Seyirlik işleri daha da keyifli hale getiren, işin kalitesini üst basamaklara taşıyan ve kitleleri peşinden sürükleyen erkek ya da kadın karakterler başrol oyuncusu olarak tanımlanır.

Yaşamın bir noktasında herkes başrolde olmak istediğinden gündelik hayatta yardımcı oyuncuya rastlama şansınız sıfırdır!

Kimileri asla üzerinde taşıyamayacakları başrol oyunculuğunu yönetmenin çeşitli lütufları ve o an için uydurduğu araçlarla elinde tutmaya çalışırken kimileri de zirve için biçilmiş kaftandır ve kendisini bir gün mutlaka orada görecektir.

Burada önemli olan doğru kumaşı işlemeyi bilen yönetmeni bulabilmektir! Dedim ya gündelik hayatta herkes başrol oyuncusu olduğu için bu yıldızlar arasından gündelik hayatı sürdürmeyi sağlayacak önemli isimleri çekip çıkarmak gerekir…

Ama gelin görün ki vasıfsız oyuncularla dolu bir ortamda yönetmenin de en başarısızına denk gelince duyacağınız tek şek bolca hakaret ve olmayacak şahıslara gösterilen övgülerdir…

Peki, neden bu kadar caziptir başrol oyunculuğu…

Üniversite yıllarında gazetecilik okurken bir yandan da sahne tozu yutmuş biri olarak söyleyeyim en fazla alkışı ve övgüyü siz alırsınız… Ne kadar kalabalık bir kadroyla sahnede olduğunuz önemli değildir!

Tabi ki tekstteki en fazla ezberi siz yapmak zorundasınızdır ama sonunda yaşanan hazzın da parayla karşılığı yoktur.

Başrol oyuncusu dokunulmazdır, Amerikan film sektörü bizlere öğretmiştir ki ne kadar acı çekerse çeksin, ne çeşit zorluklar karşısına çıkarsa çıksın başrol oyuncusu filmin sonunda ayakta kalır ve tüm başarıları da kazanmış bir şekilde kameraya gülümser!

Set ışıkları kapatıldığında ve perde indirildiğindeyse işin rengi çok farklı olabilir…

Sahte dünya bitmiş gerçek olan başlamıştır çünkü…

Ve gerçek hayatta başrol oyuncusu olmak için hele de bazı coğrafyalarda çok daha farklı donanımlara haiz olmanız gerekir.

Kültürlü, saygılı, işini ehliyle yapan bir başrol oyuncusunun gerçek hayatta figüran olma şansı bile yoktur.

Gerçek hayatın başrollerini insanların zaaflarından istifade eden, bolca yalan söyleyen, içten pazarlıklı ve zirvede kalmak için herkesi harcayabilecek kişiler kapar.

İşte tam da bu yüzden sanat ve sanatçı bazı ülkelerde asla hak ettiği değeri göremez.

Kaliteli isimler hoş bir seda olarak kalma çabası içinde koşturup dururken, sahnede dekor bile olamayacak bazı ayrık otu sanatçılar da bolca paylaşım, etkileşim ve poz kesme çabalarının ardından cebini doldurmaya bakar.

Herkesin başrol oyuncusu olduğu bir toplumda filmi kaliteli bir sonla bitirmek de pek mümkün olmaz.