Bir güne sığdıramadığımız mutlulukları bir ana sığmayan huzursuzlukları bir ömre sığmayan gözyaşlarını bir bedene sıkıştırdığımızda ve üzerinde azıcık da tepindiğimizde karşımızda 'hayat' dediğimiz şeyi görürüz.
Ve bu 'hayat' dediğimiz şey de her yıl 365 günün sonunda yeni bir yaş alır zamandan… Beden her ne kadar bu yaş almalarda hasar görse de deneyimler daha bir artar hayata karşı tavrınız ve dik duruşunuz kelimenin tam anlamıyla 'oturmuş' olur. Çevremizde bu tarz insanlarla bolca karşılaşıyoruz. Zamandan yaş alırken heybelerinde bolca güzellik ve başarı biriktirmeyi becerirler. Onları izlerken imreniriz 'ne güzel yaş aldı' deriz.
Gelin görün ki kimileri de zamanla olan yarışında her 365 günün sonunda bir yıl daha yaşlanır. Benzer şeyler gibi görünse de aslında yaşlanmak bedenle birlikte zihnin de kendisini kapıp koyvermesidir. Yaşlanan insanlarda zaman denilen o acımasız silindir sadece bedenlerin üzerinden geçmez düşüncelerin ve terazilerin de üzerinden geçer.
Buradaki terazi de bakkal terazisi değil hani bildiğiniz ağzınızdan çıkanı tartmanıza yarayan o mucizevi alet… Değil mi ki bin düşün bir konuş demişler. ..
Yeşilçam oyuncularından Aydemir Akbaş'ın yakın arkadaşı Nebahat Çehre hakkında yaptığı talihsiz açıklamayı okuyunca işte tam da bunları geçirdim aklımdan. 'Zaman' dedim, yaşlandırmış Aydemir Akbaş'ı , terazisinin ayarını biraz bozmuş gibi sanki…
Bilmeyenler için ikili arasında neler yaşandığını şöyle anlatayım…
Oyuncu Aydemir Akbaş, "Eğer Beyhan ile evlenmeseydim nikah masasına oturmak isteyeceğim kişi kesinlikle Nebahat Çehre olurdu. Onun ev hanımlığına, düzenine hayranım, gerçek bir kadındır. Geçmişte Yılmaz Güney ile evli olduğu zamanlar birbirimizin evine çok gidip gelirdik, muhteşem bir ev hanımıdır. Onun gibi bir kadın zor bulunur. Çok güzel yaşadı, kaliteli insanlarla vaktini geçirdi o yüzden şimdi hayatına kimseyi almıyor. Nebahat'in kalitesine ulaşmak zordur" şeklinde bir açıklamada bulundu.
Bir dönem ailece görüştüğü Çehre'ye bu tarz bir göndermede bulunması tabi ki yakışıksız olmuştu. Nitekim Nebahat Çehre de bu talihsiz ve 'terazisiz' açıklama sonrasında hemen bir yorumda bulundu ve "Kötü bir niyeti yok ama çok şanssız bir açıklama. Çünkü Yılmaz Güney'le evliyken, o da Beyhan ile evliydi. Ailecek görüşürdük. Yılmaz'ın da sağ koluydu. 65'li yıllardan beri tanışıyoruz ve eski fotoğraflarda hepimiz tıfılızdır. Aydemir, Galatasaray Lisesi mezunu, çok iyi bir ailenin çocuğudur. Ona kırılmam çünkü herkes ne demek istediğini anladı. Aramadım ama belki o, söyledikleri için arayacaktır" ifadelerini kullandı.
İki açıklamaya bakınca aynı dönemin oyuncuları ve aşağı yukarı aynı platformlarda kendilerini ifade etmiş iki isimden birinin yaş alırken diğerinin yaşlandığını görmek son derece üzücü…
Kaliteyi muhafaza etmek adına insanın yaş alması gerek zamandan aksi taktirde sadece yaşlanıp gideriz geride bir hoş seda bile bırakamadan…
