Naci Görür İstanbul depreminin büyüklüğünü açıkladı: Avrupa mı Asya mı daha riskli?

Naci Görür İstanbul depreminin büyüklüğünü açıkladı: Avrupa mı Asya mı daha riskli?
Beklenen İstanbul depremi için defalarca uyaran Prof. Dr. Naci Görür, Marmara depreminin büyüklüğünü belirterek Asya mı Avrupa Yakası mı daha riskli? sorusunu yanıtladı.

11 ildeki büyük yıkımında ardında İstanbul’a çevrildi. Marmara Bölgesi''nde deprem alarmı verildi. Naci Görür, Avrupa Yakası’nda deprem zararlarının daha fazla hissedileceğini belirterek, depremin şiddetinin 9’u bulacağını ifade etti.

“İRİLİ UFAKLI DEPREMLER OLUŞTURACAK”

Naci Görür, Kısa Dalga’dan Yeşim Özdemir’in sorularını yanıtladı. 6 Şubat depremlerinin sonuçlarını değerlendirerek artçıların bir yıldan fazla süreceğini söyleyen Görür, “İki büyük deprem nedeniyle Türkiye’nin büyük bir kısmının Anadolu’nun güney, güneybatıya doğru 7 metreye yakın savrulması, Anadolu levhasının içerisinde Doğu Anadolu Fay’ına yakın olan yerlerdeki levha içi faylarda da stres değişikliklerine neden olacağı için oradaki irili ufaklı fayların da dengesini bozdu. Dolayısıyla bunlar da kendilerine ulaşan stres ve değişime göre irili ufaklı depremler oluşturacaklardır” dedi.

“ADANA BÖLGESİ’NDE HAREKETLENME OLABİLİR”

Görür, deprem alarmı verilen bölgeleri şöyle açıkladı:

Depremler olmadan dahi biz Marmara Bölgesi''nde deprem alarmı vermiştik, bu bir. Ikincisi Erzincan’ın doğusunda, Erzincan ile Bingöl Karlıova arasında Yedisu Fay’ında deprem beklediğimizi öngörmüştük. Onun dışında Ege bölgesi, orası zaten sık sık küçük depremlerle sarsılıyor. Oradaki depremlerin kaynağı da bu Helen Kıbrıs Yayı, orada hareketlilik fazla. Dolayısıyla İzmir’den Antalya’ya kadar kıyı bölgelerimizde irili ufaklı depremler öngörülüyor. Oranın tektonik yapısı gereği. Bir de bu 6 Şubat depremleri nedeniyle belki Adana Bölgesi’nde de stres transferi nedeniyle bazı faylarda hareketlenme olabilir. Hatta Kıbrıs’ı dahi düşündük. Doğu Anadolu Bölgesi’ne yakın olarak; Kayseri, Sivas, Erzincan’ın doğusu yani Bingöl yakınları, Malatya. Malatya’nın özellikle kuzeybatısı, kuzeyi. Orada Malatya Fayı ve Tuzla Fayı. Oralarda belirli hareketlenmeler gözlemlenebilir.”

"DEPREMİN ŞİDDETİ 9''U BULACAK"

Doğu Anadolu, Batı Anadolu ve Kuzey Anadolu fay hatları üzerinde bulunan Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu her fırsatta dile getiren Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, yer ve zamandan bağımsız olarak ülkenin her an depreme hazırlıklı olması gerektiğini söyledi.

Marmara Bölgesinde deprem alarmı verdiklerini, özellikle kıyıda on kilometre içerisinde kalan alanlarda depremin oldukça şiddetli hissedileceğini ve Avrupa Yakası’nda deprem zararlarının daha fazla hissedileceğini belirten Naci Görür, depremin şiddetinin 9.0’ı bulacağını ifade etti.

Görür, hükümetin, merkezi yönetimin ve yerel yönetimlerin depreme dirençli kentler yapmak için sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini, halkın da yönetimlere bu noktada baskı yapması gerektiğini vurguladı.

Görür, “Bugün yıkıma bakınca yerel yönetimlerin de doğru düzgün bir şey yapmadıklarını görüyoruz, inşaatçıların da yapmadığını görüyoruz, merkezi yönetimin de yapmadığını görüyoruz. Herkes sınıfta kalmış.” dedi.

“HALK SANDIKTA GEREĞİNİ YAPSIN”

Yöneticilerin sorumluluklarını yerine getirmekte ve halkın can güvenliğini sağlayacak kentler oluşturmada istekli olmadıklarını vurgulayan Görür, halkın yöneticiler üzerinde baskı uygulaması gerektiğini ifade ederek, seçmene can güvenliğini sağlayacak, depreme kader demeyecek siyasetçilere oy vermesi çağrısında bulundu.

Bir halkta eğer deprem bilinci, kültürü, bilgisi yoksa o kenti depreme hazırlayamazsın. Halk ne yapar yapar, muhakkak yanlış işler yapar. Kaçak kat çıkartır, olmayan balkonları yaratır, iki katı üç kat yapar, kendine göre çeşitli malzemelerle binayı yapar. ‘Başımı sokacağım’ der, imara ve iskana aykırı her şeyi yaptığı gibi belediye başkanlarının, siyasetin üzerinde baskı uygulayarak imar afları çıkartır. Oyla da onları ödüllendirir. Halk bizzat deprem kültürüne sahip olmalı ki depremde kenti zayıflatacak faaliyetlerin yapılmasına halkın kendisi müsaade etmesin. Yapanlara karşı kaşını karartsın, sandıkta da gereğini yapsın.”

“DİRENÇLİ KENTLER OLUŞTURMAK ZORUNDAYIZ”

Kent bileşenlerinin yönetim sistemi ve yönetici karakteristiği, halk, altyapı, yapı stoku, ekonomi, çevre ve ekosistem parametrelerinden oluştuğunu belirten Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, deprem öncesinde bu bileşenlerde oluşan hasarları tespit ederek o hasarları azaltacak önlemleri almak gerektiğini vurguladı. Görür, Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunu hatırlatarak şunları aktardı:

“Depremler on üç milyon seneden beri olagelmekte daha milyonlarca sene de devam edecektir. Eğer biz Türk milleti olarak bu topraklarda ilelebet yaşayacaksak, neslimizi devam ettirecekse ki depremi de durduramayacağımıza göre deprem dirençli kentler oluşturmak zorundayız. Bunu biz mi icat edeceğiz? Hayır, dünyada bu var. California’da, Japonya’da, Şili’de, Meksika’da, Çin’de, Hindistan’da, İtalya’da bu var. Oralarda da bu büyüklükte depremler oluyor, beş-on kişi tesadüfen ölüyor. Bazen öyle büyük depremler olurken masanın üzerinden ancak kalemler düşmesin diye yeltenip çalışmalarına devam ediyorlar. Çünkü şundan eminler, çatı kafalarına çökmeyecek, çocukları okulda göçük altında kalmayacak, çalıştığı dairede-fabrikada göçük altında kalmayacak bundan eminler. Bu yapılabilir. Bunu yapabilecek gücümüz var. Paramız var, mühendisimiz var, bilim adamımız var, aklımız var. Sadece bunu yapacak siyasi irademiz, halkın bizzat desteği, gözetim ve denetimi yok. Yerel yöneticilerin bu konuya karşı bir istekleri yok.”

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İlgili Haberler
Öne Çıkanlar