Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Erdinç Yapan

Erdinç Yapan

KALBURÜSTÜ

İnsanlık için karlı, kutup ayıları için kârlı bir yıl

Son yıllarda şehirleşmenin getirdiği sorunlardan biri olarak, kurak geçen kış mevsiminden dem vurur, ''camlı camlı gökdelenleri diktiğimiz için kar getiren bulutların yaşadığımız şehri beyaz örtüyle kaplamasına izin vermiyoruz'' derdik. Oysa ki bu sene gelen bulutlar öylesine inatçı çıktı ki ne gökyüzüne dokunan gökdelenleri dinledi ne de milyonlarca insanın yaşadığı şehirden yükselen ısıya aldırdı.

Kurak geçen yılların ardından başlarda öylesine mutlu olduk ki haberlere konu olan ''çocuklar karın keyfini çıkardı'' haberlerinde büyükler de kendilerine yer buldu. Barajlar gerçekten de doldu, ülkenin pek çok yerinden birkaç ay öncesine kadar susuzluktan kurumuş olan göllerin yeniden canlandığına dair haberler geldi.

Zaten doğanın kendisini ne kadar hızlı onardığını koronavirüs karantinası sırasında evlerimize kapandığımız dönemde görmüştük. Doğa öylesine mutlu olmuştu ki dünyanın en zararlı canlısı olan insanın evlerine kapanmasına hava temizlenmiş, yunus balıkları sahil kenarlarında boy göstermeye başlamıştı. Doğa ana kısa bir süre de olsa nefes almış yaşadığını hissetmişti.

Birer haftayla yağan yoğun kar şimdilerde bazı sosyal medya kullanıcıları tarafından eleştirilmeye başlandı, çünkü insanoğlu hemen her şeye saniyeler içerisinde doyup kalan zamanını eleştirmek adına kullandığı için böylesi paylaşımların son derece doğal olduğunu anlamamız gerekiyor. Tabi ki bazı açılardan da böylesi bir kar yağışının ardındaki sebepleri merak edenler de çıktı. Konuyla ilgili açıklamaysa tabi ki gecikmedi.

Yaşadığımız bu yoğun kar geçişlerinin ardında dünyanın hayat kaynağı gezegen olan güneş yatmakta... O da bir gezegen olduğu için zaman zaman bazı anomaliler yaşaması beklenebilecek bir şey! Aslında bu dev ateş gezegeninde olan patlamalarla ısınıyor, onunla birlikte enerjimizi tazeliyoruz. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) öğretim üyesi, iklim bilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar, 2020''li yıllardan itibaren güneşteki patlamaların minimum seviyelere düştüğünü söyleyerek yaşadığımız karlı günlerin sebebini açıklarken, bizleri bekleyen kuraklık ve kıtlık tehlikesine karşı uyarmayı da ihmal etmedi.

Sebebini bilip de çaresizce bir bekleyişin içine girmek insanoğlu için en acı tecrübelerden biri aslında... Kendi güneşini üretme çabasına girmek işte tam da bu açıklamalar yüzünden gerekli gibi hissettiriyor. Yine de onlarca yaşanmışlıktan ders almayan ve aynı şeyleri tekrarlayan insanoğlunun kendi yaptığı güneşi zararlı bir şey haline getirmesi de son derece mümkün...

Prof. Dr. Yaşar yaşadığımız karlı günlerin ardında güneş patlamalarının azalması yatıyor derken yaptığı bir başka açıklamayla kutup ayıları adına sevindirici bir gelişmeyi de bizlere veriyor... Yaşanan soğumayla birlikte buzulların şimdilerde büyüme eylemi içine girdiğini söyleyen Yaşar, 2008 yılında 15 milyon kilometrekare olan buzulların sonraki yıllarda eridiğini ve şimdilerde tekrar genişleme eylemine girdiğine işaret ediyor.

Yani görünen o ki patlamaların azalmasıyla birlikte yaşadığımız soğuma bu yılı bizler için karlı bir yıl haline getirirken, kutup ayıları için kârlı bir yıl haline getirmiş.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları