2024 yılında dünya çapında 60'tan fazla ülke seçimlere gidiyor. Bu seçimler, yapay zekanın siyasi kampanyalarda artan rolünü ve beraberinde getirdiği etik tartışmaları da beraberinde getiriyor.
Endonezya'da yakın zamanda yapılan seçimlerde, 10 yıl önce vefat etmiş olan eski lider Suharto, yapay zeka tarafından üretilmiş bir videoda yeniden ortaya çıktı. Golkar partisi adına seçmenlere mesaj ileten bu deepfake video, siyasi kazanç için yapay zekanın nasıl kullanılabileceğini gözler önüne seriyor.
Görüntü ve seslerin bu şekilde manipüle edilmesi, seçim sürecinin bütünlüğüne zarar verme ve etik kaygıları artırma potansiyeli taşıyor. ABD'de de Biden'ı taklit eden sahte robocall'lar ve Pakistan'da İmran Han'ın yapay zeka videosu gibi örnekler, bu riski teyit ediyor.
Yapay zekanın siyasi alandaki kullanımı sadece deepfake videolarla sınırlı değil. Hindistan'da ölen eski lider Karunanidhi, yapay zeka teknolojisiyle bir kitap lansmanında "canlandırıldı" ve parti lideri olan oğlu Stalin'e destek verdi. Bu tür videolar, nostalji ve popülerlikten faydalanarak seçmenleri etkilemeyi amaçlıyor.
Yapay zeka tarafından üretilen içerikler, kamusal söylemi ve siyasi sonuçları önemli ölçüde şekillendirmeye hazırlanıyor. Bu gelişmeler, seçimlerde yanlış bilgilendirme ve seçmen manipülasyonu riskini de beraberinde getiriyor.
