Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Emin Mert Odabaş

Emin Mert Odabaş

Kızılyıldız Fenerbahçe’ye cehennemi yaşattı

Fenerbahçe Beko, Euroleague’de çift maç haftası kapsamında 8. ve 9. hafta maçlarını oynamak için bir kez daha Belgrad’a gitti. Geçen hafta da Partizan deplasmanı için Belgrad’a giden Fenerbahçe, normalde kendi sahasında (İstanbul) oynaması gereken Maccabi Tel Aviv müsabakasının da ‘güvenlik’ gerekçesiyle Belgrad’a alınmasıyla bu kulvardaki üst üste üç maçını da Belgrad’da oynamış olacak.

Geçen hafta Partizan karşısında müthiş bir ilk yarı çıkaran Sarı Lacivertliler bu kez baştan sona kötü oynadıkları maçı ağır bir yenilgiyle, 87-56, kapadı. Bu sonuç koç İtoudis döneminin en ağır yenilgisi olabilir sanırım. Daha önce 20’li sayılarla kapanan maçlar olsa da İtoudis döneminde sanırım ilk kez 30’un üstünde sayı yiyerek bir maçı kaybettik.

Kadro olarak yine 5 sakat oyuncuyla haftaya başladık ancak geçen haftaya kıyasla Calathes ve Guduriç sakatlıklarına rağmen takımla Belgrad’a geldiler ve süre alamayacak olsalar da maç kadrosuna dâhil olarak maçı benchten takip etmeyi; takımın önemli iki yıldızı olarak maçı takım arkadaşlarıyla birlikte yaşamayı tercih ettiler ve oldukça karakterli bir duruş gösterdiler. Pierre, Sertaç ve Metecan ise Belgrad’a uçan kafilede ne yazık ki yer alamadılar.

Maça dönecek olursak, baştan sona Kızılyıldız hegemonyası altında geçti dersek abartmış olmayız. Üçüncü çeyrekte maçı bir ara oyun olarak dengelesek bile skor olarak üstün kapattığımız tek bir çeyrek olmadı. İyi performans gösterdiğimiz, enerjik başladığımız üçüncü çeyreği bile Kızılyıldız 15-14 önde bitirmeyi başardı.

Son çeyrekte de maçın kopmasıyla birlikte Kızılyılıdz üst üste bulduğu üçlüklerle zaten bitmiş olan maçın kaderini belirlemiş oldu.

Kızılyıldız’da maçın başında sakatlanan Napier’in yerine giren ve çok fazla da forma süresi bulamayan Yago için de oldukça önemli bir şans oldu.

Şüphesiz ki Yago da bu şansı iyi değerlendirdi ve ilk yarıda bulduğu üç 3’lükle maçın ilk yarıdan kopmasında payı olan kritik isimlerden biri oldu.

Yine Kızılyıldız’dan bir ismi anmamız gerekir ki o da Teodosiç… 20 dakikadan daha az bir süre almasına rağmen 5’te 4 üçlük isabetiyle oynayan Teodosiç eski günlerine nazire yapar gibiydi.

Fenerbahçe Beko cephesinde ise çift haneli sayılara ulaşan tek isim Nigel Hayes oldu. Wilbekin ve Dorsey’den istediğimiz katkının yanına bile yaklaşamadığımız maçta Madar’ın da çok fazla basit hata ve yanlış pas tercihleri yapmış olması takımın hücumdaki ritmini bir türlü bulamamasına sebep oldu.

Bu sorun nasıl çözülür bilmiyorum ancak umarım bugün oynanacak maçta Guduriç ve Calathes ikilisinden mümkünse birini değilse de herhangi birini sahada görebiliriz. Hücumda skokrer oyuncularımızdan zaten takımı oynatmada müthiş bir performans bekleyemeyiz ancak kendi yapmaları gereken asli görevi de yerine getiremediklerinde hem takım olarak hem de bireysel olarak çok düşük sayılarda kalıyoruz. Wilbekin ve Dorsey’in kaldırıp atamadığı şutları Nigel Hayes sokabiliyor. Maçın son çeyreğinde maç koptuktan sonra da Melih ve Tarık Biberoviç’ten birer 3’lük katkısı alabildik yalnızca.

Papagiannis ve Motley gibi farklı hücum yetenekleri olan iki uzuna sahibiz ancak oyun kurucu pozisyonunda yaşadığımız üretim eksikliği bu oyunculardan da yeterli verimi alamamamızı sağlıyor. Umarım bütün sakatlarımın en kısa sürede iyileşir ve tam takım halinde F4 yolunda başarılı ve sakatlıksız bir sezon geçirir Fenerbahçe Beko…

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları