Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte oturma odamızdan çıkmadan dünyanın diğer ucunda yaşayan insanların hayatlarına dair fikir sahibi olmaya başladık.

Hele bir de yabancı dil biliyorsak gündelik hayatlarına dair yorumlarına tanıklık edip, gelecek planlarını okuyup kendi hayatımızı sorgulamaya başladık.

En çok da yıllardır bizlere reva görülen ve adeta dayatılan hayatın aslında ne kadar zorluklarla dolu olduğunu görmeye başladık.

Dünyanın farklı yerlerinde gerçekten de kaliteli hayatların olduğunu fark ettik.

Bulunduğumuz coğrafyanın altı üstü, sağı solu öylesine koyu bir açlığa ve savaşa gömülmüş durumdaki kendimizi sadece hayatta olduğumuz için şanslı hissediyoruz.

İşte tam da bu yüzden idareler tarafından zaman zaman sosyal medyanın kısıtlanması ya da tamamen yasaklanması gibi fikirler ortaya atılıyor.

Hayattan keyif de alınabileceğini sosyal medya üzerinden paylaşılan videolardan görüyoruz.

Ülkeyi yöneten her türlü bakan ve valinin adını bilmenin pek de gerekmediğini anlıyoruz. Bunları bilmeden de hayatın devam edebileceğini hatta iş sahibi olunabileceğini anlıyoruz.

Yaşamdaki tüm dertleri omuzlarımıza yüklenmeden de hayata değer katabilen bireyler olabileceğimizi anlıyoruz gördüklerimizden…

Acı çekmenin, para kazanmak için 24 saatin neredeyse tamamını birilerine vakfetmek gerektiğinin erdem sayıldığı topraklarda güne keyifli başlamak hatta keyifli bitirmek imkânsız.

Kazandığın paralarla sırf keyif almak adına harcama yapmanın ayıplandığı bir coğrafyada gençlerin gelecekten herhangi bir beklentisi olmadığını duymak çok da anormal gelmiyor…

100 yıllık tarihinde en bereketli toprakların üzerinde bulunan, dört mevsimin yaşandığı, toprağına ne eksen verimini bolca aldığın bir konumda yaşayıp da halen yarının için endişelenmek kâbustan farksız!

Yurt dışındaki bilim insanları sürekli olarak hayatı daha da kolaylaştıracak doğaya dost buluşlardan bahsederken bizim bilim insanlarımızın depremde kaç kişinin öleceğini anlattığı bir ülkede yarınlara dair mutlu olmak pek de mümkün değil.

Son yıllarda çareyi antidepresanlarda bulan insanların artması aslında bizlere bulunduğumuz coğrafyaya dair çok net mesajlar veriyor.

Huzuru bulmak için yurt dışına gidenlerin ‘iyi ki bu kararı vermişim’ yorumlarının üzerindeki gülümseyen fotoğraflarını gördükçe, dudaklarımdan dökülen ‘keyif sizsiniz işte’ sözleri çölde serap bulmaktan öte geçemeyeceğimizi bir kez daha hatırlatıyor…