Sosyal medyanın ne kadar güçlü olabileceğini ve kısa sürede milyonlarca insanı nasıl etkisi altına aldığını şimdiye kadar pek çok olayda gördük. Hayvanlara şiddet vakalarının hızla paylaşılmasını ve suçluların kısa sürede yakalanmasını sağlayan sosyal medya son zamanlarda farklı bir görev üstleniyor.
Bir video uygulaması üzerinden marketlerdeki ürünlerin etiket değişimlerine tanıklık ediyoruz ve yapılan zamların haşmeti karşısında zaman zaman önümüzü bile iliklediğimiz oluyor. Peki, bu etiket paylaşımları bize neyi anlatıyor?
Aslında temel olarak alım gücümüzün günden güne eridiğini gösteriyor ama bir yandan da 40 yıl hatırı olan kahve gibi bir ürünün bir anda nasıl bir zamma uğradığına tanıklık ederek 'etiketin kadar konuş' diyoruz içten içe…
Ufak tefek zamlanan ürünlerin esamesi bile okunmuyorken, bazı videolarda fiyatı bir anda iki katı artan ürünler görüyoruz.
Malların üzerine yapıştırılan etiketler onların ne kadar zamlandığını ve her geçen gün ulaşılmaza doğru gittiğini gösterirken bazı etiketler de aksine değersizleştiriyor…
Derdini şu ya da bu şekilde anlatmak isteyenlere yapıştırılan etiketler onları toplumdan soyutlamak ve söyledikleri sözlerin altını boşaltmak için kullanılabiliyor. Genel olarak bir etiketleme hali tutturmuşuz gidiyor!
Kimi zaman bunun adı çamur at izi kalsın oluyor, kimi zaman fişlemek… Temelde sevmediğimiz insanlara da etiket vurmaktan geri durmuyoruz. Değerini belirleyen biz olduğumuz sürece mutlu da oluyoruz. Belki ürün etiketi videolarının bu kadar artmasında temelde yatan 'fiyatı ben belirliyorum' egosu yatıyor olabilir.
Aslında market yönetiminin sana verdiği kağıtları değiştiriyorsun! Yaptığımız çok fazla bir şey yok yani… Bu tarz videoları izleyip hayıflanıyoruz, şaşırıyoruz yer yer küfür etmek geliyor içimizden belki ediyoruz da içimizden…
Seversiniz sevmezsiniz ama her ne olursa olsun etiketine bakmadan da almazsınız. Çok zengin olsanız bu defa ürünün yıkanabildiğini ya da kuru temizlemeye göndermek gerektiğini öğrenmek için bakarsınız!
Etiketler son zamanlarda bizleri birbirimizden uzağa iten zenginle fakirin arasını daha da çok açan kağıt parçaları görevini görüyor. O etiket videoları bizlere ucuzcu marketlerin artık eskisi kadar ucuzcu olmadığını gösteren bir işaret oluyor.
Etiketler içinde yaşadığımız durumu çok iyi özetleyen birer kitapçık gibi… Çok kısa yazılmış ama derinden etkileyen şiirler gibi… Özlü sözler gibi… Kıssadan hisse… artık ne derseniz deyin ama böylesine hızlı bir şekilde değişen etiketler bizlere bir şeyler anlatıyor bence…
Kulak kabartıp dinlemeye başladığımızda belki kendimize yeni ve farklı hedefler koyabiliriz. Belki şimdi şu anda bile yeni etiketler basılıyor bir marketin kuytu köşelerinde. Herhangi bir ürüne değer katmak için sırasını bekliyor.
Öyle ya sonuçta o ürünü çok daha değerli hale getirmiyor mu değiştirilen bunca etiket? Bir süre daha bu tarz etiket videoları izlemeye devam ederiz. Ondan sonra başka şeyler popülerleşir kendimizi kaybederiz eğlence rüzgarları eser başımızda…
Başta söyleyeceğimi sonda söyleyerek bitireyim: Öncelikle kestane balının diyarı…
