Önemsiz konuları ifade etmek için sıklıkla başvurduğumuz "sudan sebep," günümüz dünyasında paradoksal bir biçimde hayatımızın merkezine oturmuş durumda.
Ulusal düzeyde su savaşlarının yaşanacağına dair yapılan açıklamalara rağmen, bu olayların kısa bir zaman diliminde gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusunda kesin bir öngörüde bulunan olmamıştır.
Bu sorun, öncelikle hızla artan nüfusun sahip olduğu su kaynaklarını savurgan bir şekilde tüketmesiyle ortaya çıktı. Dünya gezegeninin büyük bir kısmı suda bulunsa da, içilebilir suyun oranı düşük seviyelerdedir.
Deniz suyunu arıtarak içme suyu elde etme gibi çözümler denense de, bu yöntemlerin verimli ve uygulanabilir olması maalesef pek mümkün değildir.
Atalarımız, yüzyıllar önce suyun önemini kavramış ve hayatlarını su kenarlarında kurarak bu temel gerçeği kabul etmişlerdir.
Ancak günümüzde, her şeyin belirgin sınırlar içinde olduğu bir dünyada, su kıtlığına doğru sürükleniyor olmamızın mantıklı bir açıklaması bulunmamaktadır.
Nüfus artışı veya bilinçsiz tarla sulamaları gibi faktörlerin etkisiyle barajlardaki su seviyeleri tehlikeli düzeylere inmiştir.
Kuraklık ve su sıkıntısı gerçeğiyle yüzleşmek, istesek de istemesek de kaçınılmazdır. Her geçen yıl daha kurak geçen kış mevsimi, bu acı gerçeğe bir adım daha yaklaşmamıza neden olmaktadır.
Yağmurlar sel felaketi olarak görülebilir, ancak bu yağışların barajlara olan etkisi oldukça sınırlıdır. Sonuç olarak, sadece felaketleri yaşayarak göz göre göre susuz bir geleceğe doğru ilerlemekteyiz.
İklim krizlerinin etkileri açıkça görülmekteyken, insanlığın hala amaçsız ve şuursuz bir şekilde birbirine karşı savaşmaya çalışması ve bunu mantıklı bir gerekçeye büründürme çabası endişe vericidir.
Modernleşmenin sadece yüzeysel bir görüntü olduğu, ancak içgüdüsel olarak atalarımızdan uzaklaşamadığımız bir gerçektir. Her seferinde kaynakların tükenme ihtimalini bilmemize rağmen, milyonlarca insan bunun önlemi için adım atmamaktadır.
Yetişkin bir insanın vücudunun büyük bir kısmının sudan oluştuğunu bilmemize rağmen, suyun kıymetini anlamadan ve korumadan geleceğe doğru ilerlememiz, felaket senaryolarındaki gibi bir sona doğru yol almamız anlamına gelmektedir. Bu durumu fark etmek ve önlem almak için hızla harekete geçmemiz gerektiğini düşünüyorum.
