Unutuyoruz, unutmak için yatıyoruz uykuya, elimizden bir şey gelmediğini bildiğimiz her konuda olanları unutmaya kodlanmışız adeta…

Yaşamak ve yaşatmak üzerine kurulması gereken düzenlere halen çok uzağız!

İnsan öldürerek huzur bulmaya, gücünü korumaya çalışan zihniyetlerin hükmettiği 2023 dünyasında yapılan onlarca bilimsel araştırmanın ne kadar da gereksiz harcamalar olduğunu düşünüyor insan...

Yanı başımızda devam eden Rusya-Ukrayna savaşı can almaya devam ederken, geleceği hiç düşünmeden dile getirilen ‘nükleer’ kelimesi de dünyanın geleceği adına oldukça korkutucu…

Bunu caydırıcı bir sebep olarak kullanmak bile yasaklanması gerekirken, böylesi bir yıkım silahının gündelik hayatın temposu içerisinde sürekli olarak haberlere konu olması insanlığın gerçekten de bunca yıldan sonra kafa olarak hiç de ileri gidemediğini gösteriyor.

İnsanlığımızın gerçekten de sorgulanması gereken bir dönemini yaşıyoruz.

Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın belki de tüm dünyada bu kadar konuşulmasının sebebi ne yazık ki Avrupa’nın bu ülkelerden gaz ve tahıl alması oldu.

Dünya devletleri savaş çıkarmayı çok seviyor gibi bir izlenim uyanıyor bu tarz haberleri okudukça… Güçlerini sınamak için çıkardıkları bu savaşlarla yerlerini sağlamladıklarını düşünen liderler attıkları her adımla dünyanın sonunu hızlandırıyorlar!

Onlarca acıyı sorgulamadığımız sürece her gün yeni bir ‘malzeme’ ile hayatımızı sürdürmeye devam edeceğiz gibi görünüyor. Şimdi de Çin ve Amerika gerginliğine dair haberler okumaya başladık.

Yaşanabilir yeni gezegenler keşfetmenin peşindeki bir grup insanın karşısında gökyüzünden masumların üzerine bombalar yağdırabilen bir sistem görüyoruz...

Sanıyorsun ki herkes el ele tutuşup barış ve kardeşlik şarkıları söyleyecek ve kötü günleri geride bırakmak adına el ele çalışacak.

Üzerine yazılan onlarca kitaba, ne kadar kötü olduğunu gösteren yüzlerce, binlerce film ve belgesele rağmen halen savaş çıkarmayı, başka ülkelerin sınırlarından içeriye askerî birlik göndermeyi bir çözüm olarak görüyoruz.

Yıllar içerisinde gelişen teknolojinin tüm bu savaşları ve ölümleri durdurabileceğini düşünerek bekliyorsun ve ümit ediyorsun ancak günün sonunda sadece savaş alanından daha net görüntüler sunan bir televizyonun karşısında buluyorsun kendini…

Savaş ve Barış kelimelerinin altının net olarak çizilmesi gereken bir döneme başlamak gerekiyor. ‘Savaş’ların net bir şekilde bittiği ve ‘Barış’ın da sadece güçlülerin tekelinde bir kavram olmaktan çıkarılıp tüm gezegeni çevrelediği bir anlama bürünmesi vaktidir artık.