Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Erdinç Yapan

Erdinç Yapan

KALBURÜSTÜ

Saygı

Bir başkasının hakkını sonuna kadar koruduğumuzda ve onların da özgürlükleri olduğu düşüncesini kabullendiğimiz zaman daha uygar bir toplum oluşturma adına doğru adımları atmaya başlayacağız. Ne yazık ki kutuplaşma ülkemizin kılcallarına kadar işlemiş bir sorun olarak karşımızda duruyor. Herkesin birbirine ve fikirlerine saygılı olduğu ve en azından belirli bir noktaya kadar söz söyleme hakkının da savunulduğu bir yapıdan en ufak mutluluklara bile izin verilmediği kapalı bir kutuyu dönüşmüş durumdayız.

Kitlelerin en büyük eğlencelerinden biri olan futbolu bile ülkemizde saygısız bir forma sokmayı başarmış canlılar olarak, Trabzonspor taraftarının şampiyonluk kutlamalarına engel olmaya çalışan taraftarlara ya da karşılıklı söylemlerle ortalığı karıştıran yöneticilere tanıklık ettik. Belki de en tehlikelisi bu açıklamaları yaparken hemen herkesin geçerli sebepleri olması...

Karşı tarafa zarar vermek ve onların mutluluğuna saygı duymamak adına kendimizce doğrular yaratmaya başladığımızdan beri pek çok konuda özgürlüğümüzün kısıtlanmaya başladığını gördük. Artık sosyal medyadan paylaşım yaparken, cebimizi ve keyfimizi etkileyen konularda yorumlarda bulunurken bile iki kez düşünmek zorunda kalıyoruz.

Fikirlere, sözlere ve eylemlere öylesine büyük bir saygısızlık hali içindeyiz ki günden güne tektipleştirildiğimizin farkında olamayacak kadar körleştik. Sesimizi çıkarabildiğimiz kanallar birer birer yitip gitti, eskiye dair keyif aldığımız pek çok şey şimdilerde ''suç'' sayılabiliyor.

Üst kademelerde yayılan saygı yoksunluğu tabana indikçe de kendisini şiddet olarak gösteriyor! Şampiyonluk kutlamaları sırasında kapatılmaya çalışılan sokaklar, çevredeki çoluk çocuğun psikolojisine aldırmadan edilen ağız dolusu küfürler...

En iyi becerdiğimiz şeylerden biri üzüntümüzü şiddete dönüştürmek oldu. Ancak zaman içerisinde fark etmeden sevincimizi de şiddetli bir şekilde kutlamaya başladık. Konu her ne olursa olsun kalabalık bir şekilde toplandığımızda yakıp yıkıyor çevremize zarar veriyoruz. Düşüncelere ve hareketlere karşı saygısızca davranıyor ve kalabalığın bize verdiği yetkiye dayanarak kendi doğrularımıza uymaya zorluyoruz.

Oysa birey olarak farklı ve çeşitli olmadıkça bir sonraki basamağa geçmemiz neredeyse imkânsız! Tek tip bir düşüncenin bırakın uzaya gitmesi evinden bakkala gitmesi bile son derece zor!

Kazancımız arttıkça kalabalıklar çoğaldıkça daha da saygısız bireyler olup çıktık! Trafikte bir başka aracın yanlışına korna çalarken bile iki kez düşünür olduk. Arabanın sahibinin sizin aracınızın aynasını kırması ya da yanında taşıdığı silahıyla sizi vurması an meselesi oldu.

Saygıyı yaşantımızın dışına öylesine hızlı ittik ki saygısızlığı bir yaşam şekli haline getirdik. Ağız dolusu hakaretler, dava etmeler, silah çıkarıp vurmalar...

Kutlama yapmayı beceremiyoruz, başkalarının mutlu olduğunu görmeye tahammül edemiyoruz. Düşüncesi ''bizden'' olmayana saygı duymuyoruz... Kısacası günün sonunda hemen her konuda ayrışıyor ve kutuplara ayrılıyoruz. Saygıyı hayatımızdan çıkardığımızdan bu yana sevgi çoraklığı yaşıyoruz!

 

 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları