Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ferit Erden BORAY

Ferit Erden BORAY

Tarihe Tek Gözlükle Bakılmaz

108 yıl önce 24 Şubat 1915'te Osmanlı 5. Ordu Karargahında

Değerli okuyucularım, dünya tarihinde devletler arasında kitlesel savaşların başladığı 1. Dünya Harbi''nin nasıl ve hangi koşullarda yaşanmış olduğu bilinmeden, sadece varsayımlarla kuşkusuz da kazanılmış zaferler için elde edinilen acilen aradan birisini kahramanlar olarak tanıtıp, tarih yazmak tamamen yanlıştır.

Bilindiği gibi I. Dünya Harbi de Osmanlı Türk devleti olarak oldubitti varsayımıyla hiç de hesaplanmamış biçimde büyük harbin içine girmiştik. Üstelik bu uluslararası savaşı yaşatan Emperyal ülkelerinin asıl hedefi hiçbir zaman Osmanlı Devleti''ne öncelikli saldırmakla ilgili hiçbir planlar yoktu.

Ancak İtilaf devletlerinin müttefikleri olan Rusya''daki iç savaşların başlaması yaşanırken, bu kez acilen onlara silah ve müheddit yardımlarını götürmek amacıyla, kolay sanıldığı gibi boğazlardan geçmek ve yardım etmekten ibarettir.

Bu sebeple İngiliz, Fransız ve kısmen İtalyanların desteğiyle, büyük bir savaş armadasını oluşturarak Akdeniz''e girip oradan Ege''ye ulaşarak gitmekti. Biz başlangıçta savaşa katılmış değilsek de, bilinen şekilde Almanlardan alınan Goeben ve Breslau zırhlısı ile Rus limanlarını basarak, kendimizi harbin içine bütün açıklığıyla atmış olduk.

Acilen toplanan Osmanlı İmparatorluğu devletinin bu kez müttefikleri olduğumuz Alman generallerin katıldıkları İstanbul''daki ordu karargahında toplantılar düzenlendi. Acilen olası savaş için önceleri 1. Ordu Komutanı tayin edilmiş Alman General Liman Van Sanders bu kez Trakya''daki 5. Ordu Komutanı olarak tayin oldu.

1915 Ocak''ında göreve gelen Alman general bölgenin durumunu araştırırken olası savaşın Ege''den gelebilecek düşman kuvvetlerine karşı nasıl savunulmasını gerekli olan şartları için 108 yıl önce bugün 24 Şubat 1915''te ordunun üstün rütbeli paşalarıyla birlikte askerî bir tür SAVAŞ MASASI kurulmuştu, Tekirdağ karargahında.

Savaşların ciddiyete ulaşacağı durumlarda, acilen orduya komuta edecek komutanlık niteliğine sahip Osmanlı ordusundaki paşaların yetkili olarak bulunması gerektiğinden, onlar yazılı emirle çağrılmışlardı.

5. Ordu Komutanı Alman General Liman Von Sanders 3. Kolordu Komutanı Esat Büklat Paşa, Genelkurmay 2. Başkanı Enver Paşa, Vehip Paşa, Kurmay Albay Selahattin Adil ve menzil komutanı Cevad Paşa bulunuyordu. Burada öne çıkan Cevad (Çobanlı) Paşa Çanakkale zaferinin de mimarlarından olduğu halde ne yazıktır ki tarihin karanlıklarında unutulmuş kahramanlardan biriydi.

Cevad Çobanlı Paşa kimdir?

1897''de Kuleli Askerî İdadisi, 1900''de İstanbul Mektebi Harbiye''yi, 1903''te Erkanı Harbiye''yi bitirip Kurmay Erkanı Harp Üsteğmen olarak orduya hizmet için katılmış asker. Ömrü ordu hizmetinde cephelerde geçen Cevad Paşa bilinen Balkan savaşlarının ardından Çanakkale, Galiçya ve Filistin cephelerinde komutanlıklar yapmıştı.

İlgili tarafı ise 10 Ağustos 1914 tarihinde Albay rütbesiyle Müstahkem mevzi komutanlığına atanmıştı. Ocak 1915''te terfisi gelip Mirliva (Tuğgeneral) olmuştu artık.

İşte bu görevi sırasında görev aldığı bu Çanakkale Boğazı''nın korunmasındaki Müstahkem Mevkii''nin yetersizliğini inceleyip acilen kendisine tam korunmada destek verecek şekilde Topçu Alay komutanı İstanbul Çarşambalı arkadaşı Topçu Kurmay Albay Selahaddin Adil beyi görevlendirmişti. (Savaş bitmeden paşa terfisine getirilmiş birisiydi.)

Onunla birlikte Çanakkale Boğazı''nın ve de Gelibolu Yarımadası''nın karadan korunması için de Sultan Abdülhamid döneminde alınmış 26 adet uzun menzilli sahra toplarıyla korumayı temin etmişlerdi. Burada toplara ek olarak küçük menzilli bataryalar, havanlar ve denizdeki mayınların ciddi şekilde yerleşmesi için acil çalışmalara başlamışlardı.

İşte 108 yıl önceki 24 Şubat tarihinde ise sabahlara kadar süren harp planı toplantılarında bu kez kendisine Kurmay Başkanı olarak Deniz Kurmay Yarbay Rauf Orbay''ın atanmasını istemişti. (Rauf Orbay, Mustafa Kemal''in Harp Akademisinden çok samimi bir arkadaşıydı, önceki devreden, ancak denizciydi.)

Evet bahsi geçen büyük İngiliz çıkarma armadasını, rahat geçecekleri sanılan Çanakkale Boğazı''nda da engelleyen ve zafer başlangıcını yaşatan tamamen bu ekiptir. (Ne yazıktır ki bizim tarihlerimizde ise kahraman üretmek mantığı içinde sadece Mustafa Kemal''in(Atatürk) kahramanlığından bahsederiz.

Oysa büyük lider kendi yazdığı NUTUK adlı kitabında bu tarihte kendisinin sadece Kurmay Yarbay olarak yeni bir harp tümeni kurması üzerine Esad Paşa''nın yanında 3. Kolorduda çalıştığını, kara hareketi için 4 Nisan''da bölgeye intikal etmiştik, diyordu. O zaman bizim tarihçilerimiz sadece varsayımlarla, kes, kopyala, yapıştır mantığıyla tarih yazmışlardır.)

Sonuç olarak baktığımızda, bilindiği gibi 18 Mart 1915 günü İtilaf Devletlerinin Zırhlı Donanmalar Armadası tamamen yenilgiye uğratılmıştı. Artık savaşa kısmen girip çekilmek zorunda kalan düşman gemilerini ise seyreden Cevad Paşa''nın tarihe geçen sözleri şuydu:

"… Evet geldiler… Geçemediler, zaten geçemeyeceklerdi, karşılarında Türk ordusunu bulmuşlardı." der.

Tevazu abidesi Osmanlı Paşası

Kazanılan 18 Mart zaferinden sonra Alman İmparatoru II. Kayzer Wilhelm Başkomutan vekili Enver Paşa''ya yazmış olduğu 20 Mart tarihli mektubunda der ki:

"… Dün ve evvelki gün Çanakkale müdafaası esnasında ibraz olunan (alınan) parlak muvaffakiyetlerden dolayı samimi hassı tebrikatımı (özel tebriklerimi) beyan ederim. İşbu tebrikatımızın cesur komutanı olan Cevad Paşa''ya kendi namıma tebriğimi ve madalyasını rica ederim, veriniz.

Cenab-ı Hak bundan dolayı böyle dahi silahlarımızın Tevkifatı Rabbaniyesini mazhar bulunsun."

Bu arada 3. Kolordu komutanı Esad Paşa ise mektubunda "… Dünkü başarısından dolayı şanlı müdafaasını büyük bir kıvançla, Kolordu adına kutlar ve gösterilen fedakarlıklarını överek, daha pek çok başarılara da erişmelerini Yüce Allah''tan niyaz ederim…" der.

Cevad Paşa da askerlerine verdiği beyanatında diyordu ki:

"… Zabit (subay) kardeşlerim ve kahraman asker evlatlarım, tebrikler çoğalabilir. Asıl olan daha çok şunu iyi bilin ki, 600 yıllık büyük bir Türk ve İslam devletinin gelecekteki, hayat ve kaderiyle tamamen de ilgili olan bu savaşlarda kesin olarak vatan için de gerekirse ölmek vardır."

Sonuç olarak baktığımızda geçen haftaki yazımızda söylediğim gibi tarihin en büyük çıkarma savaşı yarının Türkiye''sini açıklıkla getirecek başlama taşı olduğunu bilelim, derim…

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları