Evin balkonunda otururken sokaktan gelen ‘eskici’ nidasını duyuyor ve bu ses sizi harekete geçiriyorsa bazı yaşanmışlıklarınızdan kurtulmanızın zamanı gelmiş de geçiyordur.

Yıllar büyük bir hızla gelip geçerken, ister istemez hayatımızda biriken anılar irili ufaklı ruhumuza bir ağırlık da yüklüyor.

Kimi zaman kolayca aklımızdan uzaklaştırıp kurtulabileceğimiz bu anılar kimi zaman da elimizi kolumuzu bağlayan ağırlıklar haline geliyor.

Tıpkı ağırlığından kurtulup havalanmayı başaran balonlar gibi omuzlarımızdaki eskilerden kurtulup uçmayı başarmamız mümkün!

Her ne kadar eskiler çoğunlukla kulağa kötü gibi gelse de yerine yenisi konulmayan eskiler de kimi zaman oldukça değerli hale gelebiliyor.

İşin bir de bu boyutuna bakalım dediğimizde dünyanın genelinde ‘eskilerin’ özellikle son yıllarda el üzerinde tutulduğunu görüyoruz.

İngilizcede ‘Oldies but goldies’ sözü tam da bugün yaşadığımız durumu anlatıyor.

‘Eski fakat değerli’ şeylerin hayatımızda gittikçe daha çok yer kaplamaya başlaması aslında yerine daha iyisini koyamadığımızı gösteriyor.

Değerli olan şeylerin tabii ki yerine daha iyisini koymak mümkün olmayacaktır ama halen müzikte, resimde ve sanatın diğer dallarında yüzlerce yıl öncesinin eserlerine yeni yorumlar katmaya çalışmak ve hemen her sene onları parlatarak öne çıkarmaya çalışmak geleceğe bırakacağımız bir miras üretemediğimizi gösteriyor.

Basit ve kaliteli eserlerin ortaya çıkması günümüzün komplike dünyasında belki de en zor işlerden biri gibi görünmekte…

En temel dürtülerden beslenen sanat modern dünyanın karmaşası içerisinde kaybolup gitmiş gibi duruyor.

Belki de bu yüzden eskiciler ve eskiler halen en gözdelerimiz arasında yer alıyor.

Yeniden çekilen filmler, yıllar öncesinin çok tutmuş işlerinin devamlarının yapılmaya çalışılması…

Kimi zaman bu matematik gerçekten de tutuyor ancak benzerlerinin ülkemizde de yaşandığı kimi durumlarda bir dönemin çok beğenilen programları ve dizileri yeni bölümleriyle kendisine alıcı bulmakta bir hayli zorlanıyor.

Üstelik, gösterilen bu çaba sırasında eserin orijinal hâli de zarar görmüş oluyor.

Günün sonunda eskiciler, insanlık var olduğu sürece kendilerine yer bulmayı başaracak. Çünkü bizler eskimeye devam ediyoruz ve her ne olursa olsun bizleri eskitenlere dair farklı duygular taşımaya da devam edeceğiz!