Eli kalem tutanların ne kadar güçlü olduğunu insanlık geliştikçe ve medenileştikçe daha net bir şekilde anlamaya başladık.
Mağara devrinde elindeki mızrağı en uzağa fırlatabilen güçlüyken, Orta Çağ’da yayı en sona kadar gerip oku uzağa fırlatabilen insanlar daha doğrusu erkekler makbuldü!
Zaman geçip toplumlar modernleştikçe hemen her şeye çok daha farklı bir bakış açısıyla bakabileceğimizi gördük.
Kimi ülkeler genel geçer doğrulara farklı bir bakış açısıyla bakmak istemedi. Dümdüz bir bakış açısını sürdürdüğünde daha çok kazanıyordu ve bulunduğu statü onu çok daha fazla mutlu ediyordu.
Ancak eli kalem tutanlar fikirlerini daha geniş kitlelere ulaştırmayı başardığında pek çok şey kökünden değişti…
Öncelikle kadınlar da düşüncelerini özgürce ortaya koyabildi, yüksek sesle konuşmaya başladılar seslerinin kısılmaya çalışıldığı yerde ellerine kalemlerini alıp karaladılar, sessiz çığlıklarını satırlara döktüler.
Ve fikirler kalemden kâğıda aktı, oradan beyin kıvrımlarının arasına sızdı. Düşünen beyinler bu fikirlerin ete kemiğe bürünmesine yardımcı oldu.
Kimileri icatlarda bulundu kimileri çok daha büyük hayaller kurmaya başladı. Küçük dünyalardaki küçük beyinli insanların zincirlerinden kurtardılar kendilerini.
Eli kalem tutanlar cinsiyet ayrımı olmaksızın dünyayı değiştirdi. Tüm ayrımları ve ayrımcılıkları yıkıp geçti basit bir kalem başardı bunu…
Çünkü kalem cahilin elinde kimseye zarar vermezdi o sadece düşüncesi doğru ve birikimi olanların faydasına çalışırdı.
Oysa taşlar, bıçaklar ve silahlar akıllı cahil ayırt etmeden herkesin elinde tehlikeli bir nesneye dönüşebilirdi.
Yıkımın ve yok oluşun karşısında durmaya çalıştı eli kalem tutanlar…
Birikimlerini aktarmak için dev kütüphaneler kurdular. Bunların arasında en meşhuru İskenderiye Kütüphanesi yine insanoğlunun cinnet anlarından birine kurban gitti ve yakıldı.
Şimdilerde filmler ve kitaplar kitleleri etkileyebilen ve harekete geçiren kalem ürünleri olarak öne çıkıyor.
Güzel bir senaryosu olan filmlerin nasıl da yıllara kafa tuttuğunu görüyor ve saygı duyuyoruz.
Eninde ve sonunda eli kalem tutanların hemen her coğrafyada değer gördüklerini biliyoruz.
Zaman zaman eleştirilseler de zaman zaman cahil kalabalıklar tarafından dışarıda bırakılmak istenseler de yine de zamana ve mekâna kafa tutabilen böylesi güçlü insanlar her zaman tarihe damga vurmaya muktedir olacaktır.
