Günlerdir deprem bölgesinde yerle bir olmuş hayatların hikâyelerini izliyoruz. Elimizden geldiğince yaralara merhem olmaya çalışıyor, yine her zaman olduğu gibi ''önlem alınsaydı böyle olmazdı'' sözlerini sarf ediyor ve gözyaşı döküyoruz.
Sadece birkaç gün içerisinde ne kadar çok şey kaybettik. On binlerce can kaybettik… Evleri, arabaları, eşyaları, hatıraları, anıları kaybettik!
Kayıpların temel nedeniyse, ülke olarak pek çok başlıkta belirli standartlara ulaşamamamız oldu. Kendi koyduğumuz kurallara kendimiz uymadık.
Bir gün bunu neden yaptın diye azarladığımız kişilere iki gün sonra neden yapmıyorsun azarını sergilediğimizde böylesi yumuşak bir zemine herhangi bir yapı inşa edemeyeceğimizi de görmemiz gerekiyor...
Gündelik hayatın çivisi çıkmasın diye koyulmuş kurallar herkes için geçerlidir. Senin az uymak bir başkasının iki katı daha fazla kurallara uyması gibi bir dengeden söz edemeyiz.
Bu yüzden de işleyişe dair bazı kurallar koyarken ve uyulmadığı için çevrenizdeki insanları ağız dolusu hakaretlere boğarken iki adım sonrasında kendi koyduğunuz kuralları değiştirmek gibi bir lüksünüz olamaz.
Tıpkı şu anda yaşadığımız gibi ülkece enkaz altında kalırız.
Eğitim sistemini üzerine kurduğumuz sınavlarda, hemen her gün yaptığımız ''ayarlamalar'' yüzünden eksik eğitim almış bireylerin bizleri kurtarmasını umar hale geldik...
Yıllar geçip giderken karakterimizin temelini oluşturacak bazı unsurları eksik bıraktık! En fenası kendimizi unuttuk statümüzün ve kazancımızın ışığında kör olduk.
Üç günlük dünyadan biraz keyif almak adına kurulmuş bu sistemde, başkalarına emirler yağdırıp hayatları hiçe sayarken bir anda elimizin altından kayıp gidenlerle kahrolduk.
Bir yaraya merhem olmak adına bizden sonraki nesle bugünden daha güzel bir dünya bırakmak adına kılımızı bile kıpırdatmadık. Günümüzü kurtaralım derken yarınımızdan olduk.
İnsanlık ''geliştikçe'' bir arada hareket etmeyi unuttu. Gözünü kör eden değerler yüzünden canları hiçe sayar olduk.
Kayıplarımız korkunç, yerine koyamayacağımız kadar büyük, eski haline getiremeyeceğimiz kadar paramparça…
Ne kadar çok şey kaybettik bir anda!
