Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Erdinç Yapan

Erdinç Yapan

KALBURÜSTÜ

Ferhangi hüzünler

Ustaların ardından pek çok şey söylenir, yokluklarının geride ne kadar büyük bir boşluk bıraktığına dair beylik laflar edilir cenaze törenlerinde. İlla ki son yolculuğuna gözyaşları içerisinde uğurlanır.

Ferhan Şensoy, Türk tiyatrosunun ve sanat tarihinin tartışmasız en önemli isimlerinden biri oldu. Sanatını kalemiyle gösterdikten ve sahne üzerinde de en az yazılarında olduğu kadar başarılı işler yapabildiğini kanıtladıktan sonra milyonlar onu daha yakından tanıma fırsatı buldu.

Yazdığı oyunlardaki ince göndermeler, Devekuşu Kabare'ye yazdığı o unutulmaz eleştirel metinleri aratmadı. Kimi zaman Kahraman Bakkal'ın sistemin dişlilerinde ezilmemek için ne kadar zorlandığını gösterdi seyirciye kimi zaman da 'Parasız Yaşamak Pahalı' diyerek ülkenin hiç değişmeyen ekonomik uçurumuna göndermede bulundu.

Kalemini o kadar ustaca kullandı ki şahsına münhasır eserlerinin başkalarının elinde heba olacağından şüphe duysa gerek Ortaoyuncular tiyatro topluluğunu kurarak yazdığı tekstleri yine kendisi sahneleme lüksünü yaşadı.

Kaleminden çıkan oyunları başka sahnelerle paylaşmak konusunda ketum davrandı belki ama bu tavrı da onu anlayan herkesin saygısını kazanmasına neden oldu.

Güldürmenin ötesine geçen, her kelimesinde bolca gönderme taşıyan Boşgezen ve Kalfası dizisi Ferhan Şensoy'un zamanın ötesine geçen zamansız işlerinden biri olarak tarihteki yerini aldı.

On parmağında on marifet bir isim olarak yazdığı oyunlarla her zaman fark yaratmayı başardı. Soyut Padişah'la, İstanbul'u Satıyorum oyunlarıyla ileri görüşlülüğünü kanıtladı. Ferhan Şensoy, Türkiye'de olması gerektiği gibi olmayan ne varsa, ters giden ne varsa yermesini bildi, inandığı görüş ve düşüncelerden taviz vermedi ve kalemini de hep doğru bildiklerini anlatmak için kullandı.

Sahneyi sadece bir eğlence aracı olarak kullanmak yerine gündelik dertleri esprili bir dille anlatmayı tercih etti ve ilk olarak 1987 yılında seyirciyle buluşturduğu Ferhangi Şeyler adlı tek kişilik gösterisiyle ulaşılması güç rekorlara imza attı.

Gündelik olayları kendince, mizahi bir dille değerlendirdiği bu gösteri iki binin üzerinde bir gösteri sayısına ulaştı ve Şensoy'un en uzun soluklu işlerinden biri oldu.

Usta ismin ölümünden kısa bir süre önce verdiği röportajda kullandığı ifadeler onun hüznünü ve hayata karşı duruşunu net bir şekilde ortaya koyuyor:

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 'İST' adlı dergisi için Tolga Akyıldız'a konuşan Şensoy, Beyoğlu'nun çöküşünü büyük bir hüzünle izlediğini söylemiş ve şu ifadeleri kullanmış:

"İstanbul, özelikle Beyoğlu benim çocukluğumun, gençliğimin çok güzel platosuydu. Şimdi baktığımda bana o güzel yılları anımsatan hiçbir şey yok! Anılarımın üzerinden dozerle geçildi… Ses-1885'i korumak gibi bir görevim olmasa İstanbul'a, Beyoğlu'na ayak basmam!" Orta yolcu biri değilim, sanatta da gündelik hayatta da böyle bir tavrı kabul etmiyorum. Eğilip bükülme devrinde değiliz. Türkiye'yi aydınlığa çıkarma gibi bir mesuliyetimiz var! Belki o gün gelirse, Beyoğlu yine bir kültür sanat merkezi olur, ben de tekrar sokağa çıkarım"

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları