Gündelik hayatın sancıları içerisinde para kazanmaya çalışan makineler haline geldik ve tek bir düşüncemiz olunca da cebimizi doyurmaya çalışırken ruhumuzu aç bıraktık.
Ruhumuzun açlığı bizleri şiddete yöneltti. Öyle ki gündelik hayatta şiddet hemen her türlü formda karşımıza çıkarken, ruhumuzun karanlığı da gün be gün artmakta...
Sanki birileri gazetenin 3. Sayfasını koparmış da memleketi buna sarmış gibi bir hal var.
Her sorunun çözümünü şiddet uygulamakta bulmaya başladık! Öyle bir noktaya geldik ki en ufak tartışmanın sonu cinayetle bitebiliyor.
Aile içi şiddet inanılmaz boyutlara vardı. İnsanların birbirinden korkmaya başladığı bir dönemden geçiyoruz.
Her akşam haberleri izlemek için ekran karşısına geçen milyonlarca insan bu haberlerle karşılaşıyor.
Eskiden memleketin birkaç yerinden gelen bu tarz haberler bizi karşılarken şimdilerde ne gazetelerin 3. Sayfalarına ne de ana haber bültenlerinin bir bölümüne sığıyor.
Oysa eskiden tüm bu olaylara karşı mesafemizi koruyabiliyorduk! Çünkü şiddetin kötü olduğunu biliyor ve bunun kontrol altına alınmaması halinde her canlının başına musallat olacağını düşünebiliyorduk.
Ama kontrol altında tutmayı başaramadık… Şimdi önüne gelene patlıyor önüne geleni yakıp yıkıyor öldürüyoruz.
Yaşanan şiddetin pek çok türüyle karşılaşınca bunlara bakış açımız da değişmeye başladı.
Hayvana şiddet, çocuğa şiddet, kadına şiddet karşımıza çıkan şiddetlerin başlıkları oldu.
Bu başlıklar arasından özellikle kadına şiddet korkutucu bir şekilde artmış durumda.
Şiddet sergilemek günlük bir rutin haline gelmiş gibi…
Yaşadıkları aşabilmek adına ruhumuza iyi gelen şeyler bulalım, adli olayların tarafı olmadan bir an önce eski saygılı ve huzurlu günlerimize dönelim.
Aksi halde gündemi her geçen saniye daha da korkutucu bir hale gelen güzel ülkemizin dev bir 3.sayfaya dönüşüne tanıklık edeceğiz.
Cezaların sosyal medya zoruyla verildiği bir ortamda hayata ve geleceğe iyimser bakmak elimizdeki tek dayanak noktası…
Seçimlerimiz ileriki zamanlarda daha neler yaşayacağımızı netleştirecek!
