Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Erdinç Yapan

Erdinç Yapan

KALBURÜSTÜ

Dünya dönüyor ama…

Yaşanan kıyametin tam da orta yerinde kalmak bu coğrafyanın kaderi olmakla birlikte onun dallanıp budaklanması ve çok daha tehlikeli bir hale gelmesi ya da gelmemesi de yeni bu coğrafyadaki insanların elinde…

Kimi zaman dışarıya bakıp gökyüzünü en yalın haliyle görebilmenin mutluluğunu yaşamak kimilerimiz için çok sıradan bir şey gibi gelse de on günü aşkın bir süredir saldırı altında olan topraklardaki insanlar bunun ne kadar da muhteşem bir şey olduğunu düşünüyor.

Tek önemli şeyin günü sağ salim bitirmek olduğu bir dünyada yaşamak şüphesiz kimsenin isteyeceği bir seçenek olmasa gerek!

Kitleleri gözü kara bir şekilde böylesi bir karanlığa sokan kişilerin ve grupların ellerine ve yüzlerine bulaşan kanın hiçbir zaman silinmeyeceği gerçeği şöyle dursun, bu karanlığın daha geniş coğrafyalara yayılmasını isteyenlerin varlığını fark etmek yaşadığımız yüzyılın ne kadar korkutucu olduğunu hatırlatıyor bizlere…

Özellikle bu dönemin insanları barışın ne kadar önemli olduğunu, kırılgan insan bedeninin onlarca acıyı çekmeyi hiç de hak etmediğini biliyor olsa da çekilen acıya kayıtsız kalabiliyor.

Hemen yakınımızdaki acıları sosyal medya hesaplarından kınayarak ruhumuzu rahatlatırken, vahşetin ete kemiğe büründüğü fotoğrafları görmezden gelmeye çalışıyoruz.

Tarih kitapları insanlığın birbirini acımasızca katlettiği savaşların en detaylı anlatımlarıyla dolup taşarken ısrarla yeni savaşlar yaratmaya çalışmak ve kendilerine yeni düşmanlar yaratarak tahribatı çok daha büyük bir hale getirmeye uğraşmak canilikten başka bir şey olmasa gerek!

Savaşa şapka çıkarmanın ve bu katliamların sponsorluğuna soyunmanın affedilir bir tarafı yok.

Özellikle kadın ve çocukların canını alan bombaların gökyüzünden yağdığı bir dönemde tüm bu acıyı kabullenmek son derece zor!

Yaşanan acı öylesine büyük ki ne kelimelerle tarif edilebiliyor ne de bu yapılanlara mantıklı bir neden bulunabiliyor…

Saf bir kötülük bizleri her geçen gün biraz daha karanlığa sokarken gökyüzündeki son ışık huzmeleriyle umuda ve barışa tutunmaya çalışıyoruz.

Hiçbir zaman tarafı olmak istemeyeceğimiz savaşların bir türlü bitmediği bir dünyada sadece ve sadece yağmur sonrası ortama yayılan o muhteşem toprak kokusunu ciğerlerimize çekmek ve bize bahşedilen nimetlerden faydalanmak istiyoruz.

Sadece doğduğu coğrafyanın acılarıyla yoğrulmuş bireyler olmak yerine hayatın tadını alabildiğine çıkartan bireyler haline gelmek istiyoruz.

Hayalleri ve cepleri savaş ganimetleriyle dolu insanların sadece görüntüde insan olduğunu fark edip onları dünya üzerinden bir anda yok edemediğimiz için duyduğumuz umutsuzluğa rağmen, küçücük umutlara sarılmak istiyoruz.

Savaş istemiyoruz herkesle barışmak ve şu hayattan keyif almak istiyoruz.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları