Fenerbahçe Beko, şaşaalı Baskonia galibiyetinin ardından Türkiye Basketbol Ligi’nde de çok rahat bir galibiyet alarak liderliği sürdürmesini bildi.
Baskonia galibiyetinin ardından, Tofaş maçında da Sarı Lacivertliler 100 sayı barajını geçmesini bildi ve izleyenlere oldukça keyifli bir basketbol izletti.
Fenerbahçe’de bu maçta tam 7 oyuncu çift hanelerde sayı üretirken, Sertaç Şanlı 24 sayı ile takımının en skoreri oldu. İsrailli yıldız Yam Madar ise 19 sayı 10 asistle bu hafta takımda double double yapmayı başaran isimdi.
Takımın son zamanlardaki etkili ismi Tarık Biberoviç 15 dakikalık bir süre alırken 2 sayı 5 ribaund 3 asist katkısı verdi.
Fenerbahçe’de bu maçta en çok dikkat çeken isim ise hiç şüphesiz Ömer Ege Ziyaettin adlı 16 yaşını henüz doldurmamış gencecik bir çocuktu. Tofaş maçıyla birlikte ilk kez A Takım kadrosuna alınan genç yetenek, maçın erken kopmasıyla forma şansı yakalamayı başardı.
Dördüncü çeyreğin sonlarında bulduğu iki üçlük isabeti ile alınan galibiyetin anlamını çok daha farklı bir noktaya getirdi. Ömer Ege oyuna girerken hem takımdan hem tribünlerden gelen destek; ilk üçlüğünü bulduğunda bütün salonun, benchin ve bu maçta kadroda olmayan yabancı oyuncuların verdiği reaksiyon inanılmazdı.
Sporun insanlarda yarattığı duyguların böyle anlarda ortaya çıkıyor olması sanırım basketbol gibi anlık duygu değişiminin çok olduğu bir branşta daha yoğun oluyor. 16 yaşında ilk kez forma giyen bir çocuğun attığı basketle 7’den 70’e o an salonda bulunan herkeste yarattığı sevinç, mutluluk, gurur adına ne derseniz deyin çok özel bir his.
Maç sonunda Jasikevicius’un röportajda ondan bahsederken gözlerinin parlayışını, Ömer’in röportajdaki heyecanı, bütün takımın onu sırtlayıp havaya atıp tutması ve bu anlar yaşanırken herkesin müthiş bir keyif alması. Spor belki de bu yüzden insan hayatının bu kadar merkezinde duruyor.
Ömer Ege elbette Fenerbahçe’de potansiyeli olan ilk genç değil, sonuncusu da olmayacak ancak açık ki bu kadar özel bir kadroyla ve Jasikevicius gibi bir koçla çalıştığının farkında olmalı ve bu anların, antrenmanların maçta aldığı her dakikanın kıymetini bilmeli. Ömer’in burada göstereceği performans altyapılardaki gençlerin gözlerinin Avrupa ya da ABD’ye değil yeniden ait oldukları camiaya çevrilmesini sağlayabilir.
Ömer muhtemelen o gece uyuyamamıştır bile ama eminim ki Fenerbahçe altyapısındaki her çocuk o gece uykuya dalarken kendini Ömer’in yerinde hayal etmiştir, bu bile başlı başına bir gelişmedir. Organizasyonda bu durumun yaratılmasında katkısı olan herkes sonsuz teşekkürü hak ediyor.
Fenerbahçe’nin önünde şimdi zorlu bir Real Madrid deplasmanı var. Avrupa’da bu sezon geçtiğimiz haftaya kadar kendi sahasında hiç yenilmemiş olan Madrid kendi sahasında Panathinaikos’a kaybetmişti.
Öte yandan sezonun ilk yarısında kendi sahamızda ağırladığımız Madrid o ana kadar ligde hiç yenilmemişti de. Elbette mükemmel bir kadroları var ve oldukça etkili oynuyorlar. Yine de onlara yenilmez olduklarını hatırlatan ilk ekip biz olmuştuk. Şimdi bir de bunu neden perçinlemeyelim ki?
