Birlikte hareket etme bilincinin sürdürülebilir bir yaşamı devam ettirmek adına hayati bir öneme sahip olduğu şu günlerde insanlığı yeni ayrım noktalarına sürüklemek büyük bir insanlık suçu!
Dünya üzerindeki hemen her bireyin hangi öğünde ne yediğini öğrenebilecek teknolojilere sahipken savaş çığırtkanlığı yapan ülke liderlerinin olması anlaşılır gibi değil...
Aslında Dünya''ya yenilenmesi için biraz şans tanısak karşılığını fazlasıyla üstelik kısa bir zamanda alacakmışız gibi duruyor. Burada insanı tehlikeli yapan şey kestirilemeyen hareketleri... İnsanlık hakkında yapılan araştırmalar ve türlü çeşitli kazılarda ortaya çıkartılan gerçekler insanlık tarihinin aslında pek de değişmediğini gösteriyor.
Milyonlarca yıldır buzulların altında kalmış tarihin eksik parçaları gün yüzüne çıkarken, kimi zaman heyecanlanmamıza kimi zaman da korkuyla titrememize yol açıyor.
Buzulların erimesi, su seviyelerindeki aşırı düşüş pek çoğumuz için sonun başlangıcı anlamına geliyor olsa da ardı ardına yapılan keşifler geleceğe dair bizi nasıl ilginç mucizelerin beklediğine dair bir umutla dolduruyor içimi...
Dünyanın bir noktasındaki kaşif bin yıllık bir kano bulurken, bir başka yerde yeni bir insan türü bulunduğuna dair haberler dolduruyor sayfaları...
Bazı bilim insanları bu keşiflerin, yeni tür virüslerle yüz yüze gelmemize neden olacağını söylese de eskilere dair ipuçları belki de şu anda çözümsüz gibi görünen bazı dertlerin çaresini de sunabilir.
DNA''mızın milyonlarca yıl önceki haline rastlayacağımız bir keşif belki gelecek nesillerin yaşam kalitesini artırabilir.
Dünya milletlerine hâkim olan hırsı ve açgözlülüğü bitirebilecek bir şey bulunsa belki de en güzel keşif o olabilirdi.
Belki de bu keşif milyonlarca yıl önce dünyaya inen ama buzulların arasına sıkışıp kalmış bir uzay gemisi olabilir. Çevremizdekilerden ümidi kestiğimiz için bizleri kurtarmak adına uzaylılara bel bağlamış milyonlarca insan var.
Belki kayıp bir insan türü belki de şimdiye kadar varlığına rastlamadığımız değerli bir maden! Her ne olursa olsun güneşin doğuşuyla başlayan mucize, içerisinde pek çok heyecanı ve keşfi barındırıyor.
Bu keşif kimi zaman bir laboratuvarda olabilirken kimi zaman da bir kazı alanında selamlıyor bizi...
İşte tam da bu yüzden kaşiflerin sayılarını artırmamız gerekiyor. Bizlere yeni bir umut verebilecek belki de tek onlar kalmıştır.
