Dünyadaki benzerleri sadece güldürüp eğlendirmek, keyifli vakit geçirtmek için yayınlanırken bizdeki muadilleri acılarla boğuşan bir ülkede yanlışların altını çizmek görevini üstlenmiş olan komedi programları, üzerine düşen görevi layığıyla yerine getiriyor.
Yaşanan depremin ardından depremzedelerin yardımına koşan oyuncuları nedeniyle çekimlerine ara veren Güldür Güldür programı, kazancı deprem bölgesine gönderilmek üzere yayınlanan yeni bölümüyle geri döndü.
Ülkenin siyasi gündeminin nabzını son derece iyi bir şekilde tutan ve yaptıkları skeçlerle beğeni kazanan program, deprem üzerine bolca göndermenin olduğu yeni bölümünde yine unutulmayacak bir işe imza attı.
Programın başında Ali Sunal''ın yaptığı o muhteşem konuşma, üzerinden bir ay geçen deprem felaketine dair en net ve çarpıcı ifadelerle doluydu.
İşte her zaman hatırlanması gereken o konuşma:
"Fay hattına bina yapmak mıdır normal olan? Ya da depremden sonra arama kurtarma ekiplerinin ve yardımların gecikmesi normal midir?
Denetlenmemiş binalar, parayla satın alınan mimar diplomaları, beceriksiz müteahhitler, liyakatsiz görevliler normal midir?
Çürük binalara imar affı vermek normal midir mesela? Veya böyle bir zamanda çadır satmak normal midir? Binlerce insanı göz göre göre ölüme göndermek normal midir?
Ve böyle bir felaket sonrası bir kişinin bile sorumluluk hissedip ''arkadaş ben yanlış yaptım, özür diliyorum'' deyip istifa etmemesi normal midir sizce?
Hayır, bu normal değil. Artık normal olan; bir vatandaş olarak hesap sormak. Artık normal olan; her felaketi kadere bağlayanı değil o felaket olmadan önce felaketi anlatan bilimi dinlemektir.
Bundan sonra normal olan; yetki veren kişinin akrabasına, ailesine, partilisine, arkadaşına yaptırması değil, uzman olana yaptırmasıdır."
Gerçekten de normal olan; hesap sormaya başlamamız gerektiği… Başımızı önümüze eğip acıların yanı başımızdan geçip gitmesine seyirci kalmamalıyız.
Bizleri sıyırıp geçtiği avuntularıyla mutlu olma zamanı geçti.
Artık normal olan; işi bilen insanların hak ettikleri yerde oldukları ve bizlerin de bunun huzurunu yaşadığı bir geleceğe sahip olmak.
