Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Erdinç Yapan

Erdinç Yapan

KALBURÜSTÜ

Masraflı hayat

İğneden ipliğe her şeyin fiyatının ikiye üçe hatta dörde beşe katlandığı bir süreçten geçiyoruz. Çevresel faktörlere bakıp bazılarına ''eee savaş hali ne bekliyordun ki'' diyoruz.

Dünya olarak hazırlandığımız son felaket ısınma sorunu… Rusya''ya yaptırım uygulayan Avrupa ülkeleri ısınmak için kullandıkları gazın yaptırım uyguladıkları ülkeden geldiği gerçeğini göz ardı edince şimdilerde inanılmaz tasarruf tedbirlerini hayata geçirmeye hazırlanıyor.

Türkiye ise bulunduğu konumun avantajını kullanarak böylesi zorunlu bir tasarruf uygulamak gerçeğiyle yüzleşmedi. Peki, ısınma sorunumuz yokmuş gibi görünse de bizleri kara kara düşündüren ne? Tabii ki yazın bitişini söyleyen Eylül ayıyla birlikte gelen zamlar…

İşte tam da bu hamleyle yine Avrupa ülkelerinden geri kalmıyor ve onların devlet eliyle uyguladığı kısıtlamaları biz kendimiz uyguluyoruz!

Ülke olarak uzun bir süredir zamlar dışında pek de fazla bir şey konuşamaz olduk. Hani kolay da değil neredeyse gün aşırı bir şekilde gelen akaryakıt zamları pek çok kesimi derinden sarstı. Hani şehirdeki araç sahipleri toplu taşıma alternatifine yönelerek belki hava kalitesi açısından faydalı bir adım atabilir ancak tarla sürmek için yakıt alamayacak köylünün üretimi düştüğünde ortaya çıkacak zararın pek de telafisi yok gibi...

Hayatımıza dokunan pek çok başlıkta hesap kitap yapmayı bıraktık… Plan adı altında yapılan tek şey ertesi güne kaç ekmek alacağımıza dair endişelerden oluşuyor…

Koronavirüs yüzünden yapmayı unuttuğumuz pek çok eğlenceli şeyi bu defa ''masraflı'' başlığı altında yapmaz olduk. Sanat aktiviteleri hayatımızdan birer birer çıktı. Belediyelerin düzenledikleri etkinliklere izin verilirse sanat denilen olguyu hayatımıza ucundan kıyısından sokabiliyoruz.

Hayat bu kadar pahalı bir hale gelmişken buna kalitenin eşlik etmesini bekliyor ancak bunu da göremiyoruz. En pahalı ikinci el arabalar arasından en az hasarlısına heves edip onu da almak için çekeceğimiz kredi miktarının çokluğuna hayıflanıyoruz.

En pahalısını almaya öylesine alışmışız ki fiyat artışıyla birlikte kalitenin ve aldığın hizmetten duyduğun memnuniyetin artması gerektiğini unutup gitmişiz.

Küçücük hayatlar yaşarken büyük hayaller kurmanın ne kadar zorlaştığına tanıklık ediyoruz. Kanatları koparılmış bir kuşun uçma hayallerinin elinden alınması gibi pahalı hayatımıza anlam katmaya çalışıyoruz. Okul en pahalısı, hastane en pahalısı, akaryakıt en pahalısı, elektrik, doğal gaz en pahalısı... derken o çok değerli hayatımızın yitip gittiğini görüyoruz.

Görmek yetmez peki ne yapıyoruz işte orası biraz karışık! Bir şeyler yapmaya çalıştığımızı düşünüyoruz, belki sesimizi de çıkarıyoruz ama zengin yaşamak için yapılan hırsızlıkları televizyon ekranlarında görünce ne kadar ileriye gidebileceğimize dair vicdanımızla baş başa kalıyoruz.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları