İnsanın gen haritasının tamamlandığına dair haberleri görünce gelecek yüzyıllarda tıp alanında meydana gelebilecek gelişmeleri tahmin etmek zor değil. Yaşam süresinin ve kalitesinin uzatılmasına dair çalışmalar ve keşifler ardı ardına yapılmaya devam ederken bir yandan da dünyanın bir yerinde ''savaş''ların yaşanması gerçekten de tartışmaya açık bir konu...
Yaşadığı mağarasından gökdelenlere taşınan insanoğlu, yüzlerce yıl içerisinde pek çok keşfe imza atarken attığı adımlar ne yazık ki her zaman doğru bir yöne doğru gitmemiş. Dünyanın bir noktasındaki kâşif geleceği şekillendirmek adına dikkat çekici materyaller bulurken bir başka yerde kimyasal bir silahın çalışmaları yapılıyor belki de...
Bilimin en büyük adımları attığı noktalar ne yazık ki ya bir silah projesinin geliştirilmesi sırasında atılmış oluyor ya da dünyayı bir araya getirerek barışı sağlamada bize fayda sağlayacağını düşündüğümüz internetin Birleşik Devletler Savunma Bakanlığı bünyesine bağlı ARPA tarafından geliştirilen bir yapı olduğu gerçeğiyle yüzleşiyoruz.
Bazı bilim insanları bu keşiflerin, daha kötü bir gelecekle yüz yüze gelmemize neden olacağını söylese de belki de şu anda çözümsüz gibi görünen bazı dertlerin çaresini de bulabilir ve yaşam kalitemizi bir üst basamağa taşıyabiliriz.
DNA''mızın milyonlarca yıl önceki haline rastlayacağımız bir keşif belki gelecek nesillerin yaşam kalitesini artırabilir. Pandemi döneminde milyonlarca insan evlerine kapandığında doğanın nasıl mucizevi bir şekilde kendisini onardığına tanıklık etti.
Aslında Dünya''ya yenilenmesi için biraz şans tanısak karşılığını fazlasıyla üstelik kısa bir zamanda alacakmışız gibi duruyor. Burada insanı tehlikeli yapan şey kestirilemeyen hareketleri…
Dünya üzerindeki hemen her bireyin hangi öğünde ne yediğini öğrenebilecek teknolojilere sahipken savaş çığırtkanlığı yapan ülke liderlerinin olması anlaşılır gibi değil…
Birlikte hareket etme bilincinin sürdürülebilir bir yaşamı devam ettirmek adına hayati bir öneme sahip olduğu şu günlerde insanlığı yeni ayrım noktalarına sürüklemek büyük bir insanlık suçu…
Bu hırsı ve açgözlülüğü bitirebilecek bir şey bulunsa belki de en güzel keşif o olabilirdi.
Tüm buluşların temeline kendimizi koyarken aslında hırslarımızı ve nefretimizi de koyduğumuz gerçeğini unutmamalıyız. Yapılan keşiflerin ve buluşların bizleri ileri taşıması için insanoğlunun kötü yönlerini bu denklemden çıkarmalıyız. Böylelikle bizlere büyük adımlar attıracak buluşlar için de para ayrılabilir, zarar vermek için değil de hayat kurtarmak için kullanabiliriz bilimi...
Onlarca yıl önce bulunmuş ve sağladığı maddi fayda düşük olduğu için rafa kaldırılmış elektrikli araçları şimdilerde dünyayı kurtaracak yegâne şeymiş gibi sunmak da bilimi kendi çıkarlarına alet etmekten başka bir şey anlamına gelmiyor. Belki yaptıklarımızdan ders alarak şimdiye kadar yapmış olduğumuz keşif ve buluşlardan farklı doğrudan insanın işine yarayacak bir şeyler bulmaya başlayabiliriz.
Askeriyenin ya da büyük firmaların Metaverse adı altında sanal dünyayı da tekeli altına alma çabalarının ötesine taşıyabiliriz bir şeyleri... Her ne olursa olsun güneşin doğuşuyla başlayan mucize, içerisinde pek çok heyecanı ve keşfi barındırıyor.
Bu keşif kimi zaman bir laboratuarda olabilirken kimi zaman da hayatın tam da orta yerinde selamlayabiliyor bizleri...
Bilimin gerçek ve faydalı yüzünün ona karşılıksız ve çıkarsız bir şekilde harcama yapıldığı zaman ortaya çıkacağını artık anlayalım. Sadece parası olanın bilim ve buluş yapmasını engelleyemediğimiz sürece ortaya çıkacak buluşların da ilaç ve silah dışında farklı bir şey olmasını beklemek hayal olacak.
