Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Emin Mert Odabaş

Emin Mert Odabaş

Fenerbahçe Belgrad deplasmanından çıkamadı

Fenerbahçe Beko, Euroleague 7. hafta müsabakasında Belgrad deplasmanında Partizan’a konuk oldu. 5 eksiğin olduğu Fenerbahçe’de sanırım koç ve staff da dâhil birçok isim bu maç için kafadan yenilgi yazmış olsa kimse aksini iddia etmezdi.

Ancak aksini iddia eden birileri varmış ki, maç Fenerbahçe için çok farklı başladı. Nigel Hayes’in önderliğinde Fenerbahçe Beko maça fırtına gibi girerken, tartışmasız şekilde efsane olan Partizan tribünlerini bile susturmayı başardı.

İlk yarı sonunda takımlar devre arasına giderken tabela 47-56 ile sarı lacivertlilerin lehindeydi ve bu skor şüphesiz bir çoğumuz için şaşırtıcıydı.

Üçüncü çeyreğin başında farkı 14’lere kadar çıkartan Fenerbahçe üçüncü çeyreği de bir kez daha 63-69 ile önde tamamlarken eksiklerin de etkisiyle takımda yorgunluk çanları çalmaya başlıyordu. Bir de üstüne Motley’in bir kez daha amatörce yaptığı fauller eklendiğinde kısıtlı olan kadro iyice daraldı.

Fenerbahçe, altyapıdan gelen Yiğit Hamza Mestoğlu ile birlikte 11 kişilik kadroyla Belgrad deplasmanına çıktı. Yiğit’in hiç süre almadığı maçta Melih Mahmutoğlu 6 saniye, Şehmus Hazer ise 13 saniye süre alabildi. Yani takım teknik olarak 8 kişilik rotasyonla mücadele etti. Takımın ana uzunu olmasını beklediğim ve hücumda zaman zaman oldukça yırtıcı/yaratıcı olabilen Motley’in yalnızca 13 dakika süre alabilmiş olması ve bu süre zarfında da 5 faule ulaşması takımın rotasyon şansını oldukça kısalttı.

Eksiklerin de yardımıyla maça ilk 5’te başlayan Nate Sestina, hızlı hücumlardan 4 sayı çıkartarak takıma periyodik olarak katkı sağlasa da aslında bir açıdan takım için kırılma noktalarından biri oldu.

Çok kritik anlarda olmasa bile, ki basketbolda bana kalırsa her an kritiktir, yanlış hatırlamıyorsam tamamı boş ve temiz 5 tane 3 sayılık girişimden yararlanamayan Sestina ayağına gelen fırsatı hem takım için hem de kendisi için tepmiş oldu. Maçta farkın bir ara 15 sayıya kadar çıktığını hatırladığımızda Sestina ve kaçırdığı şutlar elbette mağlubiyetin temel sorumlusu sayılamaz ancak maçın kırılma anı olabilecek çok fazla noktada ve tamamen boş şutları kaçırdığınızda bir oturup düşünmeniz gerekir.

Bir parantez de Wilbekin’e açmak gerekiyor. Sezona çok iyi bir giriş yapan ve takımın skor yükünü sırtlayan oyunculardan biri olan Wilbekin geçen hafta olduğu gibi bu hafta da dışarıdan etkili olamadı. Son çeyrekte potaya yaptığı hücumlarla takıma katkı sağlayan Wilbekin’in maç topunda verdiği feci karar da hanesine eksi olarak yazdı şüphesiz.

Takımın diğer ana yönlendiricileri olan Guduriç ve Calathes’in yokluğunda Dorsey, Wilbekin ve Yam Madar üçlüsü iyi iş çıkarmadı dersek haksızlık etmiş oluruz ancak fotoğrafın tamamına baktığımızda ne yazık ki bu ekip maçı kapatamadı ve Belgrad’da Partizan karşısında galibiyeti elimizden kaçırmış olduk.

Üstelik son çeyrekte Partizan’ın gelişi o kadar barizdi ki, ne koç ne de takım tam olarak reaksiyon gösteremedi.

İlk yarıda 21 sayı atan Nigel Hayes’in ikinci yarıda yalnızca 2 sayıda kalmış olması da dikkat çeken bir başka nokta oldu. Maçta 2 saniye, evet yanlış okumadınız, yalnızca 2 saniye dinlenen Nigel Hayes’in de artık bir nefes alması gerektiğini umarım koç da fark etmiştir. İkinci yarıda oyuncunun enerjisinin bittiğini maçı izleyen herkes fark etmiş olmalıdır. Ligdeki Tofaş maçında 33, ondan üç gün önceki Olympiakos maçında da 40 dakika süre alan bir oyuncudan her maç tam performans beklemek o oyuncuya da yüktür.

Pierre’in sakatlığı sonrasında yük elbette birilerine binmeli ancak ilk yarıda 21 sayı atarak üzerindeki sorumluluğu yeterince yerine getiren bir oyuncuyu en azından 3. çeyrekte kenara çekip biraz soluklandırarak maçın sonunda diri şekilde saklamak gerekirdi diye düşünüyorum.

Şimdi önümüzde Avrupa’da çift maç haftası var. Fenerbahçe bir kez daha Belgrad deplasmanında olacak. İlk maçını Kızılyıldız ile oynayacak olan Fenerbahçe ikinci maçını ise normalde İstanbul’da oynanması gereken Maccabi ile oynayacak. Güvenlik sebebiyle maçın Belgrad’a taşınmasını doğru bulmadığımı buradan da dile getirmiş olayım. Neyse ki Euroleague yönetimi İstanbul’daki maçı Belgrad’a taşırken İsrail’de oynanması gereken maçı da İstanbul’a kaydırdı. Bakalım o maçı İstanbul’da oynayabilecek miyiz yoksa İsrail lobisi o maçı da bir şekilde Türkiye dışında bir yerde oynatmayı başarabilecek mi?

Son not olarak 5 sakatla gittiğimiz Partizan deplasmanında yenilmiş olsak bile saygı duyulması gereken bir müsabaka ortaya koyduğumuzu tekrar etmiş olayım. Fenerbahçe bu maçta Calathes, Guduriç, Pierre, Sertaç ve Metecan olmadan çıktı.

Metecan’ın ise geçen sezonda son olarak Mayıs ayında Efes’e karşı süre alabildiğini o günden beri kadroda olsa bile hiç süre almadığını ve hala sakatlıkla boğuştuğunu belirtmek isterim. Ancak anlamadığım Fenerbahçe cephesinden bildiğim kadarıyla Metecan’ın sakatlığı hakkında hiç resmî bir açıklamaya denk gelmedim; 6 aydır nasıl bir sakatlıktır ki, üstelik uzun bir yaz arası da vardı, hala iyileşip forma giyemiyor Metecan.

En kısa zamanda tüm oyuncuların sağlığına kavuşması dileğiyle diyerek yazımızı bitirelim.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları