Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Erdinç Yapan

Erdinç Yapan

KALBURÜSTÜ

Hep aynı sorunlar

Çevremizi saran sorunları öylesine kolay kabul ediyoruz ki, bunların birçoğunun zaman zaman karşımıza çıktığını ve onların üstesinden kolayca gelebildiğimizi hatırlamıyoruz bile…

Hep aynı sorunlarla boğuşuyor olmak ve bunların çözümü konusunda bir arpa boyu yol kat edememek inanılmaz derecede üzüntü verici. Her gün gelen zamları, sokak ortasında yaşanan çatışmaları, sınırdan gelip geçen kalabalıkları, kapı dibinde yuvalanmış uyuşturucu satıcılarını, en ufak bir tepkide dayak yeme ihtimalini bile kanıksıyor ve bu sorunların çözümü adına kılımızı bile kıpırdatmıyoruz.

Çevremizde bazı sorunlar baş döndürücü bir hızla gelişip etrafımızı sarmalıyor. Öyle ki hayat dediğimiz koşturmada kafamızı çevirip çözümüne uğraşamıyoruz bile çünkü çözümsüz olduğunu ve tıpkı moda gibi yıllar sonra yeniden aynı sorunun karşımıza dikileceğini biliyoruz.

Bu durum genetik kodumuza da işlenmiş… Batı toplumlarıyla bizi ayıran yegâne şey de bu! Hep aynı sorunlarla uğraşıp 100 yılın sonunda hâlâ bir kahvehanede oturup 40-50 yıl önceki sorunun çözümü adına önerilerde bulunuyoruz.

Aynı dün yaşadığın sorunlara benzeyen sorunlarla uğraşmak da bir yerden sonra yormaya başlıyor. Boş boş karşı tarafa bakan insanlara benziyoruz.

Hep aynı sorunlarla uğraşmak bizleri zombileştiriyor.

Beynimiz de küçülüyor aslında, düşünsenize hep aynı soru duruyor karşınızda ve siz bunun çözümünü bulamıyorsunuz. Hani belki buluyorsunuz da kalabalıklar hep aynı sorunlarla uğraşmaktan keyif aldığı için işleyişi bozmaya kıyamıyorsunuz.

İster istemez, yatağından kalkıp pencereye yürüdüğünde, perdeyi aralayıp sokağa baktığında herkesin aynı sorunları düşündüğünü görmek gün geçtikçe sıkıcı bir hâl almaya başlıyor.

Peki, neden bunca çözüm bekleyen farklı sorular olmasına rağmen biz ülke olarak aynı sorularla boğuşup duruyoruz.

Ruhumuz bedenimizden sıyrılıp gidiyor yavaş yavaş…

En kötü senaryoyu yaşıyoruz her gün! Elimizdeki kumandayla filmleri ve dizileri kolayca ilerletip durdurabilirken beynimizi dolduran birkaç soruyu yanıtsız bırakmayı tercih ediyoruz.

Aynı sorunları çözmeye çalışanlarla birlikte bataklığa saplanmışız! Televizyon kanallarında yıllardır hep aynı sorunlar tartışılıyor ve onlarca insan bunlara cevap bulduğunu söyleyerek muhtemel cevapların önünü tıkıyor.

Sessizce beynimizi uyuşturan bu ‘aynı soru’ karmaşası sabah baktığımız aynada, kahvaltıda içtiğimiz çayda, evin kapısında, bindiğimiz toplu taşıma aracında sarıp sarmalıyor bizi.

Biz kurtulmaya çalışmadıkça aynı sorulara yanıt verip yenilerini çözmek için efor harcamadıkça, hücrelerimize kadar işleyecek bu durum ve içten içe yalnızlaştırıp yok edecek bizleri.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları