Nedir bu ‘cemaat’?

Türkiye’nin çok uzun yıllardır tartıştığı ve gündeminden düşmeyen konun başlarında ‘cemaat’ konusu geliyor.

Cemaatlerin varlıkları, devletle olan temasları ve beraberinde yaşanan skandallara her geçen gün yenisi ekleniyor. Eleştiriler bitmek bilmezken, cemaatlerin ve üyelerinin varlıkları da aynı doğrultuda hızla toplumda kendisine yer buluyor.

Ancak Türkiye’de cemaatlerin varlıkları tartışılırken sosyolojik durum göz ardı edildiği gibi kavramın arka planı da ‘fikri’ tartışmaların merkezine maalesef konulmuyor.

‘Cemaat’ kavramını anlayabilmek için Tönnies’in ‘Gemeinschaft ve Gesellschaft’ kavramlarını iyi bilmek gerektiği düşüncesindeyim.

Peki nedir bu 2 kavram?

Modern sosyolojide çok önemli olan Gemeinschaft ve Gesellschaft kavramları, Alman sosyolog Ferdinand Tönnies’in çalışmalarından ortaya çıktı. Tönnies, 1887’de yayınlanan Gemeinschaft und Gesellschaft adlı kitabında bu terimleri bilimsel açıdan ilk kullanan kişi oldu. Daha sonra da kavramlar Weber tarafından genişletildi.

Gemeinschaft terimi çoğunlukla “topluluk/cemaat” şeklinde çevrilir. Terim geçmişin uyum ve istikrar çağının romantik anılarını çağrıştırır. Fakat Tönnies terimi daha özel anlamda, büyük ölçüde kişisel, yakın ve sürekli insan ilişkilerini anlatmakta kullanmıştır.

Bu ilişkiler içindeki bireyler, tıpkı ailede olduğu gibi, tamamen değilse de, büyük ölçüde gerçek dostlar grubuna veya sıkıca birbirine bağlı bir gruba katılmaktadırlar. Tönnies, bu bağları, herkesin yerini bildiği, statünün atfedildiği, toplumsal ve coğrafi hareketliliğin sınırlı olduğu ve tüm hayat tarzının homojen bir kültüre, örgütlü dine dayandığı ve iki önemli sosyal kontrol birimi “aile” ve “kilise” tarafından desteklenen kesin bir değerler ve ahlak kuralları tarafından düzenlendiği geleneksel köy topluluklarıyla ilişkilendirmeye çalışır.

Bu küçük toplumlarda herkes birbirini tanır ve kan bağıyla veya evlilikle birbirine bağlıdır. Toprağa, akrabalara ve doğadaki düzenliliklere bağımlı olan bu bireylerin çok azı kendi topraklarından uzaklaşır. İlişkiler daha doğal, organik ve duygusal görünür. Bu ilişkiler bugünkünden daha fazla anlama sahip görünmektedir.

Gesellschaft terimi genellikle “toplum” veya “birlik” olarak çevrilir. Tönnies bu terimi, gemeinschaft’la karşıtlık içindeki her şeyi, özellikle modern kent hayatının görünüşte kişisellikten uzak, yapay ve geçici ilişkilerini anlatmak için kullanmıştır.

Ticaret ve sanayi kişinin başkalarıyla ilişkilerinde daha hesaplı, daha rasyonel ve kendi çıkarına yönelik bir yaklaşım içinde olmasını gerektirir. Biz, insanları tanımak yerine, daha ziyade onlarla sözleşmeler veya anlaşmalar yaparız. İşimiz hatta gündelik ilişkilerimiz esas olarak bir amacın, diğerlerinden bir şeyler almanın aracıdır. Bu yüzden onlar dar ve sınırlıdır. Biz bir tezgâhtar veya banka memuruyla bir şeyler almak için konuşuruz.

Modern sanayi hayatında duygu ve yakınlığa yer yoktur. Bizler, hayatın genel akışının giderek hızlandığı, daha dinamik, rekabetçi ve büyük ölçekli hale geldiği bir toplumda, ekonomik ilerleme, daha yüksek bir hayat standardı ve statü mücadelesi veririz. Tek bir kültür yerine çok az toplumsal yaptırıma sahip birçok farklı hayat tarzı vardır.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları