Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Aydın Tomakin

Aydın Tomakin

AYDIN'CA

BU MEMLEKETİN PROBLEMLERİ!

Sevgili Okuyucularım. Bir önceki yazımın başlığı “Bu memleketin en büyük poblemi cehalettir” demiştim. Cehalet bu ülkenin yeni değil eskiden beri halledemediğimiz bir kanayan yarasıdır. En büyük problem olduğu sosyolojik manada doğrudur. Ama son yıllarda kendi ellerimizde ve bilerek edindiğimiz bir problemimiz daha varki belki de ‘Cehalet’ problemini bile gölgede bırakacaktır.

Suriye’de 2010 yıllarında meydana gelen iç karışıklıklar nedeniyle bir kısım Suriyeli, Türkiye‘ye göç etmeye başlamışlardı. İlk zamanlar kimse ne olup olmadığının bile farkında değildi. Uluslararası göç anlaşmasına göre bir ülkeden başka bir ülkeye göç sayısı 100 bini bulduğu zaman o ülke sınırında tampon bölge oluşturmaya ve artık gelenleri o tampon bölgede tutma hakkı vardır.

Türkiye ne yaptı?

Türkiye bu hakkını kullanmadığı gibi sınırdaki mayınları dahi temizleyerek sınırdan geçişleri adeta kolaylaştırdı. 2011 yılında başlayan göç dalgası günümüze kadar devam etti ve sığınmacılar halen gelmeye devam ediyorlar. Bugüne kadar resmi rakamlara göre açıklanan Suriyeli sayısı 5 milyon civarında. Ama başka kaynaklara göre 8-ila 10 milyon arasında değişmektedir. Hatta Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın ifadesine göre Türkiye’de toplam 13 milyon sığınmacı bulunmaktadır.

Bu sığınmacılar sadece Suriyeli değil Iraklı, İranlı, Afganlı göçmenlerden oluşmaktadır. Hatta bu Afan sığınmacılarının ABD’nin Afganıstan’da yetiştirdiği ‘Özel Kuvvet’ askerlerinden oluştuğu ciddi ciddi tartışılmaktadır. Çünkü Afganistan’dan gelen sığınmacılar kadın ve çocuklar hariç sadece 20 – 30’lu yaşlarda gençlerden oluşmaktadır. Dahası Afganistan’dan çıkıyorlar kocaman ülke İran’ın bir ucundan giriyor ve diğer ucundaki Türkiye’ye ulaşıyorlar.

Arkadaşlar, sevgili okuyucular, biz cehaletle bir şekilde başa çıkamasak ta kendi içimizde ‘absorbe’ edebileceğimiz bir konu. Ancak bu sığınmacı konusu, Türkiye Cumhuriyeti’ni bölünmeye kadar götürebilecek çok önemli ve ciddi bir konudur. Muhalefet partilerinin tamamına yakını göçmenleri ülkelerine en kısa zamanda göndermeliyiz, biz iktidar olursak iki yıllık bir takvim çerçevesinde bu sığınmacıları (işgalcileri) ülkelerine göndereceğiz diye ifade etmektedirler. Ama buna mukabil mevcut iktidar ise; hayır biz bu sığınmacıları ülkelerine göndermeyeceğiz diyorlar. Bu sinsi yapılanma ‘BOP Eş Başkanlığı’nın aldığı bir karar olduğu entelektüel kitle tarafından tartışılmaktadır. Gerçi seçim öncesi Türk Milleti’nin gazını alma babında 1 milyon kişiyi sınırda yaptığımız toplu konut evlerinde ikamet etmek üzere göndereceğiz gibi yarım ağışla söylenen sözler de unutuldu.

Konu çok ciddi, durum çok vahim bir noktaya doğru hızla ilerliyor. Türkiye’nin demografik yapısını değiştirecek boyuttadır. Ülkemin güzel insanları alacağı üçbeş kuruş yardımlardan başka gözü hiçbir şeyi görmüyor. Önümüzde bir yerel seçimler var. Bu sığınmacılar Güney illerimizde birçok muhtarlık, hatta belediye başkanlığını kazanırlarsa hiç şaşırmayın. Bunu bugünden söylemek kehanet olmasa gerektir. Zira iktidar bu işgalcilerin büyük bir çoğunluğuna önce 250 sonra 400 bin dolar karşılığı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı hediye ettiler. Geçtiğimiz seçimlerde ne kadar sığınmacının oy kullandığı resmi olarak sorulmasına karşın açıklanmamaktadır. Atatürk’ün benim şahsi meselem dediği ve ülkemize kattığı Hatay’ı her an kaybedebiliriz. Keza Kilis öyle, hatta Gaziantep dahi tehlikede. Bu yörede yapılacak bir ‘Plebisit’ sonucunda kaybedeceğimiz yöreler olacaktır.

Uyan Türk Milleti, uyan ülkemin güzel insanları, uyan sürü psikolojisi içinde olan koyunlarımız!

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE, VE DİYEBİLENE.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları