Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Erdinç Yapan

Erdinç Yapan

KALBURÜSTÜ

Kalabalık

Kalabalıkların içinde yaşamak ve kalabalıkla yaşamaya alışmak günümüz insanoğlunun verdiği en büyük sınavlardan biri…

Avcılık ve toplayıcılıkla hayatını sürdürdüğü taş devrinde sığındıkları mağaralarda kalabalık bir şekilde yaşamak ve bu kalabalığı çıktıkları avlarda başarıya ulaşmak için kullanan insanoğlu ilerleyen yüzyıllarda kalabalığın ne kadar da tüketici ve zarar verici bir olgu olduğu üzerinde düşünmeye başladı.

Sadece yanını yöresini kalabalıklaştırmak değil bahsettiğim beynimizin içi de zaman içerisinde çok kalabalıklaştı. Artık modern çağda beynimizde ve çevremizde daha da yalnızlaşmak istiyoruz. Bu dediklerim en azından günün büyük bir çoğunluğu için geçerli!

Nüfusun artmasıyla birlikte yaşam alanlarının da belirli sınırlar içinde olması sonucunda nehir kenarları, verimli topraklar yığınları kendisine çekti. İlerleyen zamanlarda ise kalabalıkların biriktikleri yerler sanayi merkezleri olacaktı.

İlk başlarda kalabalığı belirli bir noktada toplayıp ona hükmedenler başarılı oldu. İş gücü ne kadar fazlaysa elde edilen kazanım da o oranda artıyordu.

En azından makinelerin gücü artana kadar bu durum böyle devam etti. Alım gücü artan insan adeta gökyüzüne değiyormuş hissi veren kutu kadar evlerden tek adımda bahçesine çıkabileceği müstakil evlere kaçtı.

Kalabalıktan sıyrılabilen kişiler zengin ve varlıklı sayıldı ve bu kişiler parmakla gösterilmeye başlandı.

Avcılık ve toplayıcılıktan AVM alışverişçiliğine geçen canlılar için artık kalabalık bir gereklilik değil kaçılması gereken bir zorunluluktu.

Gerçekten de herkesin aynı yerde birikmesi ortaya fikirlerin değil de dedikodunun ve eleştirinin çıkmasına neden oluyor.

İnsanlık çok daha verimli ve çevresinin seyrek olduğu dönemlerde büyük icatlara imza atmıştı. Büyük düşünürler kendi iç dünyalarına yolculuk edebilecekleri sakin alanların varlığının çok daha fazla olmasıyla birlikte bugüne çeşitli düşünce kalıpları bırakabildi.

Büyük orduların ve sadece kol gücüyle çalışan fabrikaların artık pek de anlam ifade etmediği günümüzde ‘konfor alanı’ adını verdiğimiz küçük dünyamızda dönüp duruyoruz.

Bir dönem bizlere zorunlulukmuş gibi duran kalabalık yaşamın yıpratıcılığı içerisinde var olma savaşı veriyor ve sosyal medyaya sürekli yüklediğimiz fotoğraf ve yorumlarla kalabalıklar arasından sıyrılıp kendimizi göstermek istiyoruz.

Kendi iradesi olmayan kalabalıkları gütmek isteyen birkaç kişinin hırsı yüzünden şimdilerde insanlık oradan oraya savruluyor.

Yaşadığımız kalabalıktan sıyrılıp kendimizi ifade etmeye çalıştıkça bazı ellerin uzanıp bizi aşağıya çekmeye çalıştığını görüyoruz. Kalabalığın doğrularını gerçekten olması gerekenmiş gibi sunan seslere ara ara kulak tıkayıp ıssız bir adada kafamızı dinlemek belki de şimdilerde en yapılması gereken şey…

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları