Birer birer maskelerimizi attığımız ve aklımızla yüreğimizin aynı düzlemde buluşmasına izin verdiğimiz kelamları sarf ettiğimiz dönemlerden geçiyoruz.
Durup dinlenmeden gölgelerde saklana saklana geçmiş yıllara inat daha gür bir sesle dertlerimizi tasalarımızı aktarıyoruz karşımızdakine...
Tam da boğazında bir düğüm yüreğinde bir ağırlık hissettiğinde başlıyorsun ya dertlerini dökmeye, işte tam da öyle bir dönemden geçiyoruz milletçe...
Hani dev gibi kanatlarımız olduğunu bilip de onları şöyle geniş geniş açıp gökyüzüne uçmadığımız zamanlara hayıflanıyoruz da şimdi her zamankinden daha fazla uçmak istiyor gibiyiz!
Paylaşacak ekmeğin miktarı azalmış olsa bile bunlara hiç takılmadan fikirleri paylaşmaya başladığımız bir dönemi yaşıyoruz işte...
Çünkü pek çok filmde ve şiirde bahsi geçen o zifiri karanlık, tam da evimizin orta yerinde oturmuş, gözlerini bize dikmiş bekliyor...
Pencereyi sonuna kadar açıp içeriye güneş girsin temiz hava dolsun diye müthiş bir istek hissediyoruz. Belki ondan sebep öfkeli ülkeler listesinde ilk sırada yer almamız...
Ruhumuzdaki ağırlıkları hafifletememekten... Şöyle derin bir nefes alıp da haykıramamaktan belki de...
Çekirdek aile, çıkılan orta halli bir yemekte bile yüzlerce lira para ödemekten duyulan bıkkınlık hissi omuzlarımıza çökmüş olan...
Değil kendisini, susamlarını bile martılara atmaktan çekindiğimiz simidimizle birlikte denizin dalgalarına dalışımız ondan...
Biraz ondan biraz bundan... Çünkü insan en çok şundan bundan... Çok ses vardı, çok renk, onlarca mutluluk vesilesi vardı, yarına dair mutlu rüyalar...
Gazetelerin üçüncü sayfalarından taşan şiddet ve nefretle sarıp sarmalandık, sanatsız kaldık, kör kuyularda çaresiz bırakıldık...
Gençliği anlamadan biten bir nesille yarın planları yaparken aslında çok çaresiz kaldık!
Festivaller iptal edilirken, çıplak vatandaşlar sokaklarda gezerken, ''ucuz''cu marketler tekne satarken, simit fiyatları hızla yükselirken...
Yine de çok şükür diye bitirelim hani diyor ya şair;
Bedava yaşıyoruz, bedava; Hava bedava, bulut bedava; Dere tepe bedava; Yağmur çamur bedava...
