İnsanların toplu halde huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşamasını sağlayan kuralların uygulanmasıyla birlikte medeniyete geçiş de başladı. Hayatımızı daha kaliteli bir şekilde yaşamak adına gereken her şey medeniyet kavramının içinde kendisine yer buldu.

Bilim ve teknoloji bizleri mağara devrinde yaşayan atalarımızdan daha ileriye götürdü. Ateşe hükmettik, tekerleği taktığımız araçlarla hayal edilemeyecek işler başardık.

Ateşin başında toplanan kalabalıklara sergilenen eylemler manaya büründü ve sanat kavramının temelleri atıldı. Sadece bedenin değil ruhun da beslenmesi bu sayede mümkün oldu.

İnsanoğlu sadece hayatta kalmak adına gününü geçiriyorken medeniyetle birlikte çok daha büyük ve çok daha anlamlı hedeflere doğru yol almaya başladı.

Sağlık alanında dev adımlar atıldı, vücudun herhangi bir noktasında oluşan derin kesikler ve yaralar bundan yüzlerce yıl önceki atalarımızın ölümüne yol açarken günümüz insanı beyin ameliyatı yapar hale geldi. Yaşam süresi ve kalitesi uzadı ve insanlık medeniyetin getirdiği nimetlerin keyfini sürmeye devam etti.

Tarımda dev hamleler yapıldı, küçücük ülkeler doğru tarım atılımlarıyla belirli bir üründe söz sahibi oldu.

Ruhunu ve bedenini doyuran insan gözünü uzaya dikti. Yaptığı roketlerle ve insansız uzay araçlarıyla gezegenimizin dışındaki sistemleri de incelemeye başladı. Haritalar çıkarıldı, derin uzay yolculuklarının hayali kurulmaya başlandı.

Lidyalılar parayı buldu çünkü değiş tokuş yöntemiyle hayalimizdeki şeylere ulaşmak pek de mümkün olmayacaktı. Para alışverişi kolaylaştırdı ve insanoğlu için üretmeyi teşvik eden bir yapı oluştu.

Mağaralarımızdan çıkıp medeniyeti kurmak adına çalışmamış olsaydık bugün nasıl bir noktada olurduk tarih kitaplarını biraz karıştırdığımızda ortaya çıkıyor.

Tabii ki bildiğimiz ve yaşadığımız anlamda medeniyeti bitirmek ve bizleri savaş çığırtkanlıklarıyla yüzlerce yıl öncesine götürmek isteyenler var. Ve bunlar insanlık tarihi boyunca her zaman oldu.

Neyse ki yaşanmışlıklardan ders çıkararak bunu bir daha tekrarlamak istemeyen kişilerin sayısı her geçen gün artıyor.

Yani medeniyetin sürekliliğine olan inanç her geçen gün daha da sağlamlanıyor.

Peki ya tüm bu saydığımız başlıkların dışında yaşamayı tercih etmiş ve çevresinde olup bitene gözleri kapalı bir şekilde sadece güdüleriyle hareket etmeye çalışan insanlar!

İşte bildiğimiz anlamda medeniyetin geleceğini tehlikeye sokması muhtemel kişiler tam da onlar…

Kimi zaman nükleer savaş çığırtkanlığı yaparlar, kimi zaman gelişimin karşısında dururlar, kimi zaman milyonların tepkisine rağmen yanlışı savunurlar kimi zaman da yüzyıllar içinde olgunlaşmış medeniyeti Türkiye''nin başkentinde bir mağazada ucuz tava almak için birbirlerini ısırarak heba ederler.