Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Erdinç Yapan

Erdinç Yapan

KALBURÜSTÜ

Aynı

İnsanoğlunun yaşam enerjisini borçlu olduğu başlıklardan biri de farklılıklardır. Yatağından kalkıp pencereye yürüdüğünde, perdeyi aralayıp sokağa baktığında her şeyin aynı olduğunu görmek gün geçtikçe sıkıcı bir hâl almaya başlar.

Oysa öyle zamanlardan geçiyoruz ki değil sokaktaki aynılıklar hayatımızın her noktasında bir önceki günün aynısını yaşıyoruz. Verilen tepkiler, kızılan konu başlıkları, tepkisizliğin benliğimizin daha derinlerine inmesi…

O kadar aynı yaşıyoruz ki hayatı, bizleri bu uykudan uyandırmak için uzaylıların dünyayı istila etmesi gerekecek kadar ileri gitmiş durumdayız. Bu aynılık aslında beynimizin bize oynadığı bir oyun, belki de delirmemek adına kendisini korumaya alma hâli…

Tam tersini düşündüğünüzde yani her gün gelen zamlar, sokakta vurulmadan eve dönme şansının yüzde kaç olduğu düşüncesi, konser ya da tiyatroya gitmeden geçirilen sürenin inanılmaz bir noktaya gelmiş olması…

Çevremizde bir şeyler baş döndürücü bir hızla sürüp gidiyor. Öyle farklılıklar oluyor ki hayat dediğimiz koşturmada kafamızı çevirip yakalayamıyoruz bile…

Peki, neden bunca farklılık içerisinde her şey neden aynı geliyor bizlere? Çünkü en tehlikeli noktaya doğru ilerliyoruz ya da batıyoruz mu demek gerek!

Kanıksıyoruz olanları… Her gün gelen zamları, sokak ortasında yaşanan çatışmaları, sınırdan gelip geçen kalabalıkları, kapı dibinde yuvalanmış uyuşturucu satıcılarını, en ufak bir tepkide dayak yeme ihtimalini belki de…

Ruhumuz bedenimizden sıyrılıp gidiyor yavaş yavaş… En kötü senaryoyu yaşıyoruz her gün! Elimizdeki kumandayla filmleri ve dizileri kolayca ilerletip durdurabilirken kendi hayatımızın kumandası elimizden uçup gitmiş.

Aynılıkta bulmuşuz kendimizi, kalabalıkların aynılaşmasıyla birlikte başlayan bataklığa saplanmışız!

Sessizce beynimizi uyuşturan bu aynılık sabah baktığımız aynada, kahvaltıda içtiğimiz çayda, evin kapısında, bindiğimiz toplu taşıma aracında sarıp sarmalıyor bizi.

Öylesine kolay kabul ediyoruz ki aynılığı, bunun ne kadar korkutucu sonuçlar doğurabileceğini hayal bile edemiyoruz.

Aynılıklar içerisinde aynı düne benzeyen bir günde aynı sohbetleri ederken köşe başında, aynı yemeklerin söylendiği bir restoranda, haberlerde aynı yüzler, aynı cinayetler…

Biz kurtulmaya çalışmadıkça hücrelerimize kadar işleyecek bu aynılık içten içe yalnızlaştırıp yok edecek bizleri.

İnsanlığımızı unutup aynılığımıza sarıldıkça mutluluklar çıkacak temelli olarak, huzur masallarda kalacak.

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları