Kesip atmayı çözüm gibi sunanların karşısına kalemle dikilmek zordur cesaret ister...

İnsanları kesip biçmeyi normal görenlere inat ayakta durmayı gerektirir.

Aklındaki birikimi kullanıp bunları etkili ve anlamlı kelimelere döküp bunları da kayıt altına aldığında artık senden güçlüsü yoktur dünya üzerinde…

Tarihin yapı taşları yüzlerce yıl öncesinden kalan yazılı eserlerdir! Yapılanı anlamaya çalışmak yerine doğrudan tane tane anlatır bizlere kendi lisanlarında…

Bilginin güç olduğu bir dünyada bu gücü kullanmanın en etkili yollarından biri onu yazıya dökerek milyonlarca insana ulaşmaktır.

Gelişen teknolojiyle birlikte görüntü hayatımızı ele geçiriyor gibi görünse de günün sonunda kelimelerin gücü her şeye baskın geliyor.

Şiddetle ya da kaba kuvvetle çözülemeyecek pek çok problem, konuşarak yazı yazarak ortadan kaldırılabilir.

Aynı zamanda aklı kullanmak suretiyle kalemi konuşturarak topluma çok daha önemli bir etki yapılabilir. Bu da kaba kuvvetin önüne geçer ve eğitimin şiddetten ne kadar güçlü olduğunu gösterir.

Çünkü kalem tutan eller inşa eder geleceğe bir şeyler bırakma gayreti içinde olur. Kılıç gibi sadece belirli bir mecrada yapmaz bunu yüz binlerce kilometre öteden duyurur sesini etkisini dünyanın bir ucuna gönderir.

Kılıcın yarattığı korku ve tedirginlik ne kadar güçlü olursa olsun sadece o anlık bir baskı oluşturur kalabalıkların üzerinde.

Oysa kalemden dökülen satırlar sonsuza uzanan bir köprü gibidir. Üzerinden geçen herkesi etkisi altına alır.

Kalem güzeldir, kalem etkilidir kullanmayı bilen kişinin elinde her zaman için ortaya bir eser çıkması muhtemeldir.

Kimi zaman resim olur, kimi zaman da etkisi hiç geçmeyecek bir kitap…

Raflarda yerini koruyan yüzlerce yıl öncesine ait tiyatro eserlerinin günümüze dair dokunuşları ve etkileri öylesine yoğun ki ufak dokunuşlarla yeniden ve yeniden sahnede kendisine yer buluyor ve etkisi her geçen gün daha da artıyor.

İnsanlığın elinde böylesine güçlü bir şey varken neden çözümleri her zaman yıkımda ve savaşta görür anlamak mümkün değil.

Yüzlerce yıl öncesinden gelen yazıtlarda bu yola sapan uygarlıkların nasıl sona erdiği net bir şekilde ortaya konarken bu zamanda bu kin ve öfkenin varmak istediği nokta nedir?