Bazı şeylerin onlarca itiraza rağmen değişmemesi mantığımıza aykırı gelse de sistemin çarkları öylesine muntazam kurulmuştur ki ne kadar konuşulursa konuşulsun ne kadar eleştirilirse eleştirilsin kimse o çarklardan bir tanesini çekip alacak gücü kendisinde bulamaz.
Sekiz yıl gibi bir aradan sonra dijital bir platform üzerinden yeniden aramıza dönen Leyla ile Mecnun dizisine bakarken Ali Atay'ın canlandırdığı Mecnun karakterinin dizilerin sürelerine yaptığı göndermeyi büyük bir keyifle izledim ve aklıma bir döneme damga vuran 'Yerli dizi yersiz uzun' sloganı geldi.
Onlarca ünlü ekran yüzünü ve büyük bir merakla izlenen dizilere imza atan yapımcıları da ortak bir çatı altında buluşturan bu slogan o zamanlar için 90 dakika olan dizi sürelerinin 45 dakikaya indirilmesi adına yapılmış bir eylemin adı olmuştu.
Ellerinde 'Yerli dizi yersiz uzun' yazılı pankartlarla Taksim meydanını dolduran isimler daha insani şartlarda çalışmak istediklerini söyleyip bu haklarından vazgeçmeyeceklerini belirtmişti. Şimdilerde ekranlarda fazlaca görmediğimiz Beren Saat de bu yürüyüşte boy göstermiş ve o sıralar "Fatmagül'ün Suçu Ne" adlı dizide izlediğimiz oyuncu tepkisini, "Geçen gün 17 saat çalıştım. Dizi süreleri biraz kısalsın" sözleriyle dile getirmişti.
Öylesine geniş katılımlı ve öylesine etkili bir eylemdi ki bu ortalığın kısa sürede düzelmesini umdu herkes… Ekran karşısındaki seyirci de sanatçıların tarafını tuttu. Çünkü daha kaliteli işlerin ortaya çıkacağı söyleniyor ve yurt dışındaki benzer çalışma koşulları örnek gösteriliyordu.
Ancak hemen herkesin tepki gösterdiği dizi süreleri kısalmak yerine yıllar içerisinde daha da uzadı, hatta oynadığı dijital kanalda dizi sürelerine tepki gösteren Ali Atay bile bir televizyon kanalında 120 dakikayı bulan bir dizide başrol oynuyor.
Yaşadığımız yerin havasından suyundan mı yoksa herkese rağmen işleyen farklı mekanizmaların etkisinden mi blinmez bir şeyleri değiştirmek o kadar da kolay olmuyor.
Dizi oyuncularının, senaristlerin ve yapımcıların bile kısalmasını istediği süreler zaman içinde artarken bu işten kimler karlı çıktı belki de buna bakmak gerek… Belki oyuncuların kazandığı paralarda artış oldu ama kamera ardında çalışan emekçi için değişen hiçbir şey olmadı.
Yazımın başlığında 'hiç de kısalmadı' derken sadece dizi sürelerine verilen tepkiyi düşünmedim. Kalabalıkların isteklerinin giderek ikinci plana atıldığı bir dünya düzeninde yaşadığımızı gördüğüm için de bu başlığı tercih ettim.
Doğayı katledişimiz ve yaşadığımız pişmanlık öylesine büyük ki milyonlarca insan artık bir şeyler yapılması gerektiğini haykırıyor. Ancak büyük devletler bununla ilgili somut adımlar atmak yerine yaraların sarılması üzerine yoğunlaşmış durumda.
Günü kurtarmayı daha büyük kar saymaya devam ettiğimiz sürece kalabalıkların istekleri her zaman için görmezden gelinecek. Sonra bir gün uzun diziler keyif vermemeye başlayacak, dünya yaşanmaz hale gelecek ve yarına dair hayallerimiz birer birer sönecek…
