Ekonomist Mahfi Eğilmez’den kriz kapıda uyarısı: Türkiye’nin kurtuluşu için formülü verdi

Ekonomist Mahfi Eğilmez’den kriz kapıda uyarısı: Türkiye’nin kurtuluşu için formülü verdi
Dünyayı krizin beklediğini ve bunun sebep-sonuçları hakkında kişisel bloğunda bir yazı kaleme alan Mahfi Eğilmez, Türkiye için ekonomik krizden kurtuluşun reçetesini verdi.

MAHFİ EĞİLMEZ'DEN KRİTİK UYARI: TÜRKİYE'NİN KURTULUŞU İÇİN FORMÜLÜ VERDİ!

“Avrupa Merkez Bankası''nın sıkıntısı Fed''in sıkıntısından da büyük. Dünyayı gerçekten zor günler bekliyor” diyerek küresel ekonomideki riskleri açıklayan ekonomist Mahfi Eğilmez, Türkiye’nin ekonomik kurtuluşu için bazı uyarılarda bulundu.

Kişisel bloğunda dünya ekonomilerinde durum değerlendirmesinden sonra Türkiye’ye değinen Mahfi Eğilmez, şu ifadeleri kullandı:

“2002 krizi sonrasında IMF desteğinde yeni bir ekonomi programını uygulamaya koyan Türkiye, uyguladığı bu program sayesinde krizden hızla çıktı. 2002 sonunda yaşanan iktidar değişimine karşın yeni gelen iktidar da IMF programını aksatmadan uyguladı. Bu program bankaların ve finans sisteminin güçlendirilmesi, kamu kesimi mali disiplininin sağlanması sonucu bütçe açıklarının düşürülmesi ve kamu kesiminin borçlanma gereğinin düşürülmesi gibi iki önemli temele dayanıyordu. Bu iki alandaki düzenlemeleri izleyerek Türkiye, AB ile tam üyelik müzakerelerine başladı ve yalnızca 2006 yılında bütün Cumhuriyet dönemi süresince gelen doğrudan yabancı sermaye toplamından yüzde 30 fazlası geldi. Yabancı sermayenin bu ilgisi yaklaşık on yıl azalarak da olsa sürdü. Türkiye bu dönem boyunca cari açığından fazla döviz girişi yaşadı. Bunun sonucunda TL güçlendi, dolarizasyon yüzde 57’den yüzde 29’a geriledi, bütçe açıkları azaldı, enflasyon ve faizler hızla düştü, büyüme yüksek düzeye çıktı, GSYH büyüklüğü üç katına yükseldi. Dönemin tek sorunu cari açığın yüksekliğiydi. 2008 ortasında IMF programı bitti ve IMF ile devam edilmeme kararı alındı, ardından AB ile ilişkiler bozulmaya başladı, yabancı sermaye girişi yerini dış borçlanmaya bıraktı. Yapılması gereken yapısal reformlar yapılmadığı gibi mevcutlar da yavaş yavaş bozulmaya başladı. Ekonomideki bozulmanın yanı sıra geçmişte yapılmış sosyal ve siyasal reformlardaki bozulmalar düzeltilecek, ileri götürülecek yerde tam tersine geriye götürüldü.

“EKONOMİK REFORMLARDAN FAZLASI GEREKLİ”

Bugün gelinen noktada Türkiye, dünyanın en yüksek enflasyonlarından birisine sahip, cari açığı ve bütçe açığı büyüyen, CDS primi dünyanın en riskli üç ülkesinden birisi düzeyinde bulunan, dış kaynak bulamayan ve durumu swap anlaşmalarıyla idare etmeye çalışan bir ekonomi görünümündedir. Türkiye 2003 – 2010 arasında yükselen piyasa ekonomileri arasında yıldızdı. 2014 – 2018 arasında bu konumunu yitirerek düşüşe geçti, 2018’den sonra bu ekonomilerin en umutsuzları arasına girdi. Özetle Türkiye, 2003-2022 arasında bir kuyruklu yıldız gibi parlayıp kayboldu. Türkiye’nin yeniden bir çıkışa geçmesi için yapılması gerekenler ekonomiyle ilgili adımların çok ötesinde bir çaba gerektiriyor. Sosyal, siyasal ve ekonomik alanların tamamında hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığının yerleştirilmesinden başlayarak eğitimin bilimsel temele dayandırılmasına, güçler ayrımına, düşünce ve ifade özgürlüğüne dayalı bir demokrasinin yerleştirilmesine, laikliğin oturtulmasına, vergi ve teşvik sistemlerinin değiştirilmesine kadar uzanan bir yapısal reformlar paketinin uygulamaya konulması gerekiyor.”

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İlgili Haberler
Öne Çıkanlar