Fenerbahçe Beko, EuroLeague 22. hafta mücadelesinde Litvanya temsilcisi Zalgiris Kaunas deplasmanına konuk oldu. Sarı Lacivertli ekibin ilk çeyrekten itibaren hücum yönünde aksarken savunmada da zaman zaman ciddi düşüşler yaşadığı maçta ev sahibi takım 98-75’lik skorla üstün ayrıldı.

Fenerbahçe bu maça Nigel Hayes Davis ve Metecan Birsen’in yanında Nate Sestina ve Tarık Biberoviç’ten sakatlıklar sebebiyle eksik şekilde çıktı. Kadroya Melih, Şehmus ve Yiğit Mestoğlu dâhil olurken 12 kişilik kadro bu şekilde tamamlandı.

Artık kronik sakat damgası yiyen Pierre de hızlı hücuma çıktığı sırada arka adalesini tutarak saha kenarına gelirken bir daha oyuna geri dönmedi.

Yiğit ve Şehmus da maçın kopmasıyla birlikte sonradan oyuna girerken yaklaşık 2 buçuk dakikalık süreler aldılar. Yani Fenerbahçe Beko, özellikle 3-4 numaralı pozisyonda ciddi bir oyuncu sıkıntısı içerisine girdi, özellikle 4 numara için.

Öyle ki bir ara Fenerbahçe Beko, Sertaç ve Motley ikilisiyle sahadaydı. Sakatlıklar, kötü başlangıç ve çok düşük üç sayılık isabet oranı bir araya geldiğinde böyle bir skor da kaçınılmaz oluyor.

Maçın ilk üç çeyreği bir kaçan ve kovalayan denkleminde geçti. Çeyreklere çok kötü başlayan bir Fenerbahçe ve farkı açan Zalgiris. Çeyreklerin ikinci 5 dakikasında ise genel olarak farkı kapatmak için ekstra efor harcayan ve sonuç olarak farkı makul bir seviyeye çeken Fenerbahçe gördük. İlk iki çeyrek bu şekilde geçerken üçüncü çeyrekle birlikte açılan farkı ve son çeyrekte de iyice savunması düşen bir Fenerbahçe gördük.

Zalgiris yeni koçu Trinchieri ile yeni bir döneme başlamış görünüyor. Her zaman için Zalgiris Arena’yı hınca hınç dolduran ve takımlarına bir an olsun destek vermeyi bırakmayan taraftarlara böylesi heyecanlı, enerjik ve başarıya aç bir koç geldiğinde işler daha farklı seviyeye geliyor. Fenerbahçe maçıyla birlikte Euroleague’de oynadıkları 5 maçın 3’ünü kazanan Zalgiris, Barcelona ve Asvel’e ise deplasman maçlarında farklı mağlup olmuştu.

Fenerbahçe için böyle iniş çıkışlar normal ancak Guduriç’in formsuzluğu biraz can sıkmaya başladı. Takımın ona ve onun saha içinde gösterdiği karaktere ihtiyacı var.

Top sürekli Willbekin’in eline kaldığında ister istemez işler de sıkışıyor. Fenerbahçe 30’da 9 isabetle yüzde 30’la üçlük, 34’te 12 isabetle yüzde 38 ile ikilik isabetleri bulmuş. Bu dengesizlik elbette sırtı dönük oynamakta ya da yüzü dönük birebir de etkili oyuncularımızın sakatlığa kurban gitmiş olması elbette ama üçlükte yüzdeler bu kadar düştüğünde de farklı mağlubiyet kaçınılmaz oluyor.

Üstelik bu 9 isabetin 6’sı Willbekin’den (11’de 6),1 isabet Tyler Dorsey’den (5’te 1) ve 2 isabet ise (5’te 2) maç koptuktan sonra oyuna giren Melih’ten geldi.

Bir de Zalgiris’in şut istatistiklerine bakalım.

Zalgiris 19’da 10 üçlük atarak yüzde 52 ortalama yakalamış. Asıl belirleyici olan ise iki sayılık deneme ve buldukları isabetli basket sayısında. Zalgiris 39 ikilik denerken bunların 25’inde isabet bularak yüzde 64 isabet oranı yakalamış. Yani Fenerbahçe’den 13 adet daha fazla ikilik isabeti bulmuş.

Fenerbahçe üç sayılık isabetlerde alev aldığında durdurulması zor bir takım, ancak isabet bulmakta güçlük çektiğinde potaya gitmekte daha fazla ısrar etmesi gerekiyor.

Bu mağlubiyetler normal, ancak oyunda kimi noktalarda alternatiflere yönelmesi sezonun geri kalanında daha belirleyici olacaktır.