Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Erdinç Yapan

Erdinç Yapan

KALBURÜSTÜ

Bardak taştı

Damlaya damlaya göl oldu pek çok şey, yaşanmışlıkların bazen gizli bazen de aleni bir şekilde birikmesiyle birlikte bir anda anlamadan elimizde tutmakta olduğumuz bardağı gırtlağına kadar doldurdu.

Deyimler her ne kadar bardağın dolu tarafına bakmamızı öğütlüyor olsa da bu defa bardağın içindeki aslında, sıkıntılarımız sorunlarımız ve dertlerimizdi!

Sokaktaki insanın bile pek çok konuya ve soruna hayret ettiği bir dönemden geçerken bu defa kamera karşısındakilerin bardağı taştı.

''Köylü milletin efendisidir'' sözünü bolca duyarak büyümüş bir çiftçi çocuğu olan gazeteci Selçuk Tepeli, sunduğu ana haber bülteni sırasında öylesine öfkeyle doldu, öylesine sabrının sınırlarına ulaştı ki doğduğu köyün yakınlarındaki başka bir köyün çiftçilerinin yaşadığı sorunların anlatıldığı bir habere kayıtsız kalamadı ve sinirden düğümlenen boğazıyla iki kelam edemeyerek hırsını masanın üzerinde duran içi su dolu bardaktan çıkardı.

Canlı yayında bardağa elinin tersiyle vurup stüdyodan ayrıldı.

Sokakta, gündelik hayatın zorlukları karşısında verilen tepkilerin sertleşmesine alışmıştık ama kamera karşısındaki ana haber bülteni sunucusunun öfkesine böylesine yenik düşmesine çok şaşırdık.

Tabii ki her konuda olduğu gibi saniyeler içerisinde bu hareketi de Twitter''a yatırdık ve bolca yorum yaptık. Kimine göre böyle bir tepki göstermekte haklıydı Selçuk Tepeli, zaten uzun zamandır çiftçilere dair verdiği haberler sonrası duygularını saklamakta güçlük çekiyordu ve tarım arazilerinin gün be gün kaybedilmesine bir hayli sinirleniyordu.

Konulara sonuna kadar mantık çerçevesinden bakmayı tercih eden ve sanki gündelik hayatın gerginliğini hiç solumamış gibi yorumda bulunan bazı sosyal medya kullanıcıları kamera önü yüzünün ve özellikle de ana haber bülteni sunan bir kişinin duygularına yenilmemesi gerektiğini yazıp çizdi.

Oysa duygularını işinin dışında tutması gereken pek çok meslek dalı çoktan kendisini kaybetmişti...

Bardak doldu, doldu, doldu ve taştı! Üstelik öylesine taştı ki kameraya ve oradan da ekranları karşısındaki izleyicilerin üzerine döküldü.

Üzerimize dökülen suda gözyaşı vardı, sessiz çığlıklar vardı, çaresizlik vardı... Hayat veren su bu defa yaşadığımız zamanın bir yansıması olarak çıktı karşımıza.

Sinirlerimize hâkim olmamız gerekliliği üzerine konuşmaya bile gerek yok! İnsanoğlunun en kolay yıpranmasını sağlayan şey ölçüsüz ve gereksiz sinir atakları...

Zamanı geri alamayacağımıza göre bunun bilinciyle hareket etmeli ve elimizde tuttuğumuz bardak her ne kadar taşmış olsa da fazla suyun toprağa gitmesine çaba göstermeliyiz.

Anlık sinirle verilecek tepkilerin faydadan çok zarar getireceğini aklımızın bir köşesine yazmalı ve buna göre hareket etmeliyiz.

Hemen her yerde karşılaştığımız öfke nöbetlerine hayret eden gözlerle bakmak yerine onları anlamaya çalışmalı ve elimizden geldiği kadar yardımcı olmalıyız. Gerçekten de bardak taştı ve içinde biriken bazı tatsızlıkların başkasına zarar vermesine engel olmak bizim elimizde...

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları