Heterodoks, Ortodoks, sonuç Botoks
'Heterodoks Ortodoks Ekonomi' sisteminden neyse ki kurtulduk.
Sistemi: "Nasılsa anlamıyoruz(!)" diyerek, başımıza sarandan da...
Hetero'yu anlıyorum da, aman deyim, o başka kapıya çıkıyor, IMF gibi değil.
Neyse, gözleri kamaşık, parıltılı, ışıldak beyefendi, enflasyonu tek hanelere düşürmek yerine, kalabalığı tek eliyle yara yara, aradan dereden geçerek, kürsüde depremzedelere konuşma yapan, çocukların ellerine sanki bayram harçlığı verir gibi 200 TL sıkıştıran, cumhurun başına yakın olmak, gözüne girebilmek için çok çabalamıştı.
Heterodoks, dış güçlerin, gözlerindeki ışıltıyı almasıyla birlikte devre dışı kaldı...
Sayın Bakan Şimşek'i el yordamıyla da arasak, kalabalıkların arasında göremiyoruz.
Ekonomik körlük başladı bizde de, önümüzü göremiyoruz.
Aslında Sayın Nebati, Sayın Şimşek gelmeden, elini rahatlattı.
'İstemezük' dese de, her nasılsa bir şekilde gelmeye ikna edildi. Bizi, kemer sıkma politikasıyla (kendileri hariç) düzlüğe çıkaracaktı, ama o da son sürat otomatiğe taktı.
Daha süratli gidiyor sayesinde enflasyon!
Ortalıkta pek görünmeyince de, 'dinin, dinsiz alimleri' haşa zamları bize musibet olsun, helâk olalım, akıllanalım, devlet büyüklerine karşı gelmeyelim, eleştirmeyelim diye baskı kurdular.
"Allah yaptı! Allah fakiri sever!" fetvalarıyla geldiğimiz son nokta, 'Allah'ın dediği olacağa!' geldi ki durum, vahametin ölçüsü burada. Her şey Allah adına yapılacak ki, yapılan 'izansız işler' Tanrı adıyla, haşa kakışlamak belli ki! Malum tabaka, zamlardan inim inim inleyen halkın gazını, böylelikle kolayca aldılar.
Biz de yedik(!)
Pardon, gazımızı Allah’ın izniyle çıkardık(.)
Hiç değilse kendi gazımız, Rus'un gazı olmasın da bizimki olsun, gerekirse tezek de yakarız rahatlamasıyla.
Valla ben zamlara Tanrı'yı karıştırmam, korkarım, onlar diyor!
En son, enflasyonu düşürmek adına, 'tek haneli enflasyon' dediler.
Tek haneli enflasyon ne demek?
Ekonomiden çok iyi anlayan birisi(!) olarak söylüyorum, hane başına uygulanacak enflasyon tutarı demek oluyor bu.
Hanenin gelirine göre, evin direği babanın, harcamaları kısarak, evin gerektiğinde ortak harcamalar için biriktirdiği, küçük altın, çeyrek, gram kasasını ele geçirerek 'tek başına' enflasyon ayarı çekmek oluyor.
O ne derse, o.
Ortodoks, Heterodoks ekonomiyi, kendi aklıyla çarparak, hane halkına yansıtarak, anlaşılır bir dille ifade edelim 'kemer sıkma politikası' uygulamak.
Ancak şöyle bir durum var, o da; kemeri kendine göre ayarlayarak, en sonraki deliği, hane halkına takmak, sıka sıka nefessiz bırakmak ve öğünleri küçülterek tasarruf sağlamak.
Reis ne derse o yani.
'Faiz neden, enflasyon sonuç' desek, daha doğru olur kanımca.
Heterodoks, Ortodoks derken, buruşuk ekonomiye botoks uygulandı.
Gerim gerim gerildik valla.
Kim yaptı bizden habersiz?
Dış güçler!
'Faiz neden, enflasyon sonuç' lafzını cımbızla çekiverdiler gözümüzden, dilimizden.
Tek haneli enflasyonu, anlayabileceğimiz ölçüde, hane başına, çift rakamlardan teke düşürüverdiler.
Paradan sıfırları, yani altı sıfırı atmak gibi!
Geçinip gidiyoruz işte sıfırlar atılınca!
Ondan keserek,
bundan keserek,
hane hesabı yaparak.
Menemene bol soğan, domates doğrayıp, yumurta kırmayarak!
Sonuçta maaşı ay sonunu çıkaramayıp, denkleştiremeyince banka banka dolaşarak!
Onlar da artık kapitalist sistemin uygulayıcısı oldular.
Eskiden kredileri dijital yolla alabiliyorduk, şimdi banka şubesine kendiniz, bizatihi, görüntülü olarak baş vuruyorsunuz, sizden gözünüzün fotoğrafını istiyorlar.
Nedenini banka müdürüne sorduğunuzda:
"Efenim, hele bir vesikalık göz fotoğrafınız gelsin, kredi çekip çekemeyeceğiniz konusunda, size bilgi vereceğiz." dedikten sonra işler devam ediyorsa ediyor.
Emekliye, son verilen kuş kadar maaş artışından sonra gelen yanıt: "Efenim, sizde bu krediyi alacak göz var, ancak ödeyecek takat yok!" da diyorlar hani, şakası.
Bu acımasız kapitalist sisteme, karşı çıkın da görelim bakalım.
Nerede kalmıştık ne diyordum?
Hıımmm IMF’ye borç veriyorduk.
Neyse borç yiğidin kamçısıdır, öderler.
Aman, bize ödetmesinler de acı reçetesini.
Yıllardır; "Bu son rampa! Ha gayret! Düzlüğe çıkıyoruz, ahan da güneş doğmak üzere!.." söylemiyle her defasında bu algıyı önümüze koydular, gerçeği örttüler. Halk da yedi, hakkını yemeyelim(!) Sistem 'kazan kazan' çerçevesinde ağlarını muktedirlerden tarafa örerken, yoksul tabakalara arasına ağlar yerine, nihayet aşılması mümkün görünmeyen, 'duvarlar' örmeye başladılar. Kıyıları, dağları, ovaları, kadim sahiplerinin ve halk ortaklığının elinden alınarak, ecnebilere dahi satmaya devam ediyorlar. Muhalefet mi ne yapıyor? Hah, işte orası muamma değil, şimdilik oturuyorlar. Mugalata yapıyorlar. Sakın uyandırmayın 'mışıl mışıl uyuyorlar.' Koltuklarını kaybetmemek üzere koltuklarından dahi kalkmıyorlar'
Korktukları, halkın desteğini kaybetmek değil, koltuklarını kaybetmek!
Zamlar üç haneye,
muhalefet tek haneye düştüler zaar!