Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Emin Mert Odabaş

Emin Mert Odabaş

Fenerbahçe liderin apoletlerini söktü

Fenerbahçe Beko, Eurolague 11. haftasında yenilgisiz lider Real Madrid’i Ülker Arena’da konuk etti. Dört maçlık deplasman serisinden sonra evine dönen Fenerbahçe Beko, kötü gidişata dur demek niyetindeydi. Real’in 10 maçlık yenilgisiz serisi ile Fenerbahçe’nin iç sahasındaki 4’te 4 galibiyet serilerinden biri bu maç sonunda sona erecekti.

Maçı nasıl özetlemek gerekir bilmiyorum ancak Fenerbahçe açısından belki de sezonun en kritik maçıydı. Öyle ki bu maçta da alınacak olan olası bir yenilgiyle Fenerbahçe’nin Avrupa’da erken havlu atması içten bile olmazdı. Elbette lig uzun bir maraton ancak bu tarz mental kırılmalar sezonun tamamına etki edebiliyor. Ki maç Real lehine devam ederken özellikle Tyler Dorsey’e dönük homurtular da olabilecek olana ışık tutuyordu.

Neyse ki basketbol mucizesi gerçekleşti de bu kötü senaryo şimdilik rafa kaldırıldı. Fenerbahçe Beko, muhteşem bir geri dönüş ile uzatmalara götürdüğü maçı yine muhteşem bir uzatma sonuyla kazandı. Fenerbahçe’nin maç sonlarındaki makûs talihi de umarım bir nebze olsa kırılır bu maçtan sonra.

Fenerbahçe bütün maç boyunca ilk çeyrekte 13’e çıkan farkı kapatmaya çalıştı. Sürekli Fener’in yakaladığı Real’in kaçtığı bir maç izledik. Fenerbahçe’nin çözmesi gereken temel meselelerden biri çeyrek başlangıçları. Bu maç Ülker Arena’da değil de WiZink Center’da oynansa muhtemelen ikinci çeyreğin ortalarında kopan bir maç görürdük.

Her ne olursa olsun evinde kazanmak, İstanbul deplasmanını rakipler için zorlu deplasmandan daha öte çıkılmaz hâle getirmek Eurolague’de oldukça kritik. Kendi sahanız rakiplerin kazanmak için değil de yenilmemek için geldiği bir deplasman, geldiğinde takımın ligdeki çıtası da doğal olarak başka bir noktaya evriliyor.

Söylemeden geçemeyeceğim, İsrail’in Gazze’ye dönük operasyonları/saldırıları sebebiyle Ülker Arena’da oynanması gereken maçın Sırbistan’a alınması bizim bu dönemi olduğundan daha kötü geçirmemize neden oldu. Belki de o maç İstanbul’da oynansaydı o 4 maçlık yenilgi serisini de yaşamayacak ve olduğumuzdan ya da hak ettiğimizden daha kötü bir pozisyona düşmeyecektik. Rus takımlarına uygulanan yaptırımın İsrail takımlarına, Avrupa genelindeki hiçbir turnuvada, uygulanmaması bence etik değil.

Her neyse, öyle ya da böyle Fenerbahçe Beko ilk sınavını atlattı ancak önünde yeni bir sınav var.

Fenerbahçe, Milano galibiyeti hariç Eurolague’de oynadığı 5 deplasman maçından mağlubiyetle ayrıldı. Önümüzdeki hafta ise çift maç haftası kapsamında İspanya deplasmanında önce Baskonia ile sonrasında ise Barcelona ile karşı karşıya gelecek. Bu iki maçtan en az 1, mümkünse 2 galibiyet ile çıkmak takımın havasını da değiştirecektir. Real maçını son topla kazanarak arkamıza bir rüzgâr aldığımız doğru; ancak bu hafta sonu oynanacak, bu yazı yayınlandığında oynanmış olacak, Beşiktaş maçı ve arkasından İspanya deplasmanından alacağımız galibiyetler bizi yeniden ilk 4 hedefine doğru yaklaştıracaktır. Sezonun henüz başında sayılırız ve mental olarak güçlü kalmak, zorlukların üstesinden gelerek ileriye doğru adımlar atmak bizim için oldukça kritik. Umarız ki Fenerbahçe Beko, İspanya turundan çift galibiyetle dönerek hem üst sıralara çıkar hem de sezon başındaki formuna geri döner.

Bu yazıda oyunculara değinme gereği duymadım çünkü bu maçın hikâyesi bence bireysel istatistiklerden ziyade takım olarak alınan galibiyette yatıyordu.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları