Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Aydın Tomakin

Aydın Tomakin

AYDIN'CA

Kurt ve kuzu

Meşhur hikâyedir.
Irmağın yukarısında bulunan kurt daha aşağılarda otlanan kuzuya seslenir: Kuzu sen benim suyumu bulandırıyorsun.
Kuzu seslenir: Ama ben sizden daha aşağıdayım.
Sizin suyunuzu nasıl bulandırmış olabilirim ki;
Kurt: Olsun. Sen yine de suyumu bulandırıyorsun der.
Buradaki asıl gayeyi hemen herkes biliyordur. Kurt kuzuyu yemeye karar vermiştir. Ama bir bahane üretmeye çalışıyor.
Sevgili okuyucularım. Bu iktidar ve şürekâsının Türkiye Cumhuriyeti'nin nimetlerini kullanarak iktidara geldikleri gün gibi aşikâr. Ancak bunlar ilk günden beri Türkiye Cumhuriyeti'ni hiç sevmediler ve sevmiyorlar. Öyle ki 22 yıldır iktidar olmalarına rağmen hâlâ T.C.'yi istedikleri kıvama getiremediler. Radikal kararları bir anda alsalardı uyuyan koyunlar uyanabilirlerdi. O nedenle T.C.'yi ayakta tutan ritüelleri yavaş yavaş yıpratma ve anlamsız hale getirmeye çalışıyorlar.
Zamanın Başbakanı ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, millî bayram ve günleri öncesinde her ne hikmetse hastalanıyordu. Bir bahane uydurarak millî bayram ve günlere katılmazdı. Erdoğan ise; Abdullah Gül gibi aynı şekilde millî bayram ve günlerde mutlaka bir bahane uydurmakta mahir birisidir. Ancak geçmişte Anıtkabir'e giden devlet erkânı için; " Gidip orada sap gibi duruyorlar" demişti. Hepsinde olmasa da çok önemli durumlarda şimdi kendisi gidip Atatürk'ün mozolesi önünde saygı duruşunda bulunmak mecburiyetinde kalıyor.
29 Ekim 1923 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları tarafından, yıkılan Osmanlı İmparatorluğu'nun küllerinden meydana getirdiği devleti Cumhuriyet rejimi ile Türk Milletini tanıştırmıştı. Aradan 100 yıl geçmiş. Bu Tarih Türk Milleti için çok büyük önemi haiz bir tarihtir. Ama heyhat Sayın Cumhurbaşkanı'na göre hiç de önemi olmayan alelade bir tarih olarak görülüyor ve öyle gösterilmek isteniyor. Şu iktidar koltuklarında oturanların tamamı bu Cumhuriyet rejimi sayesinde o koltuklarda oturduklarını idrak etmek istemiyorlar.
29 Ekim 2023 günü Türkiye çapında Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlamamak ve önemini küçümsemek anlamında İsrail-Hamas çatışmasını bahane göstererek bir gün öncesi yani 28 Ekim 2023 gününe denk getirerek İsrail katliamını telin mitingi düzenlemiştir. Üç haftadır İsrail'i kınama mitingi yapmayıp 29 Ekim 2023 Cumhuriyetimizin 100. yılına bir gün kala mitingi düzenlemek pek de iyi niyetli olduğu söylenemez.
İsrail-Hamas çatışmasının ilk günlerinde Sayın Cumhurbaşkanı tüm Türk Milleti tarafından olumlu karşılanan bir tavır almış ve her iki tarafa da sükûnet tavsiye etmişti. Cumhurbaşkanının bu tavrı, taraflı tarafsız her kesim tarafından olumlu karşılanmıştı. Ama ben çevremdeki arkadaşlarla konuşurken; Cumhurbaşkanının tavrı bu değil. Beni çok şaşırtmıştır. Göreceksiniz mutlaka taraf olacak ve gerçek tavrını ortaya koyacaktır diye söylemiştim. Nitekim 2 hafta sabredebildi ve o ilk günkü mutedil tavrını terk ederek Türk ve Türkiye düşmanı Filistinlileri destekleyen açıklamalar yapmaya başlamıştır. Hamas'ı tüm dünya ülkeleri terör örgütü olarak görürken, Sayın Cumhurbaşkanı Hamas bir terör örgütü değil, topraklarını savunan bir mücahit örgüttür diyebilmiştir.
Savaşın sebebi ne olursa olsun. Savaşta en büyük zararı kadınlar, yaşlılar ve çocuklar görüyor. Bunu hiçbir insanın kabul etmesi mümkün değildir. Hangi taraftan olursa olsun sivillerin büyük zarar gördüğü bir gerçektir.
1948 yılına kadar İsrail diye bir devletin olmaması ve kendi elleriyle ortaya bir İsrail devletini oluşturmasına sebep olan Filistinlilerin, vebalini neden Türk Milleti ödesin ki? Filistinliler toprak satarak Yahudilere Filistin'de yerleşme ve genişleme imkânı veriyor ve 1948 yılında artık İsrail devletini kuracak sayı ve güce ulaşan Yahudiler, İsrail devletini ilan ediyorlar.
Bu gerçeği Türk milleti olarak görmek durumundayız. Aynı demografik değişiklik ülkemiz için de planlanmaktadır. Yabancılara ev ve arazi satışı hızlı bir şekilde devam etmektedir. Üstelik peynir ekmek dağıtır gibi yabancılara Türk vatandaşlığı hediye edilmektedir. Siz 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde iktidarın gerçekten bileğinin gücüyle mi seçimleri kazandığını zannediyorsunuz? Hayır. Açıklanan 240 bin yabancı oy kullanıldı denilmesine rağmen gerçek rakam yabancılar tarafından 2,5 milyon oy kullanıldığı bilinmektedir. Muhalefet normal şartlarda kazandığı seçimleri yabancıların kullandıkları oylar sonucu kaybetmişlerdir. Ne demişti Sayın Cumhurbaşkanı 2018 seçimleri sonrası "Atı alan Üsküdar'ı geçti". Evet bu seçimlerde de aynısı yaşandı. Artık muhalefet derdini Markopaşa'ya anlatır bundan sonra.
Bu iktidarın en büyük şansının da karşısında güçlü bir muhalefet olmamasıdır. Türkiye'nin bu kadar ağır koşulları altında, enflasyonun bu kadar azgınlaştığı ve vatandaşın çöpten beslendiği bir ortamda eğer muhalefet seçim kaybediyorsa bu iktidarın başarısı değil, muhalefetin beceriksizliğidir. Boş tencere iktidarı götürür sözü aslında doğrudur. Ama vatandaş güvenmediği muhalefete oy vermektense istemeye istemeye de olsa mevcut kazanımlarını da göz önüne alarak iktidarın devamına oy vermiştir.
Koyunlar uyanacak, uyanacak da inşallah iş işten geçmiş olmasın.

Ne mutlu Türk’üm ve Müslüman’ım diyene ve diyebilene…

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları