisinin komutanı Tophaneli Yzb. Hakkı Nazmi bey çağırıldı. Onun önüne serilen harp oyunu haritası incelendi. Hep birlikte şaşkınlıkla bakıyorlardı. Çünkü bu haritanın dünya deniz savaşlarında bir örneği yoktu. /Bunu hazırlayan ise Dnz. Yb. Rauf olmuştu.

Bir süre sonra masaya el koyan Müstahkem Mevki komutanı Cevat /Çobanlı Paşa, eline aldığı Kur'an-ı Kerim'e el atıp şöyle diyordu:

"… Oğlum, mayın grup komutanı Tophaneli Yzb. Nazmi kardeşim… Sana ve arkadaşlarına çok önemli bir görev vereceğiz… Artık Vatan'ın dahi selameti görevinin yerine getirilmesiyle mümkün olacaktır"

Bu gece hemen Nusrat'ın içinde son kalan 28 mayın şu karşıdaki görülen limanda karaya da paralel döşenecektir… Eğer düşman hareketinizi de sezer ve size saldırmaya kalkışırsa, vereceğim talimatlar gereğince kıyı tayfalarımız hareket edecektir. Hemen sizi himaye ateşleriyle koruyacaklardır, ama siz kendinizi göstermemeye çalışınız…

Allah yardımcınız olsun evlatlar…" der.

İşte ne yazıktır ki, basitçe anlatılan deniz savaşının aslı budur. Artık böylesine kesin bir harp emri alan Nusrat mayın gemisi askerleri, ölümü hiçe sayıp 17 Mart gece yarısı 00.45'te denize açıldılar. Oysa düşman kuvvetleri sandıkları gibi geçecekleri sanılan Dardanel'deki mayınları taramışlardı.

Fakat, sonuçta sabaha karşı bahsi geçen bu koyda boşaltılan mayınların yerine yenilerini de koyarken mayın gemisi komutanı dahil 4 askerimiz Çanakkale savaşlarının ilk şehitleri olacaktı.

İşte bütün bu gece yarısı boğazdaki işlerden haberi olmayan İtilaf Devletleri donanması komutanı Kor Amiral Reeback'ın emriyle 18 Mart saat 10.30'da Çanakkale boğazından yavaş yavaş girmeye başladı. Üç tümene ayrılmış bu gemilerin içinde öncelikli olarak Sueffen, Buvet ve Charlange zırhlıları oldu.

Dünya harp tarihinin en büyük deniz armadası dedikleri bu kuvvetler ile boğazlardan girmeye  başlamışlardı. Başlangıçta amaçları Kepez ve bölgedeki küçük tabyaları ateş altına almak ve Mesudiye hizasından Çemenlik tarafına kadar kendilerinin hakimiyet alanı haline getireceklerdi.

Öte yandan  kıyıları korumakla görevli Türk topçu tabyaları, komutanlığa bu saldırı hareketini görünce harp oyunlarını süratle yapmaya başlar. Ancak Çanakkale boğazını koruyan Kumkale ve Seddülbahir bataryaları, düşmanlarca tamamen hedef durumundaydılar.

Bu sırada tabya komutanı Üstğ. Hasan, teğmen Mensur ve yedek subay Halim ile dört er şehit oldu. Bu ani düşman zırhlılarından görülen ani ateşler karşısında, derhal batarya komutanlığına Yzb. Muhittin getirilmişti. Nitekim saat 13.30 olduğunda bu kez Hamidiye tabyası harp sahasına girecekti artık. İşte kitaplarımızda sadece adı geçen Seyit Onbaşı tabyasına bakalım. Artık Hamidiye tabyasına komuta eden topçu Yüzbaşısının emrinde üç Uzman Erbaş ki, günümüzde buna assubaylar denir, mevcuttu. Toplam 37 asker görevliydi, Seyit bunlar arasında yer alanlardan birisiydi sadece.

Bu 21 numaralı Hamidiye tabyasının askeri komutanları, Üsteğmen Erzurumlu Yunus da göreve katılmıştı. Komutanın emriyle, bulundukları bu büyük sahra topu namlusu 11 metre 48 cm. idi, altı basamaklı merdivenler ile menzili etrafında 360 derece dönebilir de.

Komutanın emriyle, yerdeki mermilerden birisini ki bu mermilerin ağırlığı sadece Osmanlı ölçüleri ile 67,2 okka idi, 276 kiloluk mermi değildi. Adı geçen mermiyi komutan emriyle taşıyan Seyit onbaşı olmuştu.

Atışı başarıyla oluşturan komutanlar olup bu atılan top mermisi Fransız Buvette gemisinin kaptan köşkünü parçalamıştı. Başarı Tabya komutanı Yüz. Muhittin ve Üsteğmendir. Aynı komutanlar kurtuluş savaşındaki Sakarya'da topçu bataryasına komuta edecek olan binbaşı ve diğer komutanlardı.

Bu sırada boğaza giren düşman gemilerinden 2'si büyük yaralarla batırılırken, diğer ikisi de bu kez boş zannettikleri Dardanel koyunda yerleştirilmiş mayınlardan yara alarak harp dışı kalmışlardı.

Bu büyük deniz çıkarma savaşı İngilizlerin geri çekilme talimatıyla durdurulurken saatler 17.00'yi gösterdiğinde, Menzil Komutanı Cevat Çobanlı Paşa bu durumdan başarıyı sağlayan silah arkadaşlarını ve başarılı harp oyunu haritasını çizen kurmay başkanı Rauf (Orbay) beyi toplantıya çağırır.

İşte bu büyük deniz savaşı herbirinin en iyi özetini İngiliz yazar Gerbert Culiten'in yazdığı Türkçeye çevirilen Harekat-ı Bahriye adlı kitabından destan dışı gerçeklerine bakalım.

"Biz Gelibolu'da savaştayken, 18 Mart gecesinde Türkler bizim haberimiz olmadan Erenköy körfezi içine, kıyılara paralel 20 civarında mayın döşemişler. Bizim ise mayın tarama ve destek veren balıkçı teknelerimiz bu gizli yerleşmeyi görememiş.

Elbette Türkler bunları özel amaçlarla da üstelik bizim sürekli olarak manevralar yapacağımız deniz alanlarına yerleştirmişler. Bizim ise göstermiş olduğumuz tüm ihtiyat ve basiretlere rağmen, Türk-Osmanlı orduları başdöndürcü bir zafere ulaşmış oldular…" diyordu, işte harbin, ya da şu ünlü deniz zaferinin askeri belgelerle gerçekleri işte budur. Destan ve kahramanlık öyküleri dışında. Çanakkale Harekatı'nın başlıca destekçisi Churchill'in bilinen grubu dahi harbin kaderini değiştiren gemi olarak kalacak olan Nusrat'ı da anlatıyordu. Gazeteye beyanatında:

"… 1915 yılında bütün Avrupa'da milyonlarca insanın hayatı ortaya konmuş ve büyük taarruzlar yapılmıştı. 2-3 milyon asker ölü ve yaralı olmuş, yüzlerce harp gemisi muhtelif denizlerde de harekat yapmaktaydı. Fakat bunların hiçbirisi Nusrat'ın döktüğü mayınlar kadar, harbin devamına ve düşmanın geleceğine etkili olabilecek bir başarı göstermemişti…" diyordu.

Anlaşılacaktır ki, 18 Mart 1915 Deniz Savaşı kusursuz hazırlık ve planlamalara rağmen. Oysa Müstahkem Mevkii komutanı Cevat Çobanlı Paşanın silah arkadaşları ve yiğitleriydi zaferi kazanan.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları