Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Erdinç Yapan

Erdinç Yapan

KALBURÜSTÜ

Yağmurlu

Her ne kadar Geleceğe Dönüş filmindeki hava durumu sahnesi kadar net ve kesin tahminler yapamıyor olsak da gezegenin etrafında dolaşan uydularımız sayesinde yakın tahminler yapmayı başarıyoruz.

Uzun zamandır beklediğimiz yağmurlara nihayet kavuşmanın verdiği heyecanla camların önüne toplaşmışken bu sefer de İstanbul’un keşmekeşine hayıflanırken bulduk kendimizi…

Kimi ülke nüfuslarından fazla miktarda insanı toplamayı başardığımız bu şehir bizlere keyif denilen olguyu yaşamayı unutturalı uzun bir zaman oldu.

Yıllar geçip de daha net kıyaslamalar yapmaya başladığımızda görüyoruz ki hayattan keyif almak ve her anlamda modern yaşayabilmek için nefes alacak alan miktarının fazla olması gerekiyor.

Nüfusları bizlere kıyasla son derece az olan Avrupa toplumlarının konfor alanları bizden çok daha fazla olduğu için sadece maddiyatla elde edilemeyecek keyifleri de deneyimleme şansı yakalıyorlar.

Biz alt alta, üst üste yaşantımızı anlamlandırmaya çalışırken hayattan keyif almayı çoktan unuttuk.

Belki de bu yüzden aylardır beklediğimiz yağmur olanca doluluğuyla yağmaya başladığında bile aklımızda kalan sadece ‘sokağa çıkmayın, trafiğe çıkmayın, fırtınada uçmayın’ uyarıları oldu.

Yaşantının bu kadar keyifsizleştirilmesi çok da yeni bir şey aslında… Kalabalık nüfusu zaptedemeyen yöneticilerin hizmetler aksamasın adına korku sopasını kullanmalarını başlamasıyla tanıştık keyifsizleşme süreciyle…

Çok da eski olmayan zamanlarda yağmur yağdığı zaman çayımızı kahvemizi alıp camın kenarına oturur, olanca şiddetiyle yağan yağmurun toprağı doyurmasını izler ardından da gökkuşağının ve toprak kokusunun tadını çıkartırdık.

Şimdilerde kokusunu alacağımız bir toprak kalmadığı ve gökkuşağı da yasaklı sayıldığından olsa gerek artık sıradan doğa olayları bile zihnimizde felaketle eşdeğer bir noktada duruyor.

Haberleri açtığımızda yağmur haberlerinin sürüklenen arabalar ve insanlardan oluştuğunu görüyoruz. Yağmur yüzünden bir yerlerde mahsur kalmış insanların haline acıyoruz.

Hatta ardı ardına izlediğimiz haberler sonrasında içten içe bu yağmur neden bu kadar fazla yağdı diye hayıflanıyoruz.

İki güne kadar bitecek olan yağışların ardından da aynı haber bültenlerinde barajlarda azalan su seviyesinin haberlerini dinleyeceğiz.

Doğa ana milyonlarca yıldır düzeni idare ediyor ve yaşam döngüsünün bozulmaması adına çaba sarf ediyor. Biz insanlarsa çok da uzun süreler varlık gösteremediğimiz şu yaşam döngüsünde her şeyi kendimize dert ederek vaktimizi harcıyoruz.

Soğuk, yağmur, kar, dolu, fırtına kabul etsek de etmesek de yaşam döngüsünün gereklilikleri bizler ya elimize çayımızı alıp bunlara tanıklık edeceğiz ya da küçücük dünyamızı daha da çekilmez hâle getirip aylardır beklediğimiz yağmura biraz fazla yağınca lanet edeceğiz.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları