Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Erdinç Yapan

Erdinç Yapan

KALBURÜSTÜ

Düşünmeden duramayanlar…

Umutsuzluğun her geçen gün daha fazla ete kemiğe büründüğü bir ortamda tek çıkış yolu daha çok düşünmek, vazgeçmeden pes etmeden düşünmek… Yeni düşünceler geliştirmek ve bu düşünceleri nasırlı ellerin maharetiyle birleştirip hayata geçirmek.

Hemen her gün kötü şeyler olurken insanlar daha da yalnızlaşıp saldırganlaşırken daha iyiyi düşünmek belki sadece masumane bir ümit…

Gelin görün ki düşünmenin ete kemiğe bürünmediği maddeye dönüşemediği toplumlarda beyhude bir çabadır düşünmek… Düş kurmak gibidir olmayacak hayallerin peşinde koşturmak gibi… Çocukça bulunur, boş bir uğraştır çoğu zaman…

Zordur insanın bedeniyle para kazanması; elleri nasır tutan, gözleri çökmüş, bakışları çoook uzaklarda bir yere bakan… Zordur insanın bedeniyle para kazanması mecalin kalmaz pek çok şeye, çok yorulursun… Mesela ailene vakit ayıramazsın

Mesela sadece yorgunluktan yoksa sevgisizlikten falan değil…

Daha da zoru var mıdır diye düşününce insanın aklına hemen gelmiyor ama beyniyle para kazanan insan olmak da zordur kimi zaman, düşünmek bile yorar bazen adamı bir kenarda boş boş düşünen adam olmak…

Olmak ya da olmamak diyor ya yazar elinde bir kurukafa… İşte sahne ışığı tam da o anda vurur yüzüne düşünen kişinin… Düşünmek bazen karanlıkta parlamanızı sağlarken kimi zaman da karanlığa iter sizi…

Oysa en güzel şarkı sözleri, en güzel şiirler en güzel fikirler nasır tutmuş beyinlerin kıvrımlarından çıkar. Kalabalıklara ilham verir bazen, peşinden akıp gideriz o düşüncelerin…

Çünkü insan düşünen bir varlık kimi zaman inanamaz gözlerle bakarız düşünceli insanlara, nezaket değil burada kastım bizzat düşünen insan olmakta…

Eli nasırlı adamla beyni nasırlı adamın birleşiminden doğan sanat alır götürür sizi bilinmeyene… Muhteşem ortaklığın kurduğu labirentlerin içinde hayatı çözümlemeye çalışırsınız…

Derinden bir ney sesi dolar ruhunuza insanı anlatan enstrümandır nasıl olsa… Öyle ki neyin yedi deliği insan vücudundaki deliklere benzetilmiş, dokuz boğumu insanın ana rahminde geçirdiği dokuz ayla ilişkilendirilmiştir.

Oysa ne kadar sığ sularda yüzmeyi adet edinmişizdir, biraz derin gördük mü çıkmak isteriz sudan ıslanmak yeterlidir, suyun derinlerine inmek değildir amaç…

Derin bir nefes alıp yeniden başlamak her defasında daha çok düşünerek atmak adımları, nasır tutmuş beynimizden çıkan fikirlerin ne kadar da güzel olduğuna karşıdan bakmak…

Yine de düşünmekten nasır tutmuş bir beyne sahipseniz, düşünmeden duramıyorsanız daha iyisini daha güzelini daha normalini istemek sizin de hakkınızdır!

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları